Kendisini kırbaçlayan Türk düşmanı Rus Konsolosu‘nu vuran nöbetçi Türk askeri Halim’i alelacele idam ettiren 2. Abdülhamit’i örnek alanların, 2003 yılında Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayında gösterdikleri acz, şaşırtıcı olmamıştır. Tarihi, fesli Kadirlerden değil gerçek tarihçilerden öğrenselerdi, karaya izinsiz çıkan İngiliz subayını vuran Türk askeri Musa’nın cezalandırılmasını isteyen İngiltere’ye karşı savaşı göze alarak askerini koruyan Atatürk’ün dirayeti ve kararlılığından belki ders çıkarırlardı.
1- Er Halim olayı: Türk düşmanı Rus konsolosu Aleksandır Rostkovski aracı ile kışla önünden geçerken nöbetçi Türk askerinin kendisini tanımadığından dolayı selam vermemesi üzerine askere “beni tanımadın mı Türk Domuz” deyip kırbacı ile tokat atıp elini belindeki silaha atar gibi yapınca nöbetçi Türk askeri Halim tüfeği ile konsolosu vurup öldürüyor.
Rusya Karadeniz’e donanma gönderiyor. 2. Abdülhamit derhal askeri mahkeme kurulmasını ve idam cezası verilip infazın yapılması emrini veriyor. (kanuna göre en çok 15 yıl almalıydı) Askeri mahkeme ( heyetin içinde Enver Paşa’da var) 3 gün içinde er Halim ve yanındaki diğer nöbetçi er Abbas’a da İdam cezası veriyor.
Mahkeme heyeti, tanık olarak dinlenen batılı diplomatlar ve Rus görevliler Er Halim’in AĞIR TAHRİK altında konsolosu vurduğunu kabul etseler bile idam cezası Abdülhamit’in talimatı ile veriliyor.2 erin idam cezası 5 gün içinde gerçekleşiyor.
2- Er Musa olayı: 14 Temmuz 1934’te bir İngiliz savaş gemisi Sisam’ı ziyaret eder. Öğleden sonra, bir sandal içinde 4 İngiliz subay, çıplak halde, Dipburun karakoluna yaklaşırlar. Nöbetçiler, “Dur!” uyarısında bulunurlar, uyarı dinlenmeyince askerlerimiz ateş açar. İngilizlerde biri ölür, biri yaralanır, diğer ikisi kaçarlar.
Olay üzerine Kuşadası Kaymakamı’nı ziyaret eden İngiliz heyeti, üç maddelik bir talepte bulunurlar:
1-Ölen İngiliz subayının cesedinin aranması için, İngiliz motorlarının sahile gelmesine izin verilmesi
2-İngiliz bayrağına tarziye (özür) verilmesi, ölen İngiliz subayının ailesine tazminat ödenmesi
3-Subayı öldürdüğü saptanan, Balıkesirli er Musa’nın cezalandırılması ve verilecek cezanın İngilizlere bildirilmesi.
18 Temmuz 1934 günü, Sisam’dan 7 savaş gemisi denize açılır. Bunlar Darboğaz’a doğru gelmektedir. Kaymakam durumu Ankara’ya ve İzmir Valiliğine bildirir.
Gelişmeleri yakından izleyen Atatürk,İngiliz donanmasının, tehdit edici bir biçimde kıyılarımıza yaklaştığını haber alınca şu emri verir:
“KANUNİ VAZİFESİNİ YAPTIĞI ANLAŞILAN TÜRK ERİ BALIKESİRLİ ER MUSA, YERİNDEN ALINAMAZ VE CEZALANDIRILAMAZ. GEREKİRSE ER MUSA İÇİN BRİTANYA İMPARATORLUĞU İLE SAVAŞ GÖZE ALINIR. KIZILCAHAMAM’DAN ŞİMDİ HAREKET EDİYORUM. EGE BÖLGESİNDE KISMİ SEFERBERLİK EMRİNİ VERİYORUM.”
İngilizler savaşı göze alamazlar.
3- Çuval olayı: Irak Süleymaniye’de 4 Temmuz 2003’te ABD askerleri, askerlerimizin başına çuval geçirdiğinde yetkililerimiz olayı önemsememiş, konuyu geçiştirmişlerdi. Müttefiki tarafından başına çuval geçirilerek aşağılan Türk Ordusu AKP iktidarınca sahipsiz bırakılmıştı. Olay üzerine konuşan Başbakan Erdoğan, kendisine “ABD’ye no-ta vercekmisiniz?“ diye soran gazeteciyi: “Ne notası, müzik notası mı?“ şeklinde yanıtlamış, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise: “ Büyük devletler özür dilemezler“ diye-rek ABD’nin avukatlığını yapmıştı. (Not: Büyük devlet(!) ABD, karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle İran tarafından tutuklanan denizcilerini kurtarabilmek için İran’dan özür dilemiştir.)