Dış politikada diyalogdan geçtim, adeta yangına körükle gidilirken, ‘’oturup konuşalım’’ mesajları inandırıcı olmamaktadır.
Doğu Akdeniz hadisesinde teknolojik olarak yetersiz kalınca, oyuna sonradan katılan ama kabul edilmeyen bir oyuncu durumuna düştük!
Uluslararası antlaşmalara göre, kendi münhasır bölgemizde her türlü arama tarama yapma hakkına sahibiz. Diğer ülkeler de aynı şekilde.
Yalnız Akdeniz’in ve Ege’nin bir çok adalar barındırması ve bu adaların kıta sahanlığı ve hava sahası sahipliği Türkiye ile Yunanistan arasında sorun yaratmaktadır. Bu güne kadar bitmeyen ve biriken sorunlara zaman zaman ilave sorunları da ekleyince şimdiki dostu olmayan ama düşmanı çok olan devlet durumuna düştük!
Öncelikle ‘’Nerede hata yaptık’’ diye kendimizi sorgulamamız lâzım!.. Kendi toprağımız olan 17 ada yıllardır Yunanistan tarafından işgal edilip, kendi adaları gibi her türlü yerleşimi yaptığı halde ses çıkarmayan hükümet asıl kusurludur!
Lozan antlaşmasına göre asla silahlandırılmaması gereken adaları elimizden almışlar, bir de silahlandırmışlar, üstüne üstlük cumhurbaşkanları da burnumuzun dibindeki adayı ziyaret ediyor. Boy boy fotoğraflar dünya basınında yayınlanırken siz neredesiniz şimdi asan kesen hükümet?!
Bu konuda en bilgili olan emekli Albay Ümit Yalım, yıllardır adeta feryat ediyor, yol gösteriyor ama tık yok!
2004 Yılından itibaren adım adım başlayan adalarımızın Yunanlılar tarafından işgalini hep seyrettik. Bu konuda basının sorduğu her soruya asla cevap vermeyen hükümet ve yetkilileri toprağımıza sahip çıkamazken, üst perdeden atıp tutmalar pek inandırıcı gelmiyor!
Halen de neden sessiz kalındığı, göz yumulduğu bilinmiyor!
Başarısız dış politikada yakından uzaktan bir çok düşman kazandık! Dost bildiklerimiz bile karşı cepheye geçti!
En büyük dost sandıkları, krallarını otelde ayağına gidip görüştükleri, Osmanlının ve Türklerin yeminli düşmanı Suudi Arabistan karşı cephenin gülü durumunda.Yıllardır ‘’Araplardan dost olmaz’’ uyarısı yapıldığı halde!
‘’Türkiye haksız’’ demektedir!
Dış politikayı iyi okuyamayan, geçmişleri Türk düşmanlığı ile geçmiş, sahte dost görünümünü bile fark edemeyen siyasiler yanıldıklarını çok geç anladılar! Üstelik yıllardır aklı başında ve ‘yalaka’ olmayan basın her fırsatta uyarı görevini yapmasına rağmen!
Akdeniz barut fıçısı. Haklı olsak da buna inandırabilecek hükümet yok. İç kamuoyuna dönük demeçler dünya devletleri tarafından ciddiye alınmıyor. O zaman da kimsenin çekindiği yok!
Fransa ve AB ile Ortadoğu’nun emperyalizme oyuncak olmuş devletleri karşımızda.
Netameli coğrafyamızın her türlü karışıklığının zararı bize fatura olarak dönmektedir.
Öyle ki; bu coğrafyada satranç ustası gibi olmak gerekirken, tehdit, şantaj ve korku demeçleri ile dediğimizi yaptıracağız yanılgısı içindeyiz!
Millet olarak gergin politikadan ve hamasi nutukları her gün dinlemekten bıktık! Memleketin dağlar gibi sorunu varken, çözüm beklerken ve etrafımız düşmanlarla çevrili iken yeni bir sorun ve düşman kazanmanın faydası olmayacaktır. İktidar, muhalefet ortak akılda buluşmalıdır. Çünkü bu konu MİLLİ meseledir.
Emin EĞRİ
Yazıları posta kutunda oku