Meis adasını silahlandırıyor. Antalya Kaş ilçemizin iki kilometre uzağında yer alan Meis adasının silahlandırma girişimi, güneyden tamamen Türkiye’nin kuşatılması ve kıta sahanlığının sıfıra indirilmesi anlamına gelmektedir?
Avrupa Birliğinden Yunanistan’a tam destek çıktı. Irak, Suriye ve hatta İran ihtilafları yetmiyormuş gibi Akdeniz’de cephe genişledi. Türkiye bulunduğu yere hapsediliyor, böylece kıta sahanlığı, Kıbrıs’ın birleşmesi, adaların tamamının, Batı Trakya Türklerinin Yunanistan’ı terk etmeleri ve yerlerinin Yunanistan’a verilmesi ve benzeri konular masaya yatırılma fırsatı doğmuş olacak. Hatta öyle ki Lozan anlaşması dahi ameliyat masasına alınacak. Türkiye’nin arkasında duran tek bir ülke yok. Haklıyken izlenen yanlış politikalar Türkiye’yi haksız duruma düşürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı yanıltılıyor. Bu bağlamda sıkıntılar peş peşe geliyor .Kaos, anlaşmazlıklar yaratılması yönünde teşvik ediliyor. Kavganın galibiyet getireceğini empoze etmeye çalışıyorlar.
AB ive NATO için Yunanistan mı yoksa Türkiye’mi önemli? Stratejik olarak elbette ki Yunanistan. Yunanistan’ın başka avantajları da var. Bir defa Hristiyan, AB ülkesi, sonrada demokratik bir ülke. Özgürlük ve demokrasinin kaynağı ülkeler ve batıya yalakalık yapan Müslüman ülkeler elbette ki Yunanistan’ı destekleyecekler ve hatta diğer Müslüman ülkeler bile. Anladık Hristiyan ülkeleri de Müslüman ülkelere ne oluyor? Arabistan Türkiye ile savaşması için Yunanistan’a 12 savaş uçağı gönderiyor. Şapkayı önümüze koyduğumuzda bu sorunun yanıtını buluruz.
Türkiye desteklenmez neden mi? Önce Türkiye’nin bu duruma gelmesinin baş müsebbihi batı ülkeleri değil mi? ABD Fetö’yü niçin koruyor? Bir düşünün derim. Şimdi ise karşılarında kendilerine yerli yersiz meydan okuyan bir Türkiye var. ABD, AB, Yahudi lobisi ve dindaş Türkiye muhalifleri artık rahatça tavırlarını ortaya koyuyorlar. İstiklal Savaşı sırasında işgal edilmiş Anadolu’nun başka bir versiyonunu yaşıyoruz. Siyasi kriz, ekonomik kriz, iç barış, dış tehlikeler, terör ve pandemi hepsi bir arada Türkiye’nin can damarlarını kurutuyor. Siyasilerin elini kolunu bağlıyor ve çözüm sert tedbirler, yasaklar, ağır cezalar ile çıkış yolu aranıyor. Bütün bunlara karşılık sayın Cumhurbaşkanı kendini koruma refleksini kullanıyor. İçerde ki ve dışardaki muhaliflere sürekli hücum ediyor ve köprüleri tamamen atıyor. Hodri meydan diyor.
AB içindeki rollerde değişmeye başladı. Örneğin Fransa Doğu Akdeniz’in hamiliğine soyunmuş durumda ve tüm AB ülkelerinin desteği de arkasında. Sanırım yakında BM desteğini de arkasına alırsa hiç sürpriz olmaz. Bütün bunlara karşın Türkiye ise etrafıyla kavga ediyor veya etmek istiyor. Batının uzun soluklu siyaseti Türkiye’yi Müslüman ülkelerden koparmış ve kendi yanına çekmiştir. Bütün bunların sonucu ne olabilir?
Eğe adaları ve Kıbrıs sorunu çok yakında gündeme gelecektir. Çünkü batı mevcut durumu ileTürkiye’yi istemiyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu durumu açık ve net olarak görüyor. Sık sık vurguladığı dış güçler söylemi buradan kaynaklanıyor. Ayrıca bu söylem iç politikada kendisine avantaj sağlıyor ve radikal seçmenin kenetlenmesine neden oluyor.
PKK’ya olan destek asla eksik olmuyor, giderek artıyor. Güneydoğuda ayrılıkçı Kürt bölgesinin oluşturulması çalışmaları hızla devam ediyor. Bu arada Suriye’ye de Rusya’dan uzaklaş aksi halde sonun olur mesajı veriliyor. İki arada bir derede kalan Türkiye çeşitli çıkış yolları aramak zorunda kalıyor. Ancak iç barışı çok yıprattıkları için dışa karşı kuvvetli bir ülke görünümü vermekte zorlanıyor. Hedef sayın Cumhurbaşkanı’nın gitmesi üzerine kurgulanmış durumda. Baktılar ki demokrasi yoluyla olmuyor, ekonomi ve siyaset yoluyla bunu gerçekleştirmek için çeşitli yollara baş vuruyor.Batı klasik oyununu kurgulamış durumda. Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanısın dediği Türkiye’yi şimdi Yunanistan lehine feda ediyor.
Türk aydınları bu beladan kurtulabilmek için ellerinden geldiğince destek veriyorlar, fakat siyasi iktidar aydınlara karşı farklı bir ötekileştirme içinde. Ayrıca iç siyasette ve ekonomide halkın güveni hızlı bir şekilde kan kaybediyor. Sayın Cumhurbaşkanı ısrarla yanlış uygulamalara devam ettiriliyor. Ne zaman ötekileri yanına alır ve uzlaşabilirse işte o zaman kuvvetli bir Türkiye doğar. Kuvvetli Türkiye’de yukarda ki senaryoların hepsini ortadan kaldırır. Türkiye’ye ve sayın Cumhurbaşkanı’da güven ve saygınlık kazanır. Son umudumuz bu …
Bir yanıt yazın