Tayvan, yıllardır Amerika ile Çin arasında anlaşmazlığa neden olan bir ülke olarak dikkat çekiyor. Yıllardır Amerika’nın silahlandırdığı ve eğittiği Tayvan’a şimdilerde yeni silah ve savunma sistemleri veriliyor.
Tayvan’a son yaptığımız gezide, yetkililer bir grup gazeteciye savunma sistemleri konusunda brifing vermiş, askeri havaalanları le deniz üslerinde bir gezi de yaptırmıştı. Gördüğümüz, Tayvan’daki tüm savunma sistemlerinin Amerikalılar tarafından temin edilmiş olmasıydı. Aynı zamanda teknik personel ile, askeri personel de Amerikalılar tafından eğitiliyor.
İşte son gelişme:
ABD ile Çin arasında birçok alanda gerginlik sürerken, Tayvan Amerikan savunma devi Lockheed Martin ile F-16 uçakları için anlaşma imzaladı. Tayvan 90 adet savaş uçağı satın alacak.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Çin’i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan’ın BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsiline karşı çıkıyor.
Türkiye, bu kapsamda Çin ile iyi ilişkilerin zarar görmemesi için Tayvan’da sadece bir Ticari Ataşelikle temsil ediliyor. Bazı ülkeler Tayvan’ı tanıyarak Büyükelçi ataması yaparken, bazı ülkeler de Tayvan ile sadece ticari alanda ilişki kuruyor.
Anlaşma kapsamında programın 2026 yılına kadar tamamlanmasının planlandığı belirtildi.
Bu gelişmenin Çin ile ABD arasında gerginliğin yaşandığı dönemde gelmesi dikkati çekti.
Çin’de 2. Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan iç savaşta Mao Zedung liderliğindeki Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Komintag) üyeleri Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri 1971 yılına kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de yapılan BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Her ne kadar Tayvan, birçok alanda Amerika’ya bağımlı ise de, bazı Tayvanlı yetkililer ile Çin arasında iletişim ağları da çalışıyor.
Tayvan’la Çin arasındaki bağımsızlık – birleşme sorununda önemli gelişmeler oluyor. 9 yıldır yapılmayan ikili görüşmelerin tekrar başlaması barış rüzgârlarının esmesine de neden oluyor.
Taraflar iki ülke arasında direkt uçak seferleri ve birbirlerinin bölgelerinde temsilcilik açmak için anlaşmaya vardılar. Diplomatik olarak tanınmayan Tayvan şimdi Çin’den kendisine uluslararası organizasyonlarda bir yer açmasını istiyor.
Ekonomik olarak Çin’le bağlarını güçlendirmek isteyen Tayvan yönetimi Pekin’in tarihi düşmanı Japonya’yla olan ilişkilerini de yeniden gözden geçiriyor. Geleneksel olarak Amerika ve Japonya Tayvan’ın Çin’e karşı en önemli iki müttefiki. Çin’in askeri müdahalesinden korkan Tayvan yıllarca bu iki ülkeyle sıcak ilişkiler içinde olmuştu.
Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ve Tayvan Cumhurbaşkanı Ma’nın siyasi sorunları görmezden gelip ekonomik ilişkilere odaklanan politikaları şimdilik savaş ihtimalini ortadan kaldırdı ama daha ortada yığınla sorunun var olduğunu da söylemeliyiz.
Pekin’le ilişkilerini geliştiren Taipei’in Tokyo’dan gelecek desteğe eskisi kadar ihtiyacı yok. CD’deki çekişmelerin temelinde bölgedeki zengin petrol ve doğal gaz kaynakları var.
Çin’le Japonya arasındaki, Türkiye’yle Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı sorununa benzeyen, münhasır ekonomik bölge sorunu da buradan kaynaklanıyor.
Çin, denizden doğal gaz çıkarma çalışmalarına 2006’dan itibaren başladı. Xihu adı verilen doğal gaz yatağı Çin sahillerine paralel olarak 500 km boyunca devam ediyor. Bölgede açılan kuyulardan biri de Chunxiao. Tartışmalı sınıra sadece 4 km uzaklığındaki Chunxiao’da tahmini olarak 4,7 trilyon m³ doğal gaz ve 3,8 milyar varil petrol rezervi var.
Senkaku her iki ülke tarafından da kendi münhasır ekonomik bölge sınırları içinde gösteriliyor. Birleşmiş Milletler Asya ve Uzak Doğu Ekonomik Komisyonu 1969’da Senkaku’nun etrafında zengin petrol yatakları olabileceğini belirtti. DÇD’de tahminlere göre 100 milyar varil petrol rezervi var. Bu rezervin bir kısmının Senkaku bölgesinde olduğu tahmin ediliyor.
İşte bu zenginlikler Tayvan’ı yeniden Amerika ile Çin arsındaki anlaşmazlıkların ortasına yeniden taşıyacak gibi görünüyor.
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın