GÜNEY ÇİN DENİZİ VE MAVİ VATAN


ABD yönetimi Çin ilişkilerinde yeni bir Soğuk Savaş paradigması izliyor.
24 Temmuz’da Dışişleri Bakanı M.Pompeo, “Dizimizi şimdi bükersek, çocuklarımız;
Bugün özgür dünyada eylemlerini ön plana çıkaran Çin Komünist Partisi’nin merhametinde olabilir.
Bu zorlukla tek başına yüzleşemeyiz…
Belki de benzer düşünen ulusların yeni bir demokrasi ittifakı,
Komünist Çin’i değiştirmezse, Komünist Çin bizi değiştirecektir” dedi…

*  
Bir üst düzey Çin’li yetkili ise, “Şu anda sadece buzdağının görünen kısmını görüyoruz.
On yıl sonra, Çin kesinlikle dünyanın dört bir yanında deniz birimlerinin konuşlandıracaktır.
Çin Komünist Partisinin hedefleri, ilgi alanları küreseldir.
Küresel stratejik çıkarlarının gerektirdiği yerlere askeri birimler gönderir” dedi.

*
Nitekim Pekin, Çin’i küresel ticaret yollarının merkezine koymak için ” Kemer ve Yol” projesinde ilerlerken,
Çoğalan ticari çıkarları paralelinde,
Çin donanması da Güney Çin Denizi’nden dünya çapında stratejik askeri üsler ağı kurmayı hedefliyor…

*
Güney Çin Denizi, Karimata’ dan Malakka ve Tayvan Boğazı’na kadar olan alanı kapsıyor.
Dünya ticaretinin yaklaşık üçte biri bu alandan geçiş yapıyor.
Büyük petrol ve doğal gaz rezervine sahip olduğu düşünülüyor.
Balıkçılık açısından da zengin bir bölgedir.

*
Çin, Tayvan, Filipinler, Vietnam, Endonezya, Brunei, Singapur ve Malezya,
Güney Çin Denizi’nde sınırdaştır.
Herbiri  denizin ve denizdeki adaların belli kısımlarında hak iddia ediyor.
Bu yüzden Güney Çin Denizi, her an bir çatışmanın yaşanacağı en sıcak bölgelerden biridir.

*
Çünkü  Güney Çin Denizi’ne kıyısı olan devletlerin bölgedeki deniz alanları ve adalar üzerindeki hak iddiaları,
Bu iddiaları meşrulaştırmak amacıyla bazı bölgeleri işgal edip,
Askeri karakollar ve yapay adalar inşa etmeleri;
Bölgeyi sıcak çatışma ihtimali en yüksek bölgelerden biri haline getiriyor.

*
Deniz alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili en büyük düzenleme olan 1982 BM Sözleşmesi’nin:
Devletlere 12 mil karasuları ya da 200 mil Münhasır Ekonomik Bölge ilan etme hakkı vermesi ise,
Güney Çin  Denizi’nde devletlerin deniz alanlarındaki hak iddialarının çakışmasına neden olduğundan,
Konuyu çok daha karmaşık hale getiriyor….  

*
Çin, denizin neredeyse tamamında hak iddia ediyor.
İddia ettiği  U şeklindeki alanı “Dokuz Çizgi Hattı- Nine-dashed line” olarak tanımlıyor.
Son dönemde Çin’in adalardaki faaliyetleri,
Yalnızca denize kıyısı olan devletleri değil,
Aynı zamanda bölgede çıkarları bulunan ABD gibi büyük güçleri de endişelendiriyor…  

*
Kıyısı olan ülkeler Çin’in, Güney Çin Denizi’ndeki artan faaliyetlerini dengelemek için,
ABD ve Hindistan gibi yükselen güçleri sorunun içine çekmeye çalışırken,
ABD’nin en büyük müttefiklerinden Filipinler ise ABD’den kopma sinyalleri veriyor.

*
Çin;  “Çin Tehdidi ” algısını kırabilmek amacıyla barışçıl gelişimi savunuyor.
Ancak Çin’in barışçıl politikaları, egemenlik haklarının olduğunu düşündüğü yerler için geçerli değildir!  
Bu noktada Çin,
Sorunun yalnızca denize kıyısı olan devletlerle diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesini istiyor.  
Başta ABD olmak üzere diğer güçlerin soruna müdahalesini reddediyor…

*
13 Temmuz’da  ABD Dışişleri Bakanı M, Pompeo,
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki “zorbalık kampanyasını” reddetti.
ABD’nin, Pekin’in bir deniz imparatoru gibi Güney Çin Denizi’nde hareketine izin vermeyeceğini, söyledi.

