Ben sizlere 36 ay vadeli ve düşük faizli krediler vereceğim.
Sizler bu parayı alacak ve dilediğiniz yerlerde 10 veya 15 gün süreyle krallar gibi tatil yapacaksınız.
Tatilinizden döndükten sonra 36 ay, yani tam olarak 3 yıl boyunca tatilinizin borcunu bana geri ödeyeceksiniz.
Bankalar memnun, işletmeler memnun, iktidar memnun ve ne ilginçtirki 10 veya 15 gün süreliğine tatil yapacak ve 3 yıl boyunca o kısa tatilin borcunu taksit taksit ödeyecek olan tatilci de memnun.
**
Tarih: 13 Eylül 1998
Rusya’daki ekonomik kriz sebebiyle işsiz kalan kalabalık bir Nataşa grubu Soçi Limanı’ndan kalkan bir feribotla Trabzon’a doğru hareket ettiler.
Aralarında doktor, öğretmen, mühendislerin de olduğu bu grup Trabzon’a ayak bastıkları anda para kazanmanın en kolay yolunu keşfetmekte hiç ama hiç zorluk çekmediler.
Neler olmadı ki?
Trabzon esnafının bir çoğu anında sektör değiştirdi.
Öyle ki hacı unvanı olanlar bile giriş kapısı üstündeki arapça yazılar bulunan evlerini alelacale yeniden dizayn ederek pansiyon ya da otele çevirdiler.
Çünkü para tüm manevi değerler ve diğer her şeyden çok daha önemli tatlı bir hale gelmişti.
Trabzon bir anda Karadeniz, Doğu ve Guneydoğunun turizm merkezi haline dönüşmüştü.
Adeta bir insan seli akıyordu Trabzona…
Kredi çekenler, tarladaki ürününü, ahırdaki danası ve koyununu satanlar soluğu Trabzonda alıyorlardı.
Kısa bir süre sonra dengeler bozulmaya başladı.
2001 yılındaki ekonomik kriz ise tuzla biberi oldu.
Ocaklar battı, yuvalar yıkıldı, evlere haciz geldi.
Dahada kötüsü Aids denilen bir virüs bir anda her şeyi alt üst etti.
Erzurum Araştırma Hastanesinde elisa testi kitleri yetersiz kaldı.
Her 10 erkekten en az 6 tanesi gizli kalmak kaydıyla bu testi yaptırmak için bu kez Erzurum’a gidiyordu.
Test sonucu pozitif çıkanların dünyası başına yıkılırken, negatif çıkanlar zafer kazanmış muzaffer komutan edasıyla Trabzon seyahatlerine devam ediyordu.
Sonuçta tüm bunlara rağmen halk nataşaları terketmedi.
Nataşalar Aids virüsünü hatıra bıraktıktan sonra halkı terkederek güney sahillerine göç ettiler.
Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu da Aids vakaları can almaya devam ediyor.
**
O günler ile bu günler arasında pek bir fark yok.
Geçmişte finansmanı tarladaki ürün, ahırdaki dana, bankalar ve tefeciler sağlıyordu.
Yuvalar yıkılıyor, ocaklar batıyor, insanlar ölüyordu ama veren de, alanda, gidende, gelende memnundu.
Bedelini ise her şeyden habersiz masum eşler canı ile ödüyordu.
Bugün ise finansmanı iktidarda kalmak uğruna halkını korona virüsü ile öldürmeyi göze almış AKP politikaları sağlıyor.
Alanda memnun, verende memnun, gidende memnun, 15 günlük tatil için geleceğini borçlanan tatilcide memnun…
Bedelini ise masum evlatlar Katarlılara köle olarak ödeyecek.
Intihara çok meyilli bir toplumuz vesselam…