ALMANYA BİZİ NEDEN KISKANIYOR? * EĞİTİM, BİLİM VE DİN
Naci KAPTAN / 20.06.2020
Bu yazının yazılmasının nedeni, posta kutuma düşen bir fotoğraftır. Fotoğraf bir köy veya kasabada çekilmiş. Fotoğrafta nerede ise birbirine çok yakın 3 cami gözüküyor. Altında ise şöyle bir açıklama var “3 camisi olan köyde okul yok, öğrenciler taşıma yöntemiyle uzaktaki bir okula gidiyor”. Bu fotoğraf aklıma çakılı kaldı.
Köyde olsa olsa 300-400 kişi olur. Yaşlıları ve çocukları çıkartırsanız cami cemaati en fazla 150 – 250 kişidir belki de daha az. Köylümüz okul yapmak/yaptırmak yerine, çocuklarını eğitmek yerine 3 cami yapmayı seçmiş!!! Diyelim ki köyde okul var. Acaba neden dip dibe 3 cami yapılır?
Aslında bu fotoğraf Türkiye’nin, islam ülkelerinin bilimde, çağdaşlıkta, ilimde, teknolojide ve hatta aydınlanma ve sanatta neden geri kaldığının fotoğrafıdır. Köye 3 cami yapılmasının nedeni köylülerin tercihinden öte emperyalizmin yeşil kuşak projesini taşaron olarak sürdüren siyasetçilerin ev ödevidir. Onlar, kendilerine verilen emperyalizme hizmet ödevlerini yaparak toplumumuzu bilimden, çağdaşlıktan koparıyorlar. “Hadi oradan” diyenlere aşağıda istatiki verilerle bunu anlatacağım.
Küresel baronların sömürerek kendilerine maraba yapacakları topluluklara, kölelere ihtiyacı var. Toplulukları marabalıktan, kölelikten, sömürüden kurtaracak olan tek ve ana olgu ÇAĞDAŞ EĞİTİM ve BİLİMDİR. Din ise çağdaşlığa ve gelişmeye kapalıdır. Tutucudur. İşte bu nedenle emperyalizm geri kalmış veya az gelişmiş ülkelerde (ki bunlar çoğunlukla islam dininin egemen olduğu ülkelerdir.) eğitimin çağdaş ve bilimsel olmasını engeller ve öteki dünyayı özendiren “Bir lokma, bir hırka” felsefesini pompalar. Diğer bir deyişle DİN, islam ülkelerinde çağdaşlaşmayı ve bilimi engelleyen bir görev üstlenir. Daha doğrusu Emperyalizmin İMAMLARI ve siyasetçileri topluma bunu özendirir ve dayatır.
ARAPLAŞTIRILAN MİLLİ EĞİTİM
Mine Kırıkkanat 27 Nisan 2003 tarihinde aşağıdaki yazıyı yazdı;
HERKES BAKIYORDU KİMSE GÖRMEDİ
Kızlarını, oğullarını yurt içinde ya da yurt dışında, evrensel düzeyde eğitim veren okullarda okutup kurtardıklarını sananlara kötü bir haberim var. O çocuklar o okullardan çıkıp hayata atıldıklarında, eğer iş bulabilirlerse, Türkiye’de İslami bir devletin kuralları içinde çalışacaklar. Patron olsalar da uyacaklar, çalışan olsalar da iş yerlerinde geçerli “dini zorunluluklara”.
Sanmasınlar ki evrensel düzeyde eğitim aldılar diye, kapağı dışarı atıp kendilerini kurtarabilecek o çocuklar… Büyük bölümü açıkta kalacak, çünkü özgürce yaşanabilen ülkeler zaten kendileri gibi iyi yetişen üçüncü dünya ülkelerinin çocuklarıyla dolu. Rekabet zorlu, çünkü 1.5 milyarlık Hindistan gibi ülkelerden daha iyileri çıkıyor, üstelik Müslüman olmayan üçüncü dünya beyinleri daha revaçta. 8 yıllık eğitimle imam hatip okulları devre dışı bırakıldı diye rahatlayanlar ve üniversitelere türbanlı sokmayarak “laiklik” kurtuldu sananlar, çok yanılıyorlar.
Türkiye’de laik cumhuriyet, dinciler tarafından tüm kapıları kırılmış, en ücra köşelerine kadar işgal edilmiş, iş son burcunda göstermelik olarak bırakılan bayrağı indirilmesine kalmış bir kale artık.Cumhurbaşkanlığı da değişince, iş bitecek. Çok mu karanlık bir tablo çiziyorum? Yanılıyorsunuz. Eğitimi ele geçiren, bir ülkeyi istediği gibi biçimler. Dinciler hem bunu başardı, hem de sekiz yıllık eğitim kalenin fethini hızlandırmaktan başka işe yaramadı. Nasıl mı?
Zorunlu din dersi, laik bir devletin esasına aykırıdır, Türkiye’de tüm ortaöğretimde var. Din dersi, laik bir devletin eğitim sisteminde sınav ve derecelendirme ölçüsü olamaz; Türkiye’de tüm sınavlarda hem de belirleyici olarak var! İmam hatip liseleri devre dışı bırakıldı derken, yerlerine binlerce, Fethullahçı okulların benzeri İslami kolejler açıldı. Her tarikatın bir eğitim “yuvası” var artık.
Türkiye’de bir okula karşılık, bir buçuk cami düşüyor. Çoğu boş duruyor. Ama günün birinde o camilerde yapılacak yeni şeriat devletinin “zoraki” eğitimi; zorla doldurulacaklar nasılsa. İşte tablo bu ve iş bitmiştir. Çöken laik Cumhuriyettir ve hepimiz altında kalacağız.
EVET OLANLARI HİÇBİRİMİZ GÖRMEDİK. 2003’ten buyana tam 17 sene geçti. Köprünün altından çok sular aktı. Milli Eğitim Bakanlığı Diyanete ve cami imamlarına teslim edildi. 3 yaşındaki çocuklar tesettüre sokuldu. Eğitim tedrisatına arap cahiliyesi hakim oldu. İşbirlikçiler emperyalizmin ev ödevinden yıldızlı pekiyi alıyordu.
ALMANYA BİZİ NEDEN KISKANIYOR?
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ
Mühendislik tasarımı, ürün geliştirilmesinde ve/veya üründe farklılık yaratılmasında öncelikli ve zorunlu aşamalardan biridir. Ar-Ge çalışmaları içinde vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Patent ve markanın alınmasında, özellikle makine imalat sanayinde mühendislik tasarımı giderek küresel rekabette temel çalışmaların başında bulunmaktadır.
DÜNYADA ÜLKELERİNDEN ÖRNEKLEMELER (Milyon Kişi Başına) Bilimsel Makale Sayısı
Tablo-2’de ise, yine bazı ülkelerde milyon kişi başına bilimsel yayın sayısı belirlenmiştir. Burada İngiltere ve Hollanda ilk sıralarda yer almakta, Türkiye’de bir yılda milyon kişi başına 159 yayın yapılmaktadır
Bilimsel gelişme ve Ar-Ge altyapısının kurulup, sürdürülebilmesi için, eğitim harcamalarının bütçe içindeki oranı önem taşımaktadır. Keza eğitim endeksi de bu açıdan önemli bir göstergedir. Tablo-3’te kimi ülkelerde eğitim harcamaları ve eğitim endeksi çıkarılmıştır. Eğitim harcamalarının bütçeye oranında Norveç ve Fransa başı çekmekte, keza eğitim endeksi de bu ülkelerde oldukça yüksek çıkmaktadır. Türkiye son sırada yer almaktadır.
Bazı ülke/ülke gruplarında, 1995-2009 arasındaki Ar-Ge harcamalarını ortaya koymaktadır. İsveç, Finlandiya, Japonya gibi ülkeler hızlı bir gelişim göstermişler, bazı ülkeler (Belçika, İrlanda, G. Kore, Danimarka gibi) ise 1995’ten bu yana önemli yol almışlardır. Türkiye, Meksika’nın önünde, Yunanistan’ın gerisinde kalmıştır.
İsviçre, Japonya, İsveç ve ABD, 1000 doların üzerinde Ar-Ge harcaması yaparken, Türkiye’de kişi başına 46 dolar düşmektedir. Bu durumda ülkemiz, Brezilya, Polonya ve Meksika’nın altında kalmaktadır. Bu kıyaslama, ilk üç tablo ile birlikte ele alınırsa yapılması gerekenler hakkında da ipuçları vermektedir. [http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/38c485ee9f94b52_ek.pdf]
ÜLKEMİZİN HAL VE DURUMU
TÜRKİYE’de HALKA AÇIK 1183 KÜTÜPHANE VAR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılına ilişkin ‘Kütüphane İstatistikleri’ni açıkladı. Açıklanan istatistiklere göre, ülke genelinde geçen yıl itibarıyla biri milli, 1182’si halk, 610’u üniversite, 30 bin 618’i örgün ve yaygın eğitim kurumu kütüphanesi olmak üzere toplam 32 bin 411 kütüphane faaliyet gösteriyor.
TÜİK VERİLERİNE GÖRE 736 TİYATRO VAR 2017-2018 sezonunda 736 tiyatro salonu var
68 BİN 411 OKUL VAR Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında resmi ve özel 11 bin 649 okul öncesi, 24 bin 963 ilkokul, 19 bin 284 ortaokul ve 12 bin 515 lise olmak üzere toplam 68 bin 411
84 BİN 684 CAMİ VAR Diyanet İşleri Başkanlığı istatistiklerine göre, Türkiye’de 84 bin 684 cami bulunuyor.(Diyanet 5 Haziran 2019)
Yukarıdaki istatistiki verilere göre ülkemizde 68.411 okul varken, Diyanetin verilerine göre 84.684 cami vardır. Bu sayılar ise ülkeyi yönetenlerin eğitim, bilim ve çağdaşlaşma yerine Din üzerinden toplumu yöneterek ülkeyi geri bırakarak maraba toplum yaratmak amacı güttüklerini gösteriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2020 yılı için 11.5 milyar TL, 2021 yılı için 12.3 milyar TL ve 2022 yılı için 13.1 milyar TL ödenek verilmesi öngörüldü. Böylece Diyanet’e üç yıl için yaklaşık 37 milyar TL ödenek ayrıldı.Bu da 8 bakanlığın bütçesini geçiyor.
(Burada bir parantez açarak değerli Dr. Mustafa Ataç’ın bir duyurusunu iletmek isterim. Türkiye’deki camilerin gerçek sayısını il ve ilçe olarak google map veya uydu üzerinden görsel haritalar desteğinde bilimsel olarak hesaplayarak döküm yapacak kişiye ödül öneriyor. İlgilenenler için iletişim; Mustafa Atac <[email protected]>)
BİLİMSEL GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ
Türkiye’nin Bilim Dünyasındaki Yeri:
Nature dergisi tarafından yapılan araştırmada dünyanın en iyi bilimsel kurumları belirlendi.Nature Index hesaplamasında 82 adet, tıp, biyoloji ve diğer doğa bilimleri konularında yayın yapan en üst düzey bilimsel dergide son sene yayınlanmış makaleler değerlendiriliyor. Bu dergilerde en çok yayın yapan kurumlar sıralamada öne çıkıyor.
Türkiye açısından pek de parlak olmadığını hemen görebiliriz. Değerlendirmeye alınan toplam yayın sayısı 2018 takvim yılı için 60473. Türkiye’nin payı toplam 70 yayın, yani binde 1.16. Dünya sıralamasına göre Türkiye’de ilk 500 içine giren hiç bir kurum yok.
Türkiye kendisinden çok küçük nüfuslara sahip olan birçok ülkenin gerisinde kalarak Avrupa’da 19. Sıraya, Dünya’da ise 39. sırada yer alıyor. Çek Cumhuriyeti Türkiye’nin üç katı kadar, Dünya’ya entegre olması büyük ölçüde engellenen İran ise iki katı kadar yayın üretmiş. Türkiye, Yunanistan’ın gerisinde, ancak Macaristan ve Slovenya arasında yer bulabilmiş. [https://sarkac.org/2019/09/turkiyenin-bilim-dunyasindaki-yeri-nature-index/]
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ ENDEKSİ
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde Türkiye 153 ülke arasında 130’uncu sırada yer aldı.Bölgesel sıralamada ise Türkiye; Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki 19 ülke arasında İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Tunus’un ardından 5’inci sırada yer alıyor.[https://www.sozcu.com.tr/2019/dunya/son-dakika-ve-yayinlandi-turkiyenin-yeri-maalesef-5515008/]
SOSYAL VE SİYASİ GELİŞMİŞLİK
Sosyal ve Siyasal Açıdan Durum Ekonomik açıdan, büyüklüğüyle orantılı olmayacak bir görünüme sahip olan Türkiye’nin asıl zaafı ekonomi dışı alanlar olarak ortaya çıkıyor. Aşağıdaki tablo bu durumu sergiliyor (her göstergenin kaynağı yanında gösteriliyor.)
Bu tablo; Türkiye’nin ekonomi dışı alanlarda daha da kötü bir yerde olduğunu ortaya koyuyor. Tabloya göre en kötü notların hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve yolsuzluk endekslerinde olduğuna bakılırsa Türkiye’nin yapısal reformlara başlaması gereken alan olarak hukuk alanı öne çıkıyor. Türkiye’nin en kötü notu ekonomik kırılganlık endeksinde olsa da bunun temel nedeninin hukuk alanındaki zaafların yarattığı riskler olduğunu söylememiz yanlış olmaz. [http://www.mahfiegilmez.com/2020/01/turkiyenin-dunyadaki-yeri.html]
DÜNYA DEMOKRASİ ENDEKSİ
Batı Avrupa’da Tek Melez DEMOKRASİ Rejimine Sahip Olan Ülke Türkiye
22 Ocak 2020’de yayınlanan The Economist grubuna bağlı araştırma ve analiz ünitesi olan The Economist Intelligence Unit’in 2019 Demokrasi Endeksi’ne göre geçtiğimiz yıl “Demokraside Geri Adım ve Küresel Protestolar Yılı” olarak adlandırıldı. Raporun belirlediği kriterlerce hesaplanan ortalama küresel demokrasi puanı 2018’de 5,48 iken geçtiğimiz yılda 5,44’e gerileyerek endeksin uygulanmaya başlandığı 2006 yılından itibaren en düşük skoru elde etti.2019 Demokrasi Endeksi Puan Dağılımı incelendiğinde, Türkiye’nin seçim sürecinin demokrasinin gereklerini tam olarak karşılayamadığını, çoğulculuk noktasında eksiği bulunduğunu, en düşük puanın ise sivil özgürlükler alanında alındığını görüyoruz. [https://www.dogrulukpayi.com/bulten/2019-demokrasi-endeksi-raporu-nda-turkiye-nin-yeri]
KÜRESEL HUZUR ENDEKSİ
Türkiye Küresel Huzur Endeksi’nde 163 ülke arasında 152. sıraya geriledi. ürkiye 2019 Küresel Huzur Endeksi’nde üç sıra daha gerileyerek 163 ülke arasında 152. oldu. Huzur bakımından Filistin, Venezuela, Kuzey Kore ve Sudan’ın gerisinde kalan Türkiye, en az huzurlu ülke olan Afganistan’ın ardından 11. sırada yer alıyor. Türkiye 3.015 endeks puanıyla Sudan ile Pakistan’ın arasında bulunuyor. ‘Avrupa bölgesi’ kategorisinde yer alan Türkiye, 36 Avrupa ülkesi içerisinde ise sonuncu sırada yer aldı. Bölge sıralamasında Türkiye’yi Bosna-Hersek ve Kosova takip ediyor.[ https://tr.euronews.com/2019/06/13/turkiye-kuresel-huzur-endeksi-nde-163-ulke-arasinda-152-siraya-geriledi]
DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Sınır Tanımayan Gazeteciler (Reporters Without Borders) tarafından hazırlanan 2020 Basın Özgürlüğü Endeksi 180 ülkede basın özgürlüğünün durumunu ortaya koyuyor. Türkiye endekste bu yıl 154. sırada… [https://www.sivilsayfalar.org/2020/05/03/dunyada-basin-ozgurlugunun-durumu/]
Yolsuzlukla mücadelede dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan ve 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International), Yolsuzluk Algı Endeksi’nin 2019 sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.Türkiye bu yıl 39 puan ile 180 ülke arasında 91. sıraya geriledi. Geçtiğimiz yıla göre 2 puan daha kaybeden Türkiye, sıralamada bir yıl içinde 13 basamak geriye düştü. 2013 -2019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan 3 ülkeden biri olan Türkiye, bu sürede 11 puan kaybederek 38 sıra geriledi.Türkiye, AB üyesi 28 ülke ile karşılaştırıldığında en son sırada yer almakta ve üye ülkelerle puan farkı açılmaktadır.Endeks’te 36 OECD üyesi ülke arasında sondan ikinci sırada bulunan Türkiye, G20 ülkeleri arasında ise sondan dördüncü sırada yer aldı.
Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki bu hızlı düşüşünün temel nedenleri arasında gücün, otoriter rejimlere benzer bir yoğunluk ile yürütme erkinde ve tek elde toplanması, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkelerine yönelik ihlaller, kamu kurumlarının, özellikle de denetleyici ve düzenleyici kurumların etkisini ve işlevini yitirmesi, Meclis’in denetleme ve hesap sorma gücünü kaybetmiş olması bulunmaktadır. [https://www.seffaflik.org/2018-yolsuzluk-algi-endeksi-aciklandi/]
DÜNYA SEFALET ENDEKSİ
Bloomberg’ün enflasyon ve işsizlik oranlarını toplayarak oluşturduğu ve ‘Sefalet Endeksi’ olarak adlandırdığı listede Türkiye 62 ülke arasında 4. sırada yer aldı.Bloomberg 5 yıldır ülkeleri enflasyon ve işsizlik oranlarından hesapladığı puanlara göre sıralıyor.5 yıldır yayınlanan ülke sıralamasında ilk 5 ülke bu yıl da değişmedi. Enflasyon oranı yüzde 8 milyonu aşan Venezuela açık ara birinci olurken, onu sırayla Arjantin, Güney Afrika, Türkiye ve Yunanistan izledi.Türkiye, 2018 yılının resmi enflasyon ve işsizlik verilerinden hesaplanan bir önceki endekste 26,8 puanla 4. sıraya yerleşmişti. [https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47974525]
EĞİTİMDE PİSA SIRALAMASI
Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre, Türkiye’deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kaldı. Uluslararası eğitim değerlendirme testi , 72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapıldı. Bu 72 ülke ve ekonomik bölgeden 35’ini Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ülkeleri oluşturuyor.Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer alırken, önceki testlere göre de performansı geriledi.OECD’nin yürüttüğü Pisa testi her üç yılda bir yapılıyor. [https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-38219262]
SONUÇ
Evet Almanya ve hatta Fransa, İsviçre, Kanada, Yeni Zelanda bizi KISKANIYOR.
Bir yanıt yazın