Servet enflasyonu ve şafaktaki kaos
Servet enflasyonu ifadesi sizi şaşırtmasın. Bir mal veya bir ürünün pazardaki miktarı artınca, o malın veya ürünün fiyatı düşer. Servet de buna dahildir.
Bu kanun, sadece kapitalizmin kanunu değildir. Eğer dünya insanında bir değer anlayışı varsa, çok olan malin, çok olan ürünün, çok olan gıdanın değeri azalır.
Burada kullanım değeri ile mübadele değerlerini birbirinden ayırmak gerekir.
Tabiat kuralı olarak ifade ettiğimiz kullanım değeridir. Çünkü değişim değeri dediğimiz andan itibaren, o malın ve servetin içinde olmayan değerler varmış gibi ilave edilmeye başlar.
Üniversite enflasyonu, diploma enflasyonu, yüksek okul enflasyonu, televizyonlarda tartışmalar enflasyonu, yani fazlalıklar varsa, onun kullanım değeri düşer.
Servet de bu kanundan kendini sıyıramaz.
Servetin değeri, servetin kazancı veya kiralanma değeri (faiz) ile ölçülür. Aslında, o serveti de meydana getiren emektir. Lakin kapitalizmde servetin değeri faiz ve kazanç ile ölçülür.
Eğer devletler bolca para basmışlar ve imtiyazlı zümrelere bu paraları servet olarak vermişlerse, bu servetlerin de bir enflasyonu olur. Yani faiz düşer, servetin kazancı azalır.
Servet değersizleşmeye başlayınca, servetin değerini korumak için zenginler servetlerini bulundukları şekilden başka bir şekle sokarlar. Yani kâğıt paraları ve türevleri fiziki Altın’a, fiziki Lityuma, Platine, Gümüşe dönüştürürler.
Kriz dönemlerinde, zenginler servetlerini korumak için her türlü kâğıt para, teminat, bono, tahvilden çıkarlar. Yani türev ürünlerden çıkıp, gerçek ürüne doğru yol alırlar.
Bir başka ifadeyle söylesek; zenginler, türev ürünlerin değerinin gerçekten bir değeri olmadığını bilirler. Kağıtlardan çıkıp toprak alımına ya da mülke yönelirler.
Kâğıt alıp satma işinde yürütülen spekülasyonlar, yani üretmeden kar edip zengin olma işi, kriz dönemlerinde gerçek ürüne dönerek, krizden çıkış beklenir.
Türev ürün; adı üstünde türetilmiş üründür. Yani gerçek ürün değildir.
Bu türetme işi Altında şu şekilde işler; bir kimse veya kurum şu kadar altınım var der. Dediği kadar altını kâğıt üzerine taşır. Artık bu türev altın piyasasında, gelecekteki değerlerine göre alınıp satılmaya başlar.
Lakin kâğıdın üzerinde yazılı olan Altın gerçekte hiç yoktur. İşte bu kâğıt altın ile gerçek fiziki altının fiyatları piyasada rekabete sokulur.
Kâğıt altının fiyatı kontrol edilerek, gerçek altının fiyatı, olması gereken fiyatın altına baskılanır.
Lakin aç gözlü zenginler, kâğıt altının miktarını öyle bir artırırlar ki, bu iş şirazeden çıkar.
Kriz dönemi gelir çatar. Servet sahipleri sanal kâğıt altından kaçar, gerçek altına yönelirler. O zamanda dünyadaki altın miktarı sınırlı olduğundan Altın fiyatı sürekli artar.
Böyle bir dönemi bekleyen Rusya ve Çin, dünyadaki gerçek altınları toplayarak, gerçek altın ile sanal altın (türev altın) arasındaki farkın açılmasına destek verirler. Yani dolara bir darbe daha vururlar.
542 milyar dolarlık türev altın, böyle bir durumda, gerçek altına dönüşemez. Aradaki fark açıldıkça, sanal altın sahiplerinin elindeki kağıtların, kendilerine borç yazması kaçınılmazdır.
Bakmayın bazen altın fiyatlarını düştüğüne, bu 542 milyar dolarlık altını fiziki altına çevirmek mümkün olmadığından altın fiyatları 3000 Dolar/Ons’a kadar çıkacaktır.
Türevlerden oluşan servet bolluğu, servet enflasyonuna sebep olmaktadır. 19 Ağustos2020
Bir yanıt yazın