Çok fazla değil 35 yıl önce bir komşu ölmüşse hep birlikte sıra ile taşırdık mezarlığa kadar tabutunu…
Birlikte tutardık yasını…
Yaşarken bıraktığı anıları anlatır bazen ağlar bazense acı bir tebessümle gülümserdik.
Dul kalan eşini dünya ahiret kardeşimiz, yetimlerini ise evlatlarımızdan biri gibi görürdük.
Irkına, diline, dinine, ait olduğu siyasi görüşe bakmaz rahmet okurduk arkasından
Bugün ise terörist olduk, ümmet olduk, zillet olduk, illet olduk.
Eğer farklıysa ırkı,dili,dini veya siyasi görüşü rahmet değil bela okur olduk arkasından
*
Çok fazla değil 30 yıl önce yolda karşılaştığımızda selamlaşır ve sanki aylardır görüşmemiş gibi sıkı sıkıya sarılıdık birbirimize…
Halini hatırını ve ayrılırken bir ihtiyacı olup olmadığını sormayı ihmal etmezdik hiçbir zaman.
Bugün ise aynı görüşe sahip değilsek eger, karşılaşmamak için yolumuzu değiştirip, sahte tebessüm, zoraki baş selamı ile öfkelerimizi büyüterek geçip gidiyoruz yanından.
*
Çok fazla değil 25 yıl önce pencerelerini açıp karşı komşu ile koyu bir sohbete dalan kadın seslerini duyardık…
Oğlanın haylazlıkları, kızın umursamazlığı, kocanın ilgisizliği ve kahkahalarla biterdi bu kuşluk vakti pencere sohbetleri
Bugün silahı alıp bıçağı satırı alıp komşunun kapısına, penceresine dayanır olduk.
Dedikoducu dediğimiz pencere arkası sohbet eden o kadınlar yok artık.
Her mahallenin azılı bir katili, amansız bir sapığı, doyumsuz bir hırsızı, utanmaz bir arsızı var şimdi.
*
Çok fazla değil 20 yıl önce ebeveyinler çocuklarına “Oku yavrum oku, oku da büyük adam ol, vatanına millettine hayırlı biri ol” derlerdi…
Eğer çocuk iyi bir fakültede okuyorsa bu aile için bir prestij bir gurur vesilesi olur bu başarı hikayesi kulaktan kulağa tüm mahalleye ve hatta tüm şehire yayılırdı.
Bugün ise okuyana inek, zeki çocuklara aptal deniliyor. Eve para getiremeyen çocuğa yakası açılmamış küfürler ve hakaretler ediliyor.
Revaçta olan meslek dalı ne doktorluk, ne mühendislik, ne hakimlik, nede öğretmenlik.
Gözde olan meslekler siyasetçi yalakalığı, mafya tetikçiliği, nitelikli dolandırıcılık, diplomasız hırsızlık
*
Çok fazla değil 19 yıl önce yaşlıların ellerinden tutularak karşıdan karşıya geçmesine yardım edilirdi…
Karşılığında dualar alınır, bazen de yaşlının cebinden çıkardığı bir şeker veya bir elma tésekkur ve saygıyla kabul edilirdi.
Bugün ise ellerinden tutularak tehna bir sokak arasına götürülen yaşlılara tecavüz ediliyor, evlerine girilerek katlediliyor.
*
Çok fazla değil 18 yıl önce askere giden oğlunu koynunda yatırır son defa doya doya koklayarak uğurlardı anneler…
Bugün ise Annenin dizinden tahrik olmak gayet normal bir durumdur diye fetva veren Diyanet İşleri Başkanlığı var.
*
O günlerden bu günlere nasıl geldik ve biz nereye gidiyoruz?
Nefsimiz, öfkemiz, kin ve nefretimiz bizi nereye kadar götürecek?
Bu ülkenin en büyük beka sorunu terörist, ümmet, zillet, illet diye insanları birbirine düşüren siyasilerdir.
Bu ülkenin en büyük beka sorunu kin, öfke ve nefretten beslenerek hükmünü sürdürenlerdir.
Bu ülkenin en büyük beka sorunu 18 yılda bizi bu hale bu hale getirenlerdir.
Bu ülkenin en büyük beka sorunu Adalet ve Kalkınma Partisidir
Bu ülkenin en büyük beka sorunu Milliyetçi Hareket Partisidir
Bir yanıt yazın