*
Ertesi gün Dışişleri Bakan Yardımcısı David Stilwell,
“ABD hiçbir şeyin masada görüşülmediği bu bölgede  artık denizcilik konularında tarafsız değildir” uyarısında bulundu.
Çin Dışişleri Bakanlığı ise, “ABD bir fırtına istiyorsa, fırtınanın daha büyük bir güçle öfkelenmesine izin versin” karşılığını verdi.
Çin, Woody Island’a; 4 gemi karşıtı savaş uçağı ve 4 bombardıman uçağı gönderdi.
ABD’nin bölgede iki uçak gemisi ve refakatinde bir saldırı filosu bulunuyor.

*
Yine 13 Temmuz’da ABD, Spratly Adaları karasuları için Çin’in iddia ettiği,
12 deniz mili ötesinde sulardaki taleplerini reddetti.
Böylece ABD politikasını;
Tahkim mahkemesinin Çin’in “Dokuz Çizgi Hattı” içerisine giren deniz alanlarındaki kaynaklara tarihi haklar talep etmesini reddetmesi,
Ve Spratly Adalarının toplu olarak deniz bölgeleri üretemez kararı ile eşitledi…

*
Böylece ABD, Çin’in Güney Çin Denizi’nin çoğunu talep etme,
Ya da diğer hak sahiplerinin münhasır ekonomik bölgeleri içinde,
Balıkçılık veya petrol ve gaz faaliyetlerine itiraz etmek konusunda yasal bir dayanağı olmadığını ilan etti.

*
Ve Çin’in hem karadan 12 deniz milinin ötesine uzanan suya,
Hem de su altında kalan,
Bu nedenle kara denizine veya münhasır ekonomik bölgeye sahip olmayan diğer özelliklere,
Yönelik iddialarının gayri meşruiyetine odaklandı.

*
ABD yönetimin politika değişikliği,
Başkan Donald Trump’ın Çin’e karşı sert olduğu yönündeki iddialarını desteklemek için bir motivasyon gibi görünse de,
Esas olarak bölgesel devletleri desteklemeye odaklanıyor…

*
Bu değişiklikler bir şekilde teknik olsa da önemli etkileri vardır.
ABD, pozisyonunu açıklığa kavuşturursa;
Bu Filipinler, Vietnam, Malezya, Brunei ve Endonezya’nın arkasında duracağı anlamına gelecektir…

*
Aynı zamanda ABD, yeni politika pozisyonuyla,
Yasadışı olduğunu düşündüğü Çin’in eylemlerini cezalandırmaya istekli olduğunu gösterme baskısı altına girmiştir.
Washington’un alabileceği tedbirler arasında;
Ekonomik yaptırımlar: Daha fazla askeri devriye : Kapasite geliştirme: Daha sert ve  çok taraflı diplomasi yer alıyor.

*
Güney Çin Denizi sorunu giderek büyürken,
Türkiye’nin de, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile arasındaki ekonomik alanda;
Karasuları ve kıta sahanlığı ile ilgili sınırlandırmaları kapsayan deniz yetki alanlarının belirlenmesi:
Belli coğrafi formasyonların hukuki statüsü:
Ege’deki statükoyu belirleyen anlaşma hükümleri çerçevesinde bu formasyonlar üzerindeki egemenlik aidiyetinin belirlenmesi,
Kıbrıs’ta Türklerin siyasi eşitliği ve Lozan Anlaşması çerçevesinde Türk-Yunan dengesi sorunları da,
En az Güney Çin Denizi’ ndeki kadar ciddi olup,
Dünya gündeminin en önemli konularından biridir.

*Doğu Akdeniz ve Ege devletleri de sosyo-politik beklentileriyle ilgili bir belirsizlik döneminden geçiyor.
Bölgedeki gündemde Türkiye’nin deniz yetki alanları konusundaki hakları tartışılıyor.
Ankara’nın Doğu Akdeniz’in yarısına kadar uzanan egemenliğini öngören “Mavi Vatan” fikri savunusu ve eylemleri,
Mesela Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilhak etmeye kadar uzanıyor.
Bölgede tehlikeli bir tırmanış potansiyeli oluşmuştur.
Kangren haline dönüşmesine izin verilip verilmeyeceği endişeyle izleniyor…  

27. 7. 2020

ABD yönetimi Çin ilişkilerinde yeni bir Soğuk Savaş paradigması izliyor.24 Temmuz'da Dışişleri Bakanı M.Pompeo, "Dizimizi şimdi bükersek, çocuklarımız;Bugün özgür dünyada eylemlerini ön plana çıkaran Çin Komünist Partisi'nin merhametinde olabilir.Bu zorlukla tek başına yüzleşemeyiz…Belki de benzer düşünen ulusların yeni bir demokrasi ittifakı,Komünist Çin'i değiştirmezse, Komünist Çin bizi değiştirecektir" dedi... - ahmet kilicaslan aytar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir