Marina Abramovic ve Ulay’ın aşkları 70’lerde başladı. 60’larda ortaya çıkan vücut sanatı akımının öncülerinden Abramovic, bir diğer sanatçı Ulay ile birlikte o yıllarda fiziksel ve zihinsel sınırları zorlayan sarsıcı eserler ortaya koydular.
Abramovic ve Ulay 1989 yılında ilişkilerini ruhsal bir yolculukla bitirmeye karar verirler. Çin’in verdiği özel izinden sonra, Çin Seddi’nin iki ayrı ucundan yürümeye başlayıp ortada buluşurlar. 3 ay süren bu yürüyüş sonunda birbirlerine son kez sarılır bir daha görüşmemek üzere ayrılırlar.
2010’da Marina Abramovic, Moma’da bir retrospektif sergi açar. Serginin bölümlerinden birinde Abramovic bir sandalyede otururken, masanın diğer tarafındaki sandalyede tanımadığı kişiler 1 dakika boyunca oturacak ve hiç konuşmayacaktır. Konuşmanın yasak olduğu, sessizliğin paylaşıldığı bir oturuştur bu.
Ve bu oturuş sırasında kimsenin beklemediği bir şey olur. İşte aşkın hüzünlü bakışlarını ortaya çıkartan o sergi
Bu hüzünlü bakışlar ile tarihe geçen Ulay (Frank Uwe Laysiepen) bundan kısa süre önce 2 Mart 2020 tarihinde Lenf kanserinden öldü.
Bir yanıt yazın