Ord. Prof. Süheyl Ünver’in ‘İstanbul Risaleleri’ adlı kitabının 158. sayfasında geçen tarihçeyi aynen aktarıyoruz
İstanbul Risaleleri kitabındaki hikaye
Fatih İstanbul’u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi. Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
“Niçin hapsedildin?”diye sordular.
Keşiş fala baktığını ve kuşatma hazırlıkları sırasında Konstantin’in kendisini çağırıp İstanbul’u Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını (gaipten haber vermesini) söylediğini, remil’de İstanbul’un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerine de Konstantin’in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti ve “Şimdi karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş” dedi.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul’un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil atmasını ve doğruyu söylerse mükâfatlandırılacağını bildirdi. Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
– ‘İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak. Lakin öyle bir zaman gelecek ki emlâk ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.’
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini kaldırarak
‘İstanbul’da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah’ın gazabına uğrasınlar!’ diye beddua etti.