Değerli dostum Orhan Karadoğan iş hayatında tanıştığım, daha sonra dostluğumu geliştirdiğim kişilerden birisi. Orhan Karadoğan’ın bundan 30 yıl önce tanıdığım günden beri sürdürdüğü bir merakı var: Türk ressamların eserlerini toplamak.
Bu kadar yılda öyle bir birikime sahip olmuş ki, yüzlerce müze açabilecek durumda. O da bu hazineyi toplum yararına nasıl değerlendiririm diye düşünmüş ve güzel bir proje geliştirmiş.
Türkiye’de köyünde, kasabasında hatta bizler gibi yurt dışında yaşayanların bulundukları şehirlerde kullanmadıkları müsait bir evi, binası, kulübesi, deposu olanlar sahip oldukları mekanı Türk eserlerinin sergilendiği bir sanat merkezine dönüştürmek isterlerse, Orhan Karadoğan mekandaki tüm eserleri temin edecek.
Bu bir sergi değil! Eserler satılmayacak. Binanın sahibi mülk sahibi kalmaya devam edecek, herhangi bir bağış yapılmasına gerek yok.
Kazanan, Türkiye içinde eserleri görerek motive olan Anadolu’nun genç sanatçıları, yurtdışında ise yabancılara tanıtma şansı bulacağımız Türk resim sanatı olacak.
Ne dersiniz, çıkar mı topluma yararlı bir işbirliği?
Taner Ertunç
Yazıları posta kutunda oku