Sn.Gündoğmuş‘a konuya yaptığı katkı için teşekkür etmeliyiz. Sağ olsun.
Namık Kemal “Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar” (Gerçek güneşi düşüncelerin çatışmasından doğar) dediğine göre …..
Birilerinin, başta da ana muhalefetin “Godo’yu bekler” gibi “Z Kuşağı’ndan kurtarıcılık beklemesini nasıl yorumlamak gerek?
Bazı makalelerden alıntılarla(kendi yorumum saklı kalmak kaydıyla) yazanların “Z Kuşağı’ile ilgili düşünceleri ilgilenenlerin dikkatine sunulur
“Z Kuşağı” tartışmalarını okuyorum, yeni fetiş bu olsa gerek, her kuşak diğerinden daha cahil yetişiyor. Yazık gençlere: “Vizyon, misyon, inovasyon” ahmaklığı pazarlayan üniversitelere girmek için hasta oluyorlar.( Enver Aysever’in 17 Temmuz 2020 günlü yazısı)(1 )
****
“Z kuşağı” vardı, 2023 seçimlerinde bizi vakitlerden kurtaracaktı. Böylece “Z kuşağı”, bugün ilerlemeye devam eden “mevzi savaşı” içinde muhalefetin biteviye gerilemesinin getirdiği ağrılara katlanmayı kolaylaştıracak bir “fantezi” konumuna yükselmeye başladı.
Reklamcılık ve pazarlama sektörleri açısından 1980’lerden bu yana giderek önem kazanan “X, Y, Z kuşakları”, kapitalizmin 1970’lerde başlayan, kendini bir “talep yetersizliği” sorunu olarak da dışavuran yapısal kriziyle bağlantılı kavramlardır.
“Gençlik” de yeni bir piyasa ve yeni bir meta olarak önem kazandı. benzeri araştırma şirketleri tarafından birkaç yılda bir “gençlik”, tüketim eğilimleri açısından “X, Y, Z” kuşakları olarak yeniden tanımlanıyordu.
Dijital teknolojiler, akıllı telefonlar, sosyal medya olmayan bir dünya bilmiyorlar; realiteyle dijital teknolojiler aracılığıyla ilişki kuruyorlar, ortalama dikkat yoğunlaştırma süreleri 12 ila 8 saniye dolayında. Öyleyse bunlara metalar kısa sloganlar ve imajlar ile dijital platformlar aracılığıyla ulaşmalıdır (memler, emojiler, GIF’ler önemlidir). Bu saptamalar doğruysa, “Z kuşağı”, her biri kısa sloganlardan, imajlardan oluşan bir dijital (Peter Sloterdijk’ın bir kavramını alırsak) “küre” içinde yaşayan gençlerden oluşuyor.
Kimi analistler bu kuşağın büyük bir direniş potansiyeline sahip olduğuna inanıyorlar. İçinde yukarıda değinilen farklılıkları taşıyan bir “kuşak” neye karşı, nasıl direnecek? türlü fantezilerle gizlenen sorunlarını anlamak, değiştirmeye başlamak için gereken kavramsal, teorik modelleri nasıl edinecek? (Ergin Yıldızoğlu’nun ‘Z kuşağı’ ve ‘kapitalist gerçekçilik’ yazısından )(2 )
****
Z kuşağı söylemini son 10 yıldır sıklıkla duyuyoruz. Z kuşağı kategorisindeki gençler ( kişi), özgürce ekonomik harcama potansiyeline sahip olanlardan oluşmaktadır.
Z kuşağı toplumsal bir sınıflama değil , ekonomik harcama gücüne göre yapılmış olan finansal bir sınıflamadır. Bu grupta yer alanlar AB(D) ülkelerinde toplumun% 40’ını oluşturmaktadır Z kuşağın, 1995’ten sonra doğan, küresel ekonominin geleceğini şekillendirecek grup olarak hedef kitledir. Üretmekten çok, tüketmeyi tercih ediyorlar. .Ekonomik gelir ve ek kaynaklar, iş seçiminde öncelikli parametredir.
Basılı medya, radyo ve televizyon, bu kuşak insanlara ulaşma konusunda artık eski moda kaldılar.
Sürekli rekabet ile büyütüldü Z kuşağı gençleri. Bu nedenle her zaman en iyisi olmak zorunda hissediyorlar. ülkemiz toplumunda 1995 doğumlu olanlar arasında Z kuşağı tanımına uyanların oranı yüzde 5 civarındadır.
, dijital dünyada çocuk yetiştirmenin özel bir durum olduğunu hatırlatmak istiyorum. Kendini bilen, yaşadığı toplum ve dünya ile barışık, paylaşımcı ve üretken çocuklar yetiştirmeliyiz.(Dr. Bora KÜÇÜKYAZICI’nın 18 Temmuz 2020 günlü yazısından)(3 )
(1 ) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/uzaniyorum-goge-bakiyorum-yildizlara-datcada-1752212
(2 )https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ergin-yildizoglu/z-kusagi-ve-kapitalist-gercekcilik-1750377
(3 )https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/z-kusagi-hakkinda-soylenmeyen-gercekler-dr-bora-kucukyazici-1752262
Mehmet Boz