Haluk Dural
DPT Eski Uzmanı
Milli Merkez Genel Sekreteri
07.06.2020
Giriş
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgını, kısa sürede önce bütün Hubei eyaletine ve giderek bütün dünyaya hızla yayıldı. Ölümcül olan bu virüs, koronavirüs ailesinin genetik özelliklerini taşıdığından Dünya Sağlık Örgütü-DSÖ (WHO) tarafından Covit-19 ismiyle tescil edildi ve DSÖ pandemi ilan etti.
Bu kadar hızlı yayılan bu ölümcül virüs hakkında yeterli bilgi, tedavi usulleri bilinmediği için bütün ülkelerde zorunlu veya gönüllü karantina başlatılarak, neredeyse 3,5 milyar kişi evlerine kapandı, birçok üretim ve hizmet sektörü işletmeleri kapandı, ekonomiler hem üretim hem de tüketim tarafında ani durgunluğa girdi.
Salgının ilk görüldüğü ülke olan Çin, salgınla mücadelede herkes tarafından kabul edilen büyük bir başarı sağlayarak salgını durdururken, önlenemeyen vaka ve ölüm artışları karşısında pandeminin merkezi; başta sağlık sistemleri yetersiz olan ciddiyetsiz yönetimlerin önlem almakta geciktiği İtalya ve İspanya olmak üzere, başbakan Boris Johnson ahmaklığı ile mücadelede sürü bağışıklığını seçen İngiltere ve Almanya’ya ve önlem almakta geç kalan Hollanda ve Belçika olmak üzere Avrupa’ya, daha sonra ise günde ortalama 16 kere yalan söyleyen [], kovit-19 ile mücadele için hastalara dezenfektan enjekte edilmesini önerecek kadar cahil [], kaba ırkçı Trump tarafından yönetilme bahtsızlığına uğramış ABD ve öncelikle cahil bir faşist olan Bolsonaro yönetimindeki Brezilya olmak üzere Güney Amerika’ya kaydı.
Virüs salgını ile mücadelede Çin’in başarısı karşısında ABD ve AB ülkelerinin yetersizliklerinin dünya kamuoyunda yankı bulması ve özellikle İtalya’ya ABD, AB ve NATO’nun yardım etmemesine karşılık Çin; Fransa, İspanya, İtalya, Belçika, İran, Irak, Filipinler ve ABD’ye yardım yollarken [], Küba’nın İtalya’ya doktor, ilaç ve tıbbi malzeme göndermeleri, hele ki Rusya’nın bir NATO ülkesi olan İtalya’ya askeri doktor, sağlık personeli, ilaç ve tıbbi yardımda bulunması; hastayı müşteri kabul eden, sağlık hizmetlerini özelleştirmiş ABD ile vatandaşlarına bedava sağlık hizmetleri sağlayan halkçı Çin arasındaki ideolojik savaşın kızışmasına ve şiddetlenmesine yolaçtı.
İlk koronavirüs hastaları 17 Kasım 2019’da Çin’in Hubei eyalet merkezi Vuhan’da ortaya çıktı. Çin, Dünya Sağlık Örgütünü 31 Aralık 2019’da bilgilendirdi ve yeni bir koronavirüsle karşılaşıldığını 7 Ocak 2020’de ilan etti []. Bu gerçeğe karşın ABD başkanı Trump 19.03.2020 günü yaptığı basın toplantısında, “Çin virüsü kaynağında durdurulabilirdi. Çin en başta dünyayı bilgilendirseydi bu salgın daha önce durdurulabilirdi.” ifadesini kullandı. Aynı basın toplantısında Trump’ın önündeki basın metninde “corona virüs” ibaresinde coronayı çizip Chinese virüs yazdığı kameralara yansıdı ve söylemlerinde ısrarla ırkçı “Çin virüsü” tabirini kullanmaya başladı [].
Çin’in salgını önlemek için Vuhan kenti ve giderek bütün Hubei eyaletinde sıkı bir karantina uygulaması, batılı basın tarafından “insan hakları ihlali” olarak propaganda edilmeye başladı [].
Aynı iki yüzlü batılı basın, İtalya’nın koronavirüs salgınına karşı ilan ettiği sokağa çıkma yasağını ihlal edenlere ceza uygulayacağı kararını ise desteklediler [].
ABD yönetiminin Çin’de ortaya çıkan salgın hakkında sergiledikleri ırkçı, insanlık dışı tavırlarına en iyi örneklerden birisini ise ABD Ticaret Bakanı Wilburr Ross 30 Ocak 2020 günü Fox’a verdiği mülakatta “Bu salgın Amerikan ekonomisine yarayacak. İstihdam Kuzey Amerika’ya geri dönecek” demesiydi [].
Bu arada, başını Trump’ın çektiği batılı yönetimler, koronavirüs salgını için Çin’i suçlarken, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian, ABD Kongresinin 11 Mart günkü oturumunda sorgulanan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (US Centers for Disease Control and Prevention) yöneticisi Robert Redfield’nin açıklamalarının videosunu göstererek, koronavirüsün Çin’den önce 2019’da ABD’de ortaya çıktığını, virüsü 18-27 Ekim 2019’da Vuhan’da düzenlenen 7. Dünya Askeri Olimpiyatlarına katılan ABD askerlerinin getirdiğini ifade etti [].
Giderek sertleşen ABD-Çin atışmaları sürerken, Çin’in virüs salgının başarıyla üstesinden gelmesi, gelmekle de kalmayıp salgına uğrayan ülkelere yardımlara başlaması üzerine, Amerikan Derin Devleti CFR’nin (Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi) yayın organı Foreign Policy’de “ABD’nin dünya liderliğini Çin’e kaptırmakta olduğu, koronavirüsün küresel düzeni yeniden şekillendireceği, ABD’nin tereddütlü davranışları ve yetersizliği nedeniyle uluslararası liderlik için Çin’in çeşitli manevralar yapmakta olduğu” yönünde ABD yönetimini uyaran yazılar sıklaşmaya başladı [].
Ekonomik gelişmeler
Dünya Sağlık Örgütünün küresel salgın ilanından sonra, hızla yayılan kovit-19 virüsü nedeniyle pekçok ülkede karantina önlemleri alınarak, zorunlu çalışanlar dışında yaklaşık 3,5 milyar kişi evlerine kapandı. Üretim ve tüketimin ani kısılması nedeniyle ekonomilerde ani duruşlar başladı. Bunu doğal sonucu ise özellikle hizmetler sektöründe faaliyet gösteren yeme-içme, nakliye, bakkaliye, tekstil, perakende, seyahat, turizm vb alt sektörlerde faaliyetlerin durması nedeniyle çeşitli ülkelerde yönetimlerin bazı önlemler almasına rağmen yoğun işten çıkarmalar, işsizlik oranlarında ve küçük/orta işletmelerde iflaslarda hızlı artışlar yaşanmaya başladı.
Dünya Ticaretindeki değişim
Dünya Ticaret Örgütü (WTO) verilerine göre 2019 yılında dünya toplam emtia ihracatı 18,886 trilyon dolar, toplam emtia ithalatı ise 19,226 trilyon dolar olmuştur [].
Ancak yapılan tahminlere göre;
- Kovit-19 salgını nedeniyle 2020’de dünya emtia ticaretinde %13-32 dolayında bir düşüş beklenmektedir. Ancak 2021’de ticaret hacminin iyileşmesi, salgınla mücadele politikalarına ve etkinliğine bağlı olacaktır.
- 2020’de hemen hemen tüm bölgelerde ticaret hacmindeki düşüş iki haneli rakamlarla belirecek, düşüş Kuzey Amerika ve Asya’yı daha sert vuracaktır.
- Ticaretteki düşüş karmaşık zincirlerde, özellikle elektronik ve otomotiv ürünlerinde daha dik olacaktır.
- Ulaşım ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle Kovit-19’dan en çok hizmetler ticareti etkilenecektir.
- Ticaretteki gerginlikler (ABD-ÇİN ticaret savaşı) ve yavaşlayan ekonomik büyüme nedeniyle 2019’da emtia ticaret hacmi, emtia ihracatındaki %3’lük düşüşle 2019’da zaten %0,1 azalmış ve 18,89 trilyon dolar olmuştur.
- Buna karşın, 2019’da ticari hizmetlerdeki ihracat %2’lik artışla 6,03 trilyon dolara ulaşmıştır.
GSYH ve İstihdam kayıpları
Kovit-19 salgını nedeniyle tüm ülkelerde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve diğer karantina uygulamaları nedeniyle iş hayatındaki zorunlu ve kritik sektörlerdeki çalışanlar dışında yaklaşık 3,5 milyar kişinin evlere kapanması yüzünden ekonomilerde üretim ve tüketimde ani duruşlar yaşanmakta bu nedenle ülkelerin Gayrısafi Yurtiçi Hasılalarında-GSYH önemli düşüşler olmakta ve yaşanan kayıpların nasıl telafi edileceği konusunda ise henüz tam bir plan ve program geliştirilebilmiş değildir.
Karantina altındaki büyük kitleler iş ve gelir kayıpları nedeniyle tasarrufa yönelmekte, harcamalarını sadece zorunlu ihtiyaç maddeleri için sınırlandığından, özellikle hizmetler ana sektöründe ve alt sektörlerinde yeralan işletmelerin kapanmasıyla milyonlarca çalışan işsiz kalmıştır.
Dünya ekonomisinin yönlendirilmesinde ön sıralarında bulunan bazı ülkelerin temel makro ekonomik verilerine bakıldığında, bu ülkelerde yaşanacak olan üretim kayıplarının uluslararası ticaret ve finansal işlemler üzerinde kısa vadede giderilemeyecek hasarlar oluşturacağı kaçınılmazdır.
Bu hususta, 2008’de ABD başlayan küresel krizi iki yıl önceden tahmin eden ve “kriz kâhini” olarak anılan ve şu anda New York Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapan Nouriel Roubini, korona virüsü salgınının küresel ekonomide 10 yıl sürecek bir krize neden olabileceğini, bunun 1929 Büyük Buhranından daha vahim olacağını ileri sürerek öngörülerini 10 madde halinde özetlemiştir []:
- Borç krizi iflasları tetikleyecek,
- Salgın; sağlık harcamalarını, o da borçları artıracak,
- Emtia fiyatları ve ücretler düşecek, bu da iflasları artıracak,
- Para birimlerinin değeri düşecek, stagflasyon [] olacak,
- Dijitalleşme işsizliği artıracak, ücretleri düşürecek,
- Korumacılık için kısıtlamalar sıkılaşacak,
- Popülizm yükselecek,
- ABD ile ÇİN arasındaki ayrışma şiddetlenecek,
- Siber savaş ve askeri çatışmalar olabilir,
- 2030’larda belki çözülebilir.
Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu’nda ise 2020 için şu hususlara dikkat çekilmektedir []:
- Dünya ekonomisi %3,2 küçülecek, 2021’de mütevazi bir toparlanma olacaktır,
- Gelişmiş ülkelerin GSYH’ları %5 küçülürken, gelişmekte olan ülkelerde daralma %0,7 olacaktır,
- Önümüzdeki iki yılda, son dört yıllık artış toplamına eşit, toplam gelir kaybı 8,5 trilyon dolar olacaktır,
- Küresel ikmal zincirlerindeki kırılmalar ve keskin talep azalması çerçevesinde dünya ticaretinin yaklaşık %15 daralacağı tahmin edilmektedir.
- Sokağa çıkma yasağı en çok müşteri ve çalışanların fiziki yakın temasını gerektiren ulaşım, seyahat ve turizm gibi sektörlere çok sert darbe vuracaktır,
- Küresel turizmin %80’nini sırtlayan birçok küçük ve orta ölçekli uluslararası turizm ve seyahat işletmeleri en ağır risk altına girecektir,
- Sokağa çıkma yasakları kalifiye olmayan işgücü ve düşük ücretlileri etkileyecek hem insanlar hem de ülkeler arasındaki gelir eşitsizliğini arttıracaktır,
- Kitlesel istihdam ve gelir kayıpları ağır yoksulluk içindeki insanlara 34,3 milyon kişi daha katacak, Afrika ülkelerindeki ağır yoksulluk oranı %56’ya yükselecektir,
- En kötü senaryoya göre ağır yoksulluk 2030’larda 160 milyonun üzerine çıkacaktır,
- Ağır yoksulluk ve eşitsizlikteki artışın önlenememesi, bütün dünyada tahmin edilemeyecek sosyal huzursuzluk, dengesizlik ve hoşnutsuzluk üretecektir.
- Gelişmekte olan ülkelerde ihracat ve turizm gelirlerinin düşmesi ve borçlanma güçlüğü borç krizini artıracaktır,
Toplam nominal değeri 2019 yılında 87,265 trilyon dolar olan dünya ekonomisini yönlendiren en önemli gelişmiş ülkelerin 2019 ve korona salgını sırasındaki durumlarını bakarsak:
Amerika:
2019 yılı itibariyle ABD’nin nominal* GSYH’sı 21,729 trilyon dolardır [].
Milyar Dolar | % | |
Tarım | 176,60 | 0,81 |
Sanayi | 3.933,90 | 18,10 |
Hizmetler | 17.618,60 | 81,09 |
21.729,10 | 100,00 |
ABD 2019 GSYH’nın ana sektörlere dağılımı [16] nolu dip nottaki Tablo. 5’den (Table 5. Value Added by Industry Group) hesaplanmıştır [].
Hizmetler sektörü içindeki %25,9’luk en büyük pay ise finansal hizmetlerden gelmektedir.
Koronavirüs salgını nedeniyle ekonomideki ani durgunluk yüzünden GSYH 2020’nin ilk çeyreğinde %5,0 küçülmüştür, Milli Gelirdeki azalma ise %4,6 ve genel fiyat artışları %1,7 olmuştur [].
Mayıs ayı başında ABD’de işsizlik oranı toplam işgücünün %24,9’u olan 40,6 milyona ulaşmış bulunmaktadır [].
Mayıs sonu itibariyle ise işsizlik oranının en az 45 milyona vardığı, son iki ayda işlerini kaybedenlerin gelir kayıplarının 1,3 trilyona ulaştığı hesaplanmaktadır [].
İşten çıkarmalardan en çok etkilenen iş kolları ve kişiler ise aşağıdaki grafikte görüleceği gibi, çoktan aza doğru, niteliksiz işgücüdür [].
-Gıda ve içecek,
-Tekstil ve perakende,
-Destek ve konut,
-Otomotive,
-Eğitim,
-Seyahat ve geziler,
-Derneklere üyelikler,
-Spor ve eğlence,
-Emlak
Şikago Üniversitesi araştırmasına göre, Amerikan ekonomisi toparlansa bile istihdam kayıplarının devam edeceğini, salgın nedeniyle işlerini kaybedenlerin %42’nin tekrar işlerine dönemeyeceği tahmin edilmektedir.
Araştırmacılar yakın zamanda 100.000’den fazla restoranın bir daha açılmamak üzere kapanacağını, salgın nedeniyle eriyen istihdamın geri kazanılmasının yıllar alacağını tahmin etmektedirler [].
Petrol Sanayi derin krizde
Dünyanın en büyük petrol üreticisi ve tüketicisi ABD’de, küresel salgın nedeniyle hava, kara ve deniz ulaşımında yaşanan durgunluğun yarattığı talep azalmasına yanında, başta Suudilerin petrol üretimini kısmamaları nedeniyle seyreden düşük petrol fiyatları yüzünden, sektörde 200’den fazla şirket iflas ederken, petrol sondaj kuleleri sayısının 425 adet azalarak 258’e düşmesiyle yaklaşık 70 bin çalışanın işini kaybettiği, sektörün 60 milyar dolardan fazla zarar ettiği tahmin edilmektedir [].
Merkezi Teksas’ta bulunan uluslararası hukuk firması Haynes and Boone’un raporuna göre [], yılın ilk çeyreği itibarıyla ABD petrol sektöründe iflasını açıklayan şirketlerin sayısı 200’ü aştı ve aynı dönemde ABD petrol endüstrisindeki firmaların toplam borcu yaklaşık 130 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
ÇİN:
2019 yılı itibariyle Çin’in GSYH’sı 99,0865 trilyon Yuandır []. Yuanın yıllık ortalama dolar karşılığı kuru 6,91 olup [], nominal GSYH’sı 14,34 trilyon dolardır.
Trilyon Yuan | Trilyon Dolar | % | ||
Value-added of the Primary Industry | Tarım | 7,047 | 1,020 | 7,11 |
Value-added of the Secondary Industry | Sanayi | 38,617 | 5,588 | 38,97 |
Value-added of the Tertiary Industry | Hizmetler | 53,423 | 7,731 | 53,92 |
Gross Domestic Product | GSYH | 99,087 | 14,340 |
Çin Başbakanı Li Keqiang 22 Mayıs günü Pekin’de toplanan 13. Ulusal Halk Kongresi (National People’s Congress-NPC) genel kurulunda yaptığı konuşmada “… küresel kovit-19 salgını sebebiyle dünya ekonomisi ve ticaretinde yaşanan belirsizlikler yüzünden hükümetin bu yıl (2020) ekonomik büyüme için özel bir hedef belirlemediğini” açıkladı [].
Başbakan Li’nin açıkladığı ekonomik tedbirler arasında öncelikle yer alanlar şunlardır:
- Kırsal kesimlerde %6 civarında olan ve kentlerde kayıtlı %5,5 dolayındaki işsizliğe karşılık 9 milyon yeni istihdam yaratmak,
- Tüketici Fiyat Endeksi-TÜFE’nin %3,5 dolayında tutmak,
- 13. Beş Yıllık Kalkınma Planını gerçekleştirmek,
- 2019 yılında bir trilyon yuana ulaşan %3,6’lık bütçe açığı/GSYH oranına karşı daha etkin mücadele,
- Merkezi hükümetin bütçe harcamalarında gerekli ve zorunlu harcamalar dışında %50 kesintiye gitmek.
Rusya:
2019 yılı itibariyle Rusya’nın nominal GSYH’sı 1,75 trilyon dolar olmuştur. Ekonomik Kalkınma Bakanlığı 2020’nin ilk çeyreği için ekonomideki küçülmeyi %1,8 olarak açıklamıştır []. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (European Bank for Reconstruction and Development-EBRD) 13 Mayıs’ta yayınlanan raporunda, küresel kovit-19 salgını ve düşük seyreden petrol fiyatları nedeniyle Rusya ekonomisinin 2020’de %4,5 küçüleceği tahmin edilmektedir [].
Milyar Dolar | % * | |
Tarım | 82,25 | 0,047 |
Sanayi | 567,00 | 0,324 |
Hizmetler | 1.090,25 | 0,623 |
1.750,00 | 100,00 |
Mayıs ayı ortalarında Rusya Başbakan Yardımcısı Tatyana Galikova kovit-19 salgını yüzünden ortaya çıkan ekonomik durgunluk nedeniyle işsizlik oranının, 1 milyon 665 bin kişiye eriştiğini belirtmiştir []. Ancak, değişik kaynaklar, Uluslararası İşçi Örgütü-ILO kriterlerine göre hesaplandığında işsizlik oranının Nisan sonunda %5,8’e yükseldiği ve işsiz sayısının 4 milyon 300 bine ulaştığını belirtmektedirler [].
İngiltere:
2019 yılı itibariyle İngiltere’nin nominal GSYH’sı 2,744 dolardır [] (İngiliz sterlini olarak ise 2,21 trilyondur []).
Milyar Dolar | % | |
Tarım | 19,208 | 0,007 |
Sanayi | 554,288 | 0,202 |
Hizmetler | 2.173,248 | 0,792 |
2.744,000 |
Küresel salgın yüzünden ekonomideki küçülme 2020’nin ilk çeyreğinde %2 olmuştur [].
Bank of England, Para Politikaları Raporunda ise 2020 yılında İngiliz ekonomisinin %14 dolayında küçüleceği tahmini verilmektedir [].
Koronavirüs salgını öncesinde 1 milyon 240 bin dolayında seyreden işsizlik oranı 2020’nin birinci çeyreğinde %3,9 [] olarak gerçekleşmiş ve 2,1 milyona fırlamış bulunmaktadır [].
Almanya:
2019 yılı itibariyle Almanya’nın GSYH’sı 3,436 Trilyon Euro’dur [], nominal değeri ise 3,848 Trilyon Dolardır (Euro Average exchange rate in 2019: 1,1199 USD []).
Milyar Dolar | % | |
Tarım | 26,936 | 0,007 |
Sanayi | 1.181,336 | 0,307 |
Hizmetler | 2.639,728 | 0,686 |
3.848,000 |
Küresel salgın yüzünden ekonomideki küçülme 2020’nin ilk çeyreğinde %2,2 olmuştur [].
Koronavirüs salgını öncesindeki işsizlere Nisan ayında 373 bin kişinin eklenmesiyle işsizler ordusu 2 milyon 639 bine yükselmiş, işsizlik oranı %5,8’e tırmanmıştır [].
Fransa:
2019 yılı itibariyle Fransa’nın nominal GSYH’sı 2.425,7 milyar Euro (2,7165 trilyon dolar) ve küresel koronavirüs salgını nedeniyle 2020’in ilk çeyreğindeki küçülme %5,8 olmuştur [].
Milyar Dolar | % | |
Tarım | 46,181 | 0,017 |
Sanayi | 529,726 | 0,195 |
Hizmetler | 2.140,634 | 0,788 |
2.716,541 |
Fransa Maliye Bakanı bu yıl korona virüs krizi ve yayılmasını sınırlamak için ülke çapında tecrit uygulamaları nedeniyle ekonominin %11 küçüleceğini açıklamıştır [].
Koronavirüs salgını öncesindeki işsizlere Nisan ayında 827 bin kişinin eklenmesiyle işsizler ordusu 4 milyon 316 bine yükselmiş, işsizlik oranı %5,83’e tırmanmıştır [].
Amerika-Çin çekişmesi
Küresel koronavirüs salgını ile mücadelede özellikle başarısız olan batılı ülkelerde, karantina uygulamaları nedeniyle kitlelerin eve kapatılması ekonomilerde ani üretim ve tüketim durmasına yolaçınca, bu ülkelerin 2020 yılı için GSYH gerçekleşmelerinde önemli düşüşler yaşanmakta, GSYH içinde en büyük paya sahip “hizmetler” ana sektöründe, kapanan işyerleri yüzünden milyonlarca çalışan işlerini kaybetmiştir. Üstelik yapılan tahminlere göre bu işsizlerin önemli kısmı, ekonomiler toparlanmaya başlayınca da eski işlerine dönemeyeceklerdir.
İşsizlik ve sonucundaki gelir kayıpları ve çalışanların daha uzun sürecek durgunluk ihtimaline karşı harcamalarını zorunlu tüketimleri ile sınırlayıp, kısmaları yüzünden durgunluk hizmetler sektöründen sonra, tedricen sanayi sektörüne de yayılacaktır.
Nitekim bu ülkelerde çelik sanayindeki üretim düşmeleri Nisan ayı itibariyle gözle görünür hale gelmiştir [].
Aylık Ham Çelik Üretimi, Bin Ton | ||||
Ülke | Ocak | Şubat | Mart | Nisan |
Çin | 79.929,3 | 74.772,6 | 78.974,7 | 85.033 |
Amerika | 7.656,1 | 7.067,4 | 7.222,0 | 4.968 |
Rusya | 6.266,0 | 5.791,0 | 5.850,0 | 4.700 |
Almanya | 3.117,5 | 3.455,7 | 2.900,0 | 3.000 |
Fransa | 1.297,5 | 1.231,7 | 1.200,0 | 800 |
İngiltere | 657,5 | 575,7 | 629,8 | 560 |
Japonya | 8.244,2 | 7.915,6 | 8.200,0 | 6.617 |
Hindistan | 9.295,0 | 9.560,0 | 8.650,0 | 3.137 |
Görüldüğü üzere, Çin üretimini arttırırken, diğer sanayileşmiş ülkelerin hepsinde çelik üretimi Nisan ayında düşmüş olup, bu seyrini önümüzdeki aylarda yukarıya doğru döndürmelerinin kolay olmayacağı düşünülmektedir.
Üretilen çelik esas itibariyle inşaat, gemi ve otomotiv sanayileri başta olmak üzere makine imalat sektöründe kullanılır. Bu alt sektörler yaşanan talep düşüklüğü nedeniyle daraldığı için çelik üretimleri de azalmaktadır. Sanayi sektöründe daralan dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarına olan talebin azalması ulaşım ve ticaretin ve sabit sermaye yatırımlarının daralmasına, bu ise bankacılık ve finansal işlem hacminde büyük krizlere ve bu sektöre hizmet veren beyaz yakalılar arasında yeni bir işsizlik dalgası yaratacaktır. Bunun doğal sonucu ise işçi çıkarmalar sanayi sektöründe de artacak ve ekonomik kriz iş ve gelir kaybına uğrayan milyonların sokağa dökülmesine ve sosyal patlamaların yaşanmasına neden olacaktır. Bu düzeydeki işsizliği yenmek, ekonomileri ayağa kaldırmak ise bugünden yarına mümkün olmayacaktır.
ABD ve Çin ekonomileri için bir öncü gösterge olarak yayınlanan PMI* indeksine bakalım:
Sektör | Nisan | Mayıs | |
ÇİN | İmalat [] | 49,4 | 50,7 |
Hizmet [] | 44,4 | 55,0 | |
ABD | İmalat [] | 36,1 | 39,8 |
Hizmet [] | 26,7 | 37,5 |
Çin PMI endeksinin 50’nin üzerine çıkması ile ekonominin toparlanma eğilimi içine girdiği görülür. Bu durum, Nisan ayı çelik üretimiyle uyumludur.
ABD açısından ise PMI endeksi %50’nin çok altında kaldığından, ekonominin kolay toparlanamayacağı ve bu durumun da Nisan ayı çelik üretimiyle uyumlu olduğu görülür.
Nitekim, 25 Mayıs günü ABD’nin Minneapolis kentinde George Floyd isimli bir zencinin ırkçı katil bir polis tarafından taammüden öldürülmesi üzerine başlayan ve günlerdir artarak büyüyen protesto gösterileri artık zenci karşıtı niteliğini çoktan kaybederek, özellikle beyaz genç işsizlerin de katılımıyla tamamen ekonomik gerekçelere, gelecek kaygısına dayanan bir niteliğe bürünmüştür.
ABD’nin ırkçı başkanı Trump’ın iktidara gelişiyle birlikte başlattığı “önce Amerika” programı çerçevesinde, ekonomik büyümesi engellenemeyen Çin’e karşı ticaret savaşı başlatması, küreselci liberal ekonomik düzenin baş savunucusu, dünyaya uluslararası ticaretin önündeki en büyük engel olduğunu söylediği “gümrük duvarlarının” kaldırılmasını öneren ve baskı yapan ABD; Çin, Almanya başta olmak üzere Türkiye ve bazı diğer ülkelerden yaptığı ithalata gümrük vergisi koyarak, iç üretimi arttırmayı teşvik etmişti.
Aslında Amerika Başkanı Trump 18 Aralık 2017 tarihinde açıkladığı, Aralık 2017 tarihli 55 sayfalık Ulusal Strateji Belgesi’nde yeraldığı gibi, Rusya ve Çin’i ‘rakip kuvvetler’ olarak tanımlayan Trump, “Amerikan etkisine, değerlerine ve zenginliğine meydan okuyan rakiplerimizle, ki bunlar Rusya ve Çin, karşı karşıyayız. Onlarla ve diğer ülkelerle büyük ortaklıklar kurmaya çalışacağız, ancak ulusal çıkarımızı koruyan bir şekilde” diyerek, bu iki ülkeyi “düşman” statüsüne koydu [].
Özellikle Çin ile başlatılan ticaret savaşı, ABD’de işsizlik ve makro ekonomik göstergelerde olumlu gelişmeler sağlamış olsa bile sonuçları henüz net olarak kestirilemeyen koronavirüs salgını Amerika’da ekonomik ve sosyal hayatta beklenmeyecek ölçüde bir tahribat yaratmış, ABD’nin dünya liderliği iddiası kendi sadık müttefikleri olan ülkelerde bile ciddi olarak sorgulanmaya başlamıştır. Salgının yaygın olarak ortaya çıktığı Çin, salgınla mücadeleyi başarılı bir şekilde yönetmiş, birçok ülkeye sağlık yardımı yapmış, ABD’ye bile yeterince üretemediği sağlık malzemeleri ihraç etmiş ve ekonomisini toparlamaya başlamıştır. Yaşanan bu gerçek karşısında ABD’de alarm zilleri çalmaya başlayınca yönetim en yetkili ağızdan her vesileyle Çin’i açıkça “düşman” ilan etmeye başlamıştır. Bu gelişmeler karşısında ABD’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Breton Woods ürünü olan kendi güdümünde Dünya Bankası ve IMF’nin teşkili, ABD dolarını uluslararası ticarette rezerv para yapması, küreselleşme ile bütün ülkeleri açık Pazar haline getirmiş olmasıyla kurduğu “dünya düzeni” sallanmaya başlamıştır.
ABD hegemonyasının yükselen Çin karşısında yıkılmaya başlamasının somut iki göstergesi, bu iki ülkenin GSYH’ları içindeki ana bileşenlerin oranları ve dünya ekonomisi içindeki payları ile oldukça uyumludur.
2019 Nominal GSYH, trilyon dolar | ||||
ABD | ÇİN | |||
GSYH | % | 21,729 | % | 14,340 |
Tarım | 0,81 | 0,176 | 7,11 | 1,020 |
Sanayi | 18,1 | 3,933 | 38,97 | 5,588 |
Hizmetler | 81,09 | 17,620 | 53,92 | 7,732 |
Batı liberal kapitalist ülkelerin lideri konumundaki ABD ile Çin ekonomilerinin ana sektörler itibariyle mukayese edilmesi, konunun daha iyi anlaşılmasına hayli yararlı olacaktır. 2019 yılında Çin’in sanayi üretimi ABD’ninkinden 1,42 misli daha fazladır. Amerikan sanayi üretiminde silah, ilaç, kimya sanayileri ağırlıkta iken, Çin sanayi hemen hemen her dalda üretim yapmaktadır.
Dünya GSYH Payları, Trilyon dolar ve % | ||||||
2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 | |
DÜNYA | 79,334 | 75,052 | 76,166 | 80,963 | 85,981 | 87,265 |
ABD | 17,428 | 17,946 | 19,710 | 19,485 | 20,491 | 21,729 |
ÇİN | 10,535 | 10,866 | 11,140 | 12,235 | 13,608 | 14,340 |
ABD, % | 21,97 | 23,91 | 25,88 | 24,07 | 23,83 | 24,90 |
ÇİN, % | 13,28 | 14,48 | 14,63 | 15,11 | 15,83 | 16,43 |
ABD’nin ekonomik gücünün dünyadaki payı (bu payın içindeki en büyük kesim hizmetler sektörü, onun içindeki en büyük pay ise finansal işlemler, diğer bir deyişle “tefecilik” olduğunu unutmamak gerekir) yıllar itibariyle neredeyse sabit kalırken, Çin’in dünya içindeki payı düzenli ve kararlı bir şekilde artmaktadır. Çin’in üretim güç ve kapasitesindeki bu artışın devam etmesi ve üretimindeki çeşitlilik, ABD’nin önümüzdeki en fazla 10 yıllık dönemde dünya ekonomisindeki liderliğini kaybetmesiyle sonuçlanacağından ABD, Çin’e karşı dünya barışını tehlikeye atmak bahasına saldırgan bir dış politika izlemektedir.
Dünyada jeopolitik gelişmeler
ABD’deki gelişmelerin dünya jeopolitiğinde önemli etkileri olacağı, hemen hemen her düşünür tarafından kabul edilir bir gerçeklik olarak görünmektedir.
ABD’de George Floyd isimli bir zencinin ırkçı katil bir polis tarafından taammüden öldürülmesi üzerine başlayan ve günlerdir artarak büyüyen protestolar artık bir siyahi karakterden çıkıp, tamamen ve kesin olarak Cumhuriyetçi partinin en büyük oy kitlesini oluşturan (ırkçı fanatikler dışındaki) eğitimsiz ve az gelirli kesimin, diğer benzer kesimlerle birlikte yaşadıkları gelir kaybı, işsizlik ve fukaralığın protestosuna dönüşmüştür. Bu hak arama gösterilerinin demokratik taleplerini kirletmeyi amaçlayan polis ve polis iltisaklı ajan provokatörlerinin işyerlerini tahrip etmeleri, yağmalamaları ve benzer eylemleri, polisin gösterileri şiddetle bastırmasına gerekçe yaratmıştır. Irkçı ve faşist eğilimli Trump, gösterilerin bastırılması için polisin daha fazla şiddet kullanmasını istemiş, Ulusal Muhafız birliklerini ve bununla da yetinmeyerek orduyu kentlere indirmiş* ve halka karşı kullanma tehdidinde bulunmuştur []. Vaşington ve Nevyork’ta bazı yerlere bu birlikler konuşlanmış olmakla beraber göstericilere henüz silahlı müdahalede bulunmamıştır. Trump’ın bu kararına ilk resmi tepki “Protestolara müdahale için ordunun devreye sokulmasını desteklemiyorum” diyen Savunma Bakanı Mark Esper’den geldi [].
Trump’ın tavrına karşı en sert tepki ise eski ABD Savunma Bakanı James Mattis’ten geldi []. Mattis “Trump, Amerikan halkını birleştirmeye çalışmayan, hâtta çalışıyor bile görünmeyen, aksine halkı bölmek için uğraşan hayatımda gördüğüm ilk Başkandır” diyerek Trump’ı bölücülükle suçlamıştır.
Trump’ın gösterileri bastırmak için orduyu kullanma isteğine ise en çarpıcı tepki Pentagon’dan geldi. Amerikan Genelkurmay Başkanı Mark A. Milley bütün kuvvet komutanlıklarına 2 Haziran 2020 tarihli bir genelge [] yayınlayarak, “ordunun Anayasa’ya bağlı olduğu vurgulandı; Anayasa’nın ifade ve toplanma özgürlüğünü garanti ettiği” hatırlattı.
Geçmişten beri seçimle veya darbeyle iktidarı ele geçiren bütün otokrat liderlerin ortak özellikleri vardır. Hemen hemen hepsi düşük eğitimli, daha genel tanımla cahil, kompleksli, kaba ve etnik veya dinsel ırkçı bir kişiliğe sahiptirler. İktidarları boyunca büyük sermaye sahiplerine maddi çıkarlar, ticari kolaylıklar, vergi indirimleri sağlarlar, çalışanların ücretlerini düşürürler, sendikaların gücünü kırarlar, devletin gelir kayıplarını karşılamak için ise halkın vergilerini arttırırlar. Kendilerine oy desteği veren toplumun alt gelir guruplarının artan rahatsızlıklarını dizginlemek ve kabaran hınçlarını boşaltacakları bir iç düşman yaratarak halkı bölerler, kendi kitlelerinin dinî duygularını sömürürler. Her türlü çabalarına karşın kendi oy tabanlarını işsizlik ve yoksulluğa mahkûm etmeyi sürdürdükleri için, içine düşürüldükleri durumu sorgulayıp, iktidarı protesto etmeye kalkışan halk yığınlarının hareketlerini bastırmak için kolluk kuvvetlerini halkın üzerine sürerler, aydınlara, basına baskıyı arttırlar, gösterileri aralarına soktukları ajan provokatörler vasıtasıyla terörize ederek demokratik hakları kısıtlarlar. Bu davranışları nedeniyle kendi oy tabanlarının desteği azalmaya devam edince, son çare olarak bir dış düşman yaratarak, bir bahaneyle ülkeyi savaşa sokup, bütün anayasal hak ve özgürlükleri ortadan kaldırırlar.
ABD başkanı Trump 40 milyonun üzerine çıkan işsizliği kısa vadede çözemeyeceği ve ırkçı söylemlerini ve şiddet yanlısı tavrını her geçen gün arttırdığı için 2020 Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerini kaybedecektir. Bu ihtimali gördüğü için Floyd’un bir katil polis tarafından öldürülmesini üzerine başlayan gösterileri terörize ederek bir iç düşman yaratmaya çalışmakta, halkı bölmeye çalışmaktadır. Bu durumda muhtemel gelişmeler birkaç başlık altında toplanabilir:
a)- Trump, azil ihtimaline karşı toplumsal gerginliği kışkırtır. Trump’ın fanatik silahlı destekçileri sahaya inerler. Amerikan ordusu iç çatışmalara müdahale eder. Ancak ABD ordusunda da ılımlılar ve şahinler gibi iki kanat olduğu ihtimali çok yüksektir ve çatışma bu kanatlar arasına kayarsa, ABD’de iç savaş başlayabilir. Bu durum bazı eyaletlerin birlikten ayrılma ihtimalini kuvvetlendirir.
b)- Trump’ın toplumsal gerilimi çatışmaya çevirme çabaları karşısında Temsilciler Meclisi Trump hakkında yeni bir azil süreci başlatabilