Bodrum’da yaşayan sanatçılardan Hüsniye Göçebe geçenlerde sosyal medya üzerinden ilgimizi çeken bir yazı yayınladı.
Yazısında genelde doğal ürünlerden söz eden göçebe birçok ürünün evde yapılabileceğine vurgu yapıyor ve “Üretmek muazzam bir şey” diyor. Herkesi de doğal ürün yapmaya davet ediyor.
Bizim ilgimizi çeken bu yazıyı bugün sizlerle paylaşmak istedik. İşte sanatçı Hüsniye Göçebe’nin o yazısı:
“KNOR MNOR YOK KARDEŞİM ⚠️⚠️⚠️sıkın bir tarafınızı kendiniz yapın sabah salçalık domates almak için Migros a uğradım
Herkesin arabasında paketlenmiş hazır gıda 🤔🤔🤭
Markette koca bir reyon çorba ve turşuyla dolu.
Önünde kuyruk. İnsan çorbayı niye satın alır ki.
Unu kavursan çorba oluyor.
Neymiş un zararlıymış. Zıkkımın kökünü ye derdi babaannem.
Su katıp kusmuk gibi bulamaç yaptığın, içinde ne olduğunu anlamadığın bin çeşit harf olan çorba çok yararlı.
Saatler içinde yaptıkları turşu çok yararlı. Suyla tuzun içine neyi atsan turşu oluyor. Çok mu zor yapmak da satin alıyorsun.
Ben sirkeli isterim illa diyorsan elmaya, üzüme su katsan sirke oluyor.
Çorbaya aroma istiyorsan kaymak koy, yap tereyağını evde tereyağı koy.
Kaynat tavuğunu tavuk suyu koy. Kremayı yarim saat yoğursan tereyağı oluyor.
Domatesi 2 saat kaynatsan salca… Yerin mi yok… Bul yeri müsait, temiz bir ev hanimi, yaptır senede bir koy kenarına. Neymiş hijyenik koşullarda kaynamiyormus. Çürük domatesler o kutulara çok hijyenik koşullarda giriyordu zaten.
Dondurulmuş patates almak nedir bir de. Yurdumun dört köşesi patates yuvası.
Nerdeyse saksıda yetişecek. Senede iki çuval alsan taşıma derdi de yok. Soğan patatesi çuvalla koydun mu yiyecek bulmaktan korkma derdi anneannem.
Al çuvalı koy kenara. İyotlu tuzu kolay aksin diye doldurdun tuzluğuna. Günlük ihtiyacın bir kaç gram sen iyot zehirlenmesi yasayacaksın yakında.
Keçiler senden daha sağlıklı. Kaya tuzu yalıyorlar gece gündüz. Kadınlar pazarında dolu. Gitmeye üşeniyorsan İnternet’ten al.
İçinde limondan başka her şey olan limonatalar neredeyse çeşmelerden akacak. Limonata yapmak çok mu zor.
Eriği kaynat, limonu ovala, vişne desen öyle. İçeceğini yapmak çok mu zor.
Ha yoğurt. En kızdığım şey yoğurt.
Garibim sadece sütü kaynatıp, icine iki lokma yoğurt koyunca oluyor. Marketteki kase yoğurtlarda süt dahi yokken yoğurt yedirdim saniyorsun el kadar bebegine.
Yoğurdun suyunu süzsen süzme yoğurt, eksitsen peynir… Daha ne yapsın sana.
Sonra tavuk. Helal mi haram mi belli değil. Kaynar suya diri diri atilip bayıltılan tavuk neyin şifasını versin sana.
Kafese tıkıp yumurtlattığın yumurta neyin proteinini versin. Pazara gidip kestiriverirsin bir zahmet.
Gezen tavukların yumurtalar ini da biraz ararsan bulursun. Neymiş pazarlar mikrop yuvasıymış. Marketteki hormon yataklar ini ye o zaman.
Unu, tuzu, suyu karıştırıp iki tepsi çörek yapma pis fırınlardan yeşil bayraklı diye poğaça al. Daha ne sayayım.
Reçel öyle, erişte öyle, aci sos öyle, tarhana öyle . Tüm sebzeler kurutmaya müsait. Ben dahi yapıyorsa herkes yapar.(gezmekten vakit bulup) Soğan kokusu olmayan, tencere kaynamayan bir ev yuva olmaz. Mutfak ta tıkırtı yoksa o mutfak mutfak değildir Şu “at sepete koy sofraya” mantığından artık kurtulmak lazım. Üretmek muazzam bir şey. Keyfini çıkarmak lazim. Markette koca bir reyon çorba ve turşuyla dolu ve alıyorlar da
Şimdi birde herkes evde nasıl geçecek vakit
Yap yoğurdunu salçanı reçelini kardeşim yap bir zahmet
Bahçedeki hünnaplardan bile reçel yaptım sirke kurdum
Bende bilirim hazır almayı.”
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın