Aklımızı mı yitirdik, neden her konuya ayrışmanın penceresinde bakıyoruz?

Aklımızı mı yitirdik, neden her konuya ayrışmanın penceresinde bakıyoruz?

Karadeniz’de 320 milyar metre küp doğal gaz bulundu. Bir tartışmadır başladı. Tartışma, bulunan gazın, nasıl çıkarılacağı veya yatırım finansmanının nasıl çözüleceğinden çok, gazın varlığı veya yokluğu üzerinde yoğunlaştı.

Teknik ve ekonomik bir konu siyasallaştı. Bölünmenin, ayrışmanın konusuna dönüştü.

Konu şöyle tartışılsa aklım alır; Bu miktar, çıkarmaya değer mi, değemese bile, ülke güvenliği için zararına da olsa, çıkarmamız gerekir mi gerekmez mi?

Ülkemiz korkunç bir ayrışma sürecini yaşıyor.  Konu başlığı ne olursa olsun, konu ne kadar basit veya karmaşık olursa olsun, taraflar konuyu siyasallaştırıyor. Ayrışmanın aracı haline dönüştürüyor.

Tarafların, bir konu üzerinde, uzlaşmaya varmak gibi bir niyetleri hiç yok.  Ortaya çıkan her konu, her olay, ayrışmanın bir adım daha ileri götürülmesinden başka bir işe yaramıyor.

Ayrışmanın bu derece ileri aşamalara gelmiş olması; aklı başında insanları bile, “taraflardan birinin yanında yer alma” zorlamasına itiyor.

Bu itiliş, birlik ve beraberliği derinden etkiliyor. Ve sadece birlikten doğacak gücümüzü azaltıyor.

Ayrışma sadece bir tarafa zarar vermiyor, her iki tarafa da zarar veriyor.

Ayrışma, sadece, ulusumuzun geleceğini tüketiyor.

Amacım, peygamberlik yapmak falan değil. Aklımızı başımıza almazsak, bu ayrışma bizi birbirimize silahlı bıçaklı hale bile getirir.

Ülke aydınına çok büyük görevler düşüyor. Ülke aydını, ülkeyi kör bir çıkmaza götüren bu ayrışmayı durdurmak zorundadır.

Ayrışmanın bir parçası olmak, yurtsever aydının işi değildir. Aydın sorunlara halkın çıkarları açısından bakan kişi olmalıdır. Ayrışmanın taraflarından birisi olmak, aydınımıza yakışmaz.

Aydının çıkarı, ayrışmanın bir yanında bile olsa, ülke çıkarlarını idealist bir şekilde öncelemesi gerekir. Aydın namusu budur.

Ayrışmanın taraflarının yapacağı ilk iş; konulara yaklaşımda, farklı görüşte olsalar bile, üslupta uzlaşıcı olmaları gerekir.

Ayrışmanın tarafı bir tartışmada kazansa bile ülke kaybetmektedir.

Televizyonlardaki sonu gelmez tartışmaların ülkeye veya aydınlara bir katkısı da yoktur. Boks maçlarındaki kör döğüşüne benzemektedir.

Biliyorum bu düşüncem ayrışmanın yanında olanlarca benimsenmeyecektir. Lakin bu gemi batarsa ayrışmanın iki yanındakiler de batacak. Biz de onlarla beraber onların günahın çekeceğiz.

Durun. Biraz sakin olun. Biraz etrafınıza bakın. Yapıp ettikleriniz kime yarıyor? 23 Ağustos 2020

Aklımızı mı yitirdik, neden her konuya ayrışmanın penceresinde bakıyoruz? - bulent esinoglu 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir