Herkesin ağzında aynı söz
“Virüste ikinci dalga çok daha vahim sonuçlar doğurabilir.”
Pardon ama…
Birinci dalga ne zaman bitti de biz ikinci dalgayı konuşur olduk.
30 Mart 2020 tarihi itibarıyla Türkiye Corona virüsü vakaları artış hızında dünya birincisi olmuştu. Dünya Sağlık Örgütü 30 Mart tarihini baz alarak Türkiyenin 9 bin 217 vaka ile virüsle Dünyada en hızlı enfekte olan ülke olduğuna dikkat çekmişti.
75 gün sonra bu defada Corona virüsü vaka artış oranında
tüm Avrupa ülkelerini geride bırakarak bir defa daha birincilik kürsüsüne çıktık.
Bu ne demek?
Avrupa kıtasının virüs merkezi durumundayız demek
Virüsun kaynağı Türkiye Cumhuriyeti toprakları demek
Elbetteki bunlar açıklanan resmi rakamlar
Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan insanların ancak %3 üne test yapılmış ve bu % 3 içinde enfekte olmuş insan sayısı ile Dünya ve Avrupa birincisi olmuşuz.
Daha açık bir ifade ile her 100 kişiden sadece 3 kişiye test yapılmış ve geriye kalan 97 kişinin durumu belirsiz.
Yani;
Test yapılmayarak teşhis konulmayan her 100 kişiden 97 tanesi içinde olan onlarca kişiye corona virüsü bulaşmış ve bu nedenle insanlar hayatını kaybetmiş olsa bile bu resmi açıklanan rakamlara vaka ve ölüm sayısı olarak yansımıyor.
Vaka ve ölümler açıklanan rakamların çok çok üzerinde:
Bulaşıcı hastalıklar konusunda akademik unvana sahip bir çok bilim insanı açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığı, yeterli sayıda test yapılmadığı için bu virüs ile enfekte olan ve hayatını kaybeden kisilerin sayısının açıklanan sayılardan kat kat daha fazla olduğunu söylüyorlar.
En iyimser tahminle 2 milyon insanın enfekte olduğunu 300 bin üzerinde ise virüs taşıyıcısının aramızda dolaştığını iddia ediyorlar.
Türkiye İngiltere’nin uyguladığı toplu bağışıklık politikasına geçti ve bunun nedeni ekonomi:
Özetle;
İş bilir(!) AKP iktidarı halkın sağlığı ile ekonomi arasında bir tercih yapmak zorundaydı ve “Haydi Normalleşelim Ümmet” diyerek tercihini ekonomiden yana kullandı.
AKP İktidarın salgınla mücadelesi Don Kişotun yel değirmenleri ile olan savaşına benziyor:
Tüm bu tuhaflıkların hepsi 60 gün içinde oldu
* Halkımıza en uygun fiyatlarla maskeyi biz satacağız
* Olurmu öyle şey biz halkımıza maskeyi bedava verecegiz
* Merak etmeyin PTT evinize kadar getirecek
* Endişeye mahal Yok, e devlet aracılığı ile verilecek
* Hayır hayır eczanelerimiz TC numarasıyla dağıtacak
* Maske satışını serbest bırakıyoruz
* 20 Yaş altı 65 yaş üstü kişiler evlerinde kalacak
* Hafta içi işe gitmek serbest hafta sonları ise sokağa çıkmak yasak olacak
* Okullar tatil edilip, tüm sınavlar ertelenecek
* Restorantlar, kahvehaneler, cafeler, sinama ve tiyatrolar,berberler, kuaforler, AVM ler kapatılacak
* AVM ler tekrar açılıp park ve bahçeler yasaklanacak
* Sınavlar yeniden öne alınacak
* Park ve bahçeler serbest olacak
* 65 yaş üzeri sabah 10 akşam 8 arası dışarı çıkacak
* İş yerleri açılacak
Halkımızın tutum ve davranışları ise tüm dünya insanları tarafından şaşkınlıkla izleniyor:
Bunların tümü de 60 günde yaşandı
● Salgın başlangıcında olağanüstü bir dikkat ve çaba gösterildi
● Un, makarna ve diğer gıda maddeleri stoğu yapıldı
● Cadde ve sokaklarımızı kolonya kokusu sardı
● Maske üzerine siperlikler takıldı
● İktidarın aldığı her karar doğru ve yerinde kabul edildi
● Sağlık Bakanı milli kahraman ilan edildi
● Her akşam balkonlara çıkılarak sağlık emekçileri alkışlandı
● 65 yaş üstü yaşlılar virüsün taşıyıcısı gösterildi
● Her akşam alkışlanan sağlıkçılar dövülmeye başlandı
● Faizli borç para vermeyi ekonomik yardım paketi olarak yutturmaya çalışan iktidara karşı tepkiler çoğaldı
● Ayasofya açılacak söylemiyle salgın ikinci plana itildi
● Normalleşme diye sunulan tuzağa sanki bu ülkeye virüs hiç uğramamış gibi tepki verildi.
● Sosyal mesafe, hijyen ve diğer önlemler çöpe atıldı.
● Maskeler aksesuar unsuru olarak çene altı veya kola takıldı.
● Vaka sayılarındaki artışa bebekleride dışarıya çıkararak tepki verildi
Sözün özü gerek AKP iktidarının politikaları gerekse halkımızın davranışları ile bütün dünyaya kötü örnek olmaya devam ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyetini bu hale getirip cümle alemi halimize güldürenler utansın