Mardin Midyat’da 3 HDP li meclis üyesi törenle AKP saflarına katıldı.
İktidarın minnak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli birkaç ay önce şöyle demişti.
“HDP demek PKK demektir. HDP demek cinayet, cehalet ve cürüm demektir. HDP demek Türkiye’ye kurulmuş tuzak, kaldırılmış hançer, Vatana ihanet, Vatan hainliği demektir.”
İyi, güzelde peki vatanseverlik ne demek?
*
İşte vatanseverlik……..
8 Kasım 1877 gecesiydi
Osmanlı tahtında ll Abdülhamit vardı
Rusların tabyaları ele geçirdiği ve o tabyalarda uyumakta olan askerlerimizin şehit edildiği haberi duyuldu.
3 aylık oğlu beşikte uyuyordu.
Beşiğin yanına oturdu.
Bir süre bebeğinin huzur içinde uyumasını izledi.
Usulca eğildi ve mışıl mışıl uyuyan bebeğini koklayarak öptü.
Ayağa kalktı titrek ve isli yanan gaz lambasının ışığını kıstı.
Kütüğün üzerinde duran et satırını eline aldı ve kol demiri kilitli dış kapısını açarak sokağa çıktı.
*
Erzurum’da Kasım ayı kara kışın başlangıcı demektir.
Bu yüzdende hava oldukça soğuktu.
Yeniden içeri girdi.
Gece iyice soğuk olur düşüncesiyle hırkasını çıkartarak bebeğinin üzerine örttü.
Yavrusunun yüzüne son bir defa baktıktan sonra tekrar sokağa çıktı.
Dışarıda hiç kimse yoktu.
Evlerin pencerelerindeki çiçek desenli basma kalın perdelerin arasından sızan gaz lambalarının zayıf ışığını görmeseydi eger herkesin kaçarak mahalleyi terk ettiğini düşünecekti.
*
Sağ elinde duran et satırını havaya kaldırarak bağırmaya başladı
“Komşular komşular…
Duymadınız mı Rus askerlerinin tabyalarımızı zaptettiğini?
Duymadınız mı evlatlarımızın uykularında katledildiğini?
Bilmez misiniz ki askerimizi katleden Rus’un yarın öbür gün aşağı inip hepinizin kapısını kıracağını?
Ergişi diye geçinen herifler, siz şimdi taze avratlar gibi mi evinizde oturacak Rus’un kapınızı çalmasını mı bekleyeceksiniz?
Bacılarım, Rus askerinin sövelerinizi kırıp yatak odalarınızdan içeri girmesini mi kabulleneceksiniz?
Ben kundakta ki kuzumu Allah’a emanet ederek düşman ile vuruşmaya gidiyorum.”
*
Az önce evlerin sıkı sıkıya kapalı olan perdeleri aralanmış, kapılar birer birer açılmaya başlanmıştı.
Ellerde kazma, kürek, balta satır…
Bir kadının başlattığı isyanda yürüdükçe 10 oldular,100 oldular,1000 oldular.
O akşam Ruslar işgal ettiği tabyalardan arkalarına bile bakmadan kaçmışlardı.
*
Aradan tam 34 yıl geçmiş, 1. Dünya savaşı başlamıştı.
Tabyalara gitmek için beşikte bıraktığı bebeği 34 yaşına onun bir küçüğü olan kardeşi ise 28 yaşına basmıştı.
“Ana biz savaşmaya gidiyoruz dediler”
Sıkı sıkıya sarıldı yavrularına
Onları kokladı, öptü ve “Gazanız mübarek olsun yavrularım” diyerek uğurladı.
Bir süre sonra iki evladının da şehadet haberini aldı.
Titreyen dudaklarından sadece iki sözcük döküldü
“Vatan sağ olsun”
*
Cumhuriyet ilan edildi
Türkiye onu Cumhuriyetin ilanından 14 yıl sonra gazeteci İsmail Habib Sevük’ün 1937 yılında Erzurum’da yaptığı röportajla tanıdı.
Büyük maddi sıkıntılar yaşıyordu.
Kimseye şikayet etmedi.
Benim bu vatan için hizmetlerim var, şehidim var demedi.
Erzurum Eminkurpu mahallesinde tek göz bir toprak evde zaruret içinde hayat mücadelesi verdi.
Onun bu halini gören ulusal kadın kahramanlarımızdan Nâme Hanım 1943 yılında dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye bir mektup yazdı ve durumu anlattı.
*
Kendisine NENE HATUN dediler
3.Ordunun NENESİ unvanını verdiler.
22 Mayıs 1955 günü zatürre teşhisi ile yatırıldığı Erzurum Numune hastanesinde 98 yaşındayken vefat etti.
*
Nene Hatun her şeyi VATANI için yaptı
Hiçbir beklentisi olmadı
Ehliyeti dahi olmadan bir kamyona binerek darbe durdurdum diyerek insanları aldatmadı.
Sahtekarlıkla kazandığı unvanı ile gazilik maaşı alıp, fakirin fukaranın, yetimin hakkını yemedi
VATANSEVER sözcüğünü ayağa düşürenlerden değil o sözcüğe onur ve şeref katanlardan oldu
*
Bugünlerde herkes vatandan ve vatanseverlikten dem vurur olmuş.
Vatan cüzdan, vatanseverlik makam
Az bir şey utanmanız olsa utanın diyeceğimde;
Ar damarınız patlamış ne çare…
Bir yanıt yazın