ABD’nin İsrail’in güvenliğine yönelik taahhütü dünya için çok önemlidir.
Bu taahhüt, Ortadoğu’da islamcı terörle mücadele stratejisini,
İsrail ve Filistinliler arasında iki devletli barış anlaşmasını belirliyor.
*
ABD, Aralık 2017’den beri Filistin-İsrail çatışmasına çözüm için;
“Yüzyılın Anlaşması” adı verilen bir plan üzerinde çalışıyor.
Eğer başarılırsa bu anlaşma bölgede “Barış” anlamına gelecektir.
*
Eylül 2015′ te Rusya, Suriye’ye askeri müdahalede bulundu.
Orta Doğu’da hızla lider konuma geldi.
İsrail’in stratejik ortamını daha karmaşık hale getirdi.
Kudüs için bölgesel tehditler ve fırsatların bir karışımı oluştu…
*
İsrail, ABD ile stratejik ortaklığını korurken;
Somut bölgesel çıkarlarını gerçekleştirmek arzusuyla,
Washington’un düşman olarak gördüğü Moskova ile,
Daha yakın ilişkiler kurma çabasının gerginliğine düştü.
*
İsrail politikası ve güvenliği,
Rusya’nın devlet tavrını belirlemekte zorlanıyor.
Rusya ekonomisinin ABD, Çin ve Avrupa Birliği’nden küçük oluşu,
Rusya’nın İsrail’in ulusal güvenliğine meydan okuyabilecek küresel bir güç olmadığı anlamına geliyor.
Ama COVID-19 salgını sonrasında Rusya’nın Ortadoğu’daki rolüyle ilgili,
Şimdiki soru;
Rusya’nın bölgedeki etkisinin güçlenip güçlenmeyeceği,
Olası bu şartlarda İsrail’in nasıl etkileneceğidir?
*
İsrail’in Rusya ile artan siyasi ve güvenlik diyalogu,
Genel olarak Moskova’nın,
Batı ve özellikle ABD ile ilişkilerinin kötüden daha kötüye gitmekte olduğu zamanda ortaya çıkıyor.
Rusya, ABD güvenliği için birincil zorluklardan biridir.
Bu yüzden Rusya’ya yönelik yaptırımlar genişlemeye devam ediyor.
*
İki ülke de tüm alanlarda açık iletişim kanallarını sürdürmekte zorlanıyor.
Rusya ile ilişkiler, Kongre ile Moskova’ya aşırı düşkün olmakla suçlanan ABD Başkanı arasında;
Siyasi anlaşmazlıkları yakmanın odağını oluşturuyor.
*
Artan rekabet, Orta Doğu’da da yaşanıyor.
Çünkü iki güç de, temel karşılıklı güven eksikliği nedeniyle,
Bölgede somut ortak çıkarlar bağlamında işbirliği yapmakta zorlanıyor.
ABD bölgesel bir düzenleme yaparsa;
Rusya’yı küresel alanda istenmeyen extra bir güç haline getirmekten korkuyor…
*
Bu sırada Başbakanı Netanyahu, Devlet Başkanı Putin ile oluşturduğu telefon diplomasisiyle,
İsrail’in Rusya ile yakın ilişkilerini sağlıyor.
Ruslar, İsrail’in ABD’nin Suriye’deki stratejisi ve İran konusunda belirleyici etkiye sahip olduğuna inanıyor,
Washington’la siyasi düzenlemeler geliştirmede Kudüs’ün yardımını arıyor.
*
Bu noktada, ABD kuvvetlerini Suriye’den tam olarak geri çekmeye çalışıyor.
Dünya Esad’ın iktidarda kalmasında anlaşmış gibidir.
Suriye’nin yeniden inşası için kampanyalar araştırılıyor.
*
Buna karşılık Ruslar da ABD ve İsrail gibi Kürtlere söz hakkı ve güvenlik garantisi istiyor!
İran’ın Suriye’den uzaklaşması için aşamalı bir süreç öneriyor…
*
Ancak bunlar ve benzeri gelişmeler için ABD başkanlık seçimlerini beklemek gerekiyor…
Son yıllarda Kudüs-Moskova ilişkilerinin güçlendirilmesi öncelikle ekonomik alana yansımıştır.
Hâlâ ciddi engeller iki ülke arasında güvenlik ve teknolojik işbirliğini engelliyor…
*
Çin, bölgede ikincil bir askeri-politik roldedir.
ABD ve Rusya ile bu bölgede rekabet etmekten kaçınıyor.
Moskova ve Pekin, Orta Doğu’da yakın işbirliği sürdürmüyor.
Aralarında gerginliğe neden olabilecek durumlarda,
Özellikle BM Güvenlik Konseyi tartışmalarında birbirlerine karşı oy kullanmaktan kaçınıyorlar…
*
Yine de ABD’nin, Çin ve Rusya üzerinde çift baskı politikası,
Bu iki gücün İran’la birlikte revizyonist rejimler olarak kategorize edilmesi:
Onları orta ve uzun vadede bölgede Amerikan etkisine karşı aktif bir işbirliğine zorlayabilir.
Bu senaryo İsrail’in siyasi hareket özgürlüğünü engeller!
*
Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi;
Esad rejiminin hayatta kalmasını,
Suriye topraklarının çoğunun Şam kontrolüne geri dönmesini,
Suriye’de iki askeri üssün uzun süre Rusya’ya kiralanmasını sağladı.
Böylece Moskova siyasi destek, stratejik kooperatif ekonomik çabalar, ortak mücadele ve petrol fiyatının koordinasyonu yoluyla,
Bölgedeki olumlu bir gündem oluşturdu ve gücünü korudu.
*
İsrail’in Moskova ile diyalog yaklaşımı değerliydi.
İsrail’in savunma kuvvetlerinin Suriye’deki özgürlüğü korundu.
İki ülke doğrudan bir çatışmadan kaçındı.
*
Rusya’nın Suriye’deki varlığı konusunda İsrail için en acil konular;
Kuzeyde askeri operasyon özgürlüğü,
Ve Moskova’nın İran’ın Suriye’den ayrılmasına yardım etme olasılığıydı.
*
İsrail, Rusya’nın yeni bir komşu olarak ortaya çıkışını göz ardı etmekte zorlandı.
Ama Rusya ve İsrail, İran ve Suriye konusunda anlaşamamayı kabul ederken,
Aralarında doğrudan bir askeri çatışmayı önleme taahhüdünü de ifade ettiler…
*
Rusya’nın Orta Doğu’daki nüfuz modeli, ekonomik gücünü takip ediyor.
Rekabetçi asimetrik yaklaşımlar seçiliyor.
Rusya, ulusal stratejik öneme sahip olan ve Moskova’ya gelecekte kaldıraç görevi de görecek birçok alanda,
Hükümetler arası sözleşmeler yoluyla bölgedeki her ülke ile bağ kurmaya çalışıyor.
Bunu yaparken, göreceli avantajlarından yararlanıyor;
Silah satışı, nükleer enerji santrallerinin inşası, enerji projelerine katılım ve tarımsal ürünlerin tedariki.
Tümünün İsrail’in güvenlik çıkarları üzerinde etkisi bulunuyor…
*
Rusya İran’da, Mısır ve Türkiye’de nükleer reaktör inşa ediyor.
Rusya’nın bu ülkelere askeri nükleer programa hizmet edebilecek,
Çift kullanımlı bir teknoloji satmaması dikkat çekicidir.
Bu yaklaşım Rusya’yı,
Bölgeyi nükleer silahlanma yarışından uzaklaştırmaya yönelik önemli bir role getirebilir.
*
İsrail’in Avrupa’ya doğal gaz ihracatı konusunda Rusya ile çıkar çatışması potansiyeli,
Moskova’nın Avrupa’nın en büyük doğal gaz tedarikçilerinden biri olma statüsünü korumaya olan ilgisi ışığında yoğunlaşabilir.
Türkiye ile birlikte Rusya, Güney Avrupa’ya doğalgaz ihracat boru hatları işletiyor,
Bölgedeki doğal gaz üretim projelerinde Lübnan, Suriye, Irak, İran, Libya ve Mısır ile ortak olmaya çalışıyor.
Bu; İsrail, Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve İtalya’nın yükselen gaz konsorsiyumunu çıkarları için bir tehdit olarak algılanıyor!
*
Suriye’de Türkiye, İran, İsrail, ABD ve diğerlerinin oluşturduğu farklı muhalif kamplar,
Arasında Rusya;
ABD Kürt bölgesinde askeri varlığını sürdürdüğü sürece,
Suriye’deki stratejik çıkmazda temel bir değişiklik getirmeyi başaramadı.
*
Rusya ve İran, ABD’nin bölgedeki etkisini sınırlamak ve Esad’ın Suriye’deki yönetimini korumakla ilgileniyor olsa da,
Aralarındaki ilişkiler tarihsel şüphe ve kültürel farklılıklar içeriyor.
Rusya’nın 2015’te İran’la nükleer anlaşmaya verdiği destek;
Anlaşmanın tüm olası kötülüklerin en azı olduğu değerlendirmesine dayanıyor.
Kremlin’e göre İran ilişkileri, Rusya’nın Sünni ülkelerle ve İsrail’le olan ilişkileriyle bağlantılıdır.
*
Rusya sayesinde ufukta çözümü olmayan anlaşmazlıklar;
İran nükleer programı: İsrail-Filistin çatışması: İsrail’in nükleer duruşu:
İsrail-Rus anlaşmazlığı konularında eleştiriler azaldı.
İki ülke de bu anlaşmazlıkların mevcut işbirliği alanları üzerindeki etkisini sınırlamanın yollarını buldu.
Bu konularda devam eden diyaloğun önemli pragmatik anlayışlarla sonuçlanabileceğini keşfettiler…
*
Yine de, eğer devletler arasındaki çıkar çatışmaları artarsa,
Ya da Rusya bunlarda potansiyel fazla kâr tespit ederse anlaşmazlıklar yeniden ortaya çıkabilir.
Mesela, Rusların “yüzyılın anlaşması” na göre Batı Şeria’nın ilhakına karşı çıkması bekleniyor,
Kendisine küresel bir güç imajı sağlamak için Filistinlilere yardım sağlamada öncü bir rol oynayabilir.
Ancak Moskova, Kudüs ya da Washington’daki siyasi hızlı yanlılık ya da pragmatik önermelerin potansiyelini tespit ederse,
Filistinliler pahasına duyarlı olabilir…
*
Rusya’da COVID-19 ile enfekte olan toplam insan sayısı artmaya devam ediyor.
Salgının etkisini dehal anlamak zordur.
Rusya ekonomisinin salgını takiben uzun bir ekonomik durgunluk yaşayacağı konusunda ciddi bir olasılık vardır.
*
Buna rağmen, en olası senaryo Rusların Orta Doğu ile ilgili önceliklerinin değişmeden kalacağıdır.
Rusya, ekonomik krizlerden Batı ülkelerine göre daha fazla vurulma eğiliminde olmasına rağmen,
Kendisini makroekonomik bir perspektiften şokları absorbe etmek için çoğu ülkeden daha iyi hazırladı .
Ekonomisinin petrol ve doğal gazın fiyatına olan büyük bağımlılığı,
Onu COVID-19’dan sonraki günlerde bölgesel meselelere katılmaya daha güçlü bir şekilde itecektir.
Bölgenin Rusya’ya olan yakınlığı, Ortadoğu ile olan ilişkilerinde yüksek maliyet-fayda etkinliği sağlıyor.
*
Büyük güç rekabeti Soğuk Savaş’ı ve Rusya’nın geçen yüzyılda İsrail’e düşmanlığını anımsatıyor.
Ancak mevcut gerçekliğin doğasında var olan farkı anlamak da önemlidir.
Rus-Amerikan rekabeti ideolojik değildir.
Rusya İsrail’i bir düşman olarak değil bir ortak olarak görmektedir…
15. 7. 2020