Başta yargı sistemi değişikliği ve S-400 meselesi olmak üzere birçok konuda fikir ve değerlendirmelerde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Eren Talha Altun’un sorularını yanıtlarken, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
ABD’nin , S-400 Hava savunma sistemlerine ilişkin bunları Türkiye’den alabiliriz şeklinde söylemi dış politika açısından nasıl değerlendirilmeli ? ABD elimizdeki S-400’leri elimizden çıkarmamız konusunda bize baskı mı uygulamaya çalışıyor ? Halen F35’ler konusunda ABD ile Türkiye arasında bir uzlaşma sağlanamamışken ABD’nin Türkiye’ye yönelik bu teklifi nasıl değerlendirilmeli ?
“Doğrusu S-400 meselesi konusunda itiraz edenler var. Çünkü bu NATO meselesini uluslararası ilişkileri bilen yazarların ve siyasetçilerin S-400 konusunda ciddi kaygıları itirazları olmuştu . Bugün itiraz edenlerin tamamına iktidar medyası ya da iktidar savunucuları adete bir Rusya dostluğu ve Moskova hayranlığı oluşmuştu. Bunun üzerine neredeyse buna itiraz eden birisi Türkiye savunması konusunda siz rahatsız mı oluyorsunuz cümleleri kurarak insanları sindirdiler. İnsanlar kendi düşüncelerini bile ifade edemez duruma geldiler.
Kısacası görünen tablo şu Sayın Erdoğan’ın baştan itibaren Türkiye ve S-400 konusunda hassasiyetini biliyoruz yani her şeyi pazarlık konusu yaptılar. FETO meselesi , halk bankası meselesi , bakanlar ile ilgili alınmış yargı kararları , ABD’de alınmış yargı kararları bunların hepsini çöpe atabilmemiz için sizin S-400 ‘den vazgeçmeniz lazım”.
“Görünen tablo şu ki Türkiye 2.5 milyarını çöpe atmış şimdi ona gerekçelerini arıyor. İnsanlar sefalet içinde yaşarken 83 milyon vatandaşımızın ödemiş olduğu vergilerle yanlış bir şey yaparak , 2.5 milyar doların hesabını kim verecek doğrusu bilmiyorum ve neden Rusya Büyükelçisine bir AKP ‘li medya yada AKP yetkilileri cevap veremedi. Acaba Rusya Büyükelçisinin dediği doğru mu?
Takdir edersiniz ki biz NATO üyesiyiz bütün sistemimiz onun üzerine inşa edilmiştir. Aynı iki sistemi kullanabilmeniz mümkün değildir. Bu savunma sistemini bilenlerin hepsinin ortak durumu bu. Şöyle olur dersiniz ki biz NATO ‘dan vazgeçtik sayın Erdoğan zaman zaman söylüyordu “Dünya 5 ten büyük değildir”. Avrasya sistemine katılabilirsiniz.Bu bir tercihtir.
Hayır ben hem orayı idare edeceğim hemde burayı idare edeceğim derseniz dünyanın iki tane büyük mafya örgütünü sizin idare etme şansınız yok. İdare edilir duruma getirilirsiniz. Türkiye ne yazık ki şu anda idare edilir duruma getirildi.”
Sayın vekilim, uzun zamandan beri hükümette bir kabine değişikliğine gidileceği yönünde bir beklenti var, fakat halen bu konuda net bir tarih belli değil, siz yakın zamanda böyle bir ihtimal görüyor musunuz? Ve özellikle hangi isimlerde değişiklik olacağını düşünüyorsunuz?
“Hiç merak etmiyorum. Kimin değişip değişmeyeceği çok önemli değil. Çünkü geçmiş dönemlerde şöyle bir, kamuoyunun da basının da medyanın da siyasetçi olarak bizlerinde elbette bizleri heyecanlandıran bakanlar kurulu değişikliğinde acaba kim gelecek , memurlar geliyor farketmez ki. Değiştiriyorsunuz bakanların inisiyatifi yok.
Her Bakan basın toplantısı yaptığında , ilk selam çaktığı şey; “Sayın Cumhurbaşkanımızın Talimatı ile” Tabi ki Cumhurbaşkanınıza elbette saygılı olacaksınız ya da Bakanların almış olduğu kararları , Cumhurbaşkanı beş dakika sonra yok sayabiliyor. Böyle bir sistem içerisinde Bakanın Ahmet olması ya da Mehmet olması bir şey değiştirmiyor. Sonuç itibari ile çok farketmiyor. Bu sistemin kendisinin değişmesi lazım. Sayın Erdoğan’ın değişmesi lazım.”
Pandemi süreciyle duraksayan siyasi gündem, normalleşme ile birlikte yoğunlaşmaya başladı, hem iç hem de dış politikada belirgin bir hareketlenme var, öncelikle şunu sormak istiyorum, bugünlerde CHP’nin bunca hareketlilik esnasında öncelikli siyasi gündemi nedir?
“Tabi , sadece CHP değil aynı zamanda bütün siyasi partilerin gündemi Türkiye’de çok büyük işsizlik ve yoksulluk ve ekonomik krizler var doğal olarak da hepimizin birinci gündemi ekonomi. Tabi bunun dışında iç siyaset , dalgalanmalar sorunlar , özellikle geçtiğimiz dönem Barolar Yasası Türkiye’de ciddi bir gündem meselesi olmuştu.
Tıpkı geçmiş dönemdeki FETÖ ‘cülerin bugünkü İktidarın yaptırmış olduğu tartışmaların bir benzerini yaşıyoruz. Gerekçeniz nedir diye sorduğumuzda antidemokratik olduğunu söylüyorlar.”
“Yargının savunma mekanizmasını bir tartışma ya da bir parçalama bölme adeta Türkiye’ye verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir.”
“Siyasetin neresinde demokrasi varda siz odalarda antidemokratik bir madde buldunuz onu düzeltmeye çalışıyorsunuz . Türkiye’de ne yazık ki , Yargıda ciddi bir sorun varken yargının savunma mekanizmasını bir tartışma ya da bir parçalama bölme adeta Türkiye’ye verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir. Yasa belirlemiş bir tane hamamcılar odası varken belki onlarca yüzlerce Barolar olacak işte Farklı grupların farklı siyasi partilerin farklı cemaatlerin baroları olacak.”
“Bu gerçekten kabul edilecek bir durum değil ben zaman zaman AK Parti’de hukuk bilgisi olan aklı selim insanların da bu konuda ciddi bir rahatsızlık hissettiğini görüyoruz umut edelim ki en azından genel kurulda hem AKP’li hem de MHP’li milletvekilleri bu yasa ile ilgili ciddi bir tavır sergileceğini düşünüyorum.”
Sayın Vekilim Bu Yasanın Temelinde Neler Yatıyor ?
“Temelinde teslim alamadığı yerler takdir edersiniz ki halen her ne kadar şu anda Barolar Birliği Başkanı iktidar ile bir ittifak içinde olmuş olsa da Türkiye de hiçbir baro örneğin ; İstanbul Ankara İzmir ve büyük baroların tamamı kendi bölgelerinde bu gidişat ile ilgili , hukuk dışı uygulamalar, keyfi uygulamalar ile ilgili tavırları Sayın Erdoğan’ı rahatsız ediyor. Sayın erdoğan rahatsız olduğu kurumları teslim aldı . Aynı şekilde daha önce Odalar Birliği ticaret odaları için de benzer olaylar yaşandı.Az da olsa ekonominin gidişatı ile ilgili kaygı duyan oda başkanları, çeşitli ticaret odası başkanları kendi düşüncelerini ifade edebiliyorlardı.”
“Burada da bir yasal değişiklik yaptılar ve o gündür bugündür Türkiye Odalar birliği , Ticaret Odası , sanayi odası başkanları iktidara iki cümle kuramaz hale geldiler. İtaat etmiş durumdalar. Sendikalara gelince sendikalar bir kısım sendikalar hariç onlarda itaat eder duruma gelmiş . Devletin kurumları zaten teslim alınmış burada çeşitli barolara gibi benzer itiraz eden kurumlar ile ilgili de bir intikam duygusu içerisinde yasal değişikler ile teslim almak istiyorlar, ben inanıyorum ki kimse bu sisteme yada saraya teslim olmayacaktır.”
Sayın Tekin geçtiğimiz günlerde Sayın Bahçeli’nin Fetö’den tutuklu olan Mümtazer Türköne’ye ilişkin bazı açıklamaları olmuştu, adil bir yargılama talebi olmuştu, sizce Bahçeli’nin bu çıkışının perde arkasında ne var? AKP ile MHP arasında Fetö tutuklularının yargılanmasına ilişkin bir ihtilaf mı söz konusu?
“Bütün yargılama süreçlerine baktığımızda, örneğin şu anda cezaevinde milletvekilleri dahil olmak üzere gazeteciler birçok yazar çizer bilim insanlarının ortak noktaları mevcut şu andaki yönetim biçimine itiraz etmektir. Tabi ki bugüne kadar yargılama biçimlerine baktığımızda çok acele alınmış kararlar vardır . Ama bu sadece bir kişi üzerine inşa edilmez. Gelin ,Özellikle son dönemlerde alınmış kararların tamamını yeniden yargılayalım. İkincisi siyasetçinin dosya tarif etmesi siyasetçilerin yargı üzerinde bir egemenlik kurması yargı açısından büyük bir sıkıntı .”
Bir yanıt yazın