AYASOFYA’nın MÜZE yerine CAMİ OLMASI KONUSU
26 Yıl Evvel de Siyasetin Gündemindeydi… O zaman CHP Direndi; Bugün ise Geçit Verdi…
(‘Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi’ konusundaki önerge üzerinde 13 Nisan 1994 tarihinde, CHP İst. Milletvekili olarak TBMM kürsüsünden yaptığım konuşmadan alıntıdır) (Söz konusu önerge o tarihte reddedilmişti)
Türkiye’de iç barış, ekonomi kanıyor. Türkiye’de insanlarımız 24 Ocak kararları ve 12 Eylül askeri müdahalesinden günümüze uygulanmakta olan politikalarla açlığa, sefalete, işsizliğe mahkum hale getiriliyor. Türkiye, kişiliksiz dış politika ile giderek dış dünyada saygınlığını yitiriyor. Laik cumhuriyet ilkeleri ve anlayışının anlamsız bir şekilde tartışıldığı bir ortamda, Meclis’in gündeminde çözüm için sıra bekleyen onlarca acil konunun bekletilmekte olduğu koşullarda, ‘Ayasofya’nın ibadete açılması’, anlaşılmayan nedenlerle önümüze getiriliyor.Bu tür davranışlar Yüce Parlamento’nun saygınlığına bir kara lekedir. (ANAP, SHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde, İstanbul’da eğer insanlarımızın ibadeti için bir cami eksikliği varsa, onu gidermek için yeterince yetki ve erk elinizde bulunmaktadır. İstanbul Belediye Başkanı’nın dediği gibi, eğer Taksim’de bir cami ihtiyacı varsa , o da açılır.
Ancak, 1934 yılında, “çağdaş, önyargısız, hoşgörüye dayalı çoğulcu bir demokrasiyi, bu temelde bir insanlık anlayışını” ülkemize, toplumumuza aşılamış olan yüce M.Kemal Atatürk’ün atmış olduğu “Ayasofya’nın tüm insanlığa açık bir müzeye dönüştürülmesi” adımından bugün vazgeçilmesine dönük talepler üretilmesini hiç anlamıyorum; bu girişiminizi CHP’li milletvekili arkadaşlarımın da kesinlikle paylaşmadıklarına inanıyorum.
Bilgi ve ilgilerinize sunarım. Selam ve Saygılarımla. Algan HACALOĞLU (11 Temmuz 2020- İst.)
Tarihsel, arkeolojik ve kültürel özellikleri ile tüm dünyaya ve insanlığa malolmuş, simgeye dönüşmüş olan Ayasofya’nın bizim ülkemizde olmasından onur ve gurur duymaktayız. Geçmiş büyüklerimizin bize malettikleri bu yapıtı bu haliyle, bir evrensel müze olarak saklamak niye bizi gücendiriyor; niye bundan gocunuyoruz. Türkiye’nin çıkış yolu bu değildir, değerli arkadaşlarım. Türkiye’de eğer ortak inancımızı güçlendirmek istiyorsanız, insanlarımızın moralini yükseltecek, ‘demokratik-ekonomik- sosyal haklarının bütünü temelinde’ yaşam hakkını güçlendirecek bir Türkiye yaratın, lütfen. Buna katkınızı sağlayın, bunun için bu ülkeyi yönetin.
Bu duygularla, bu ‘Tasarının öncelikli olarak gündeme alınmasının’ karşısında olduğumu belirtiyor; hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve SHP sıralarından alkışlar)
Algan HACALOĞLU TBMM 19. Dönem, 89. Birleşim (13 Nisan 1994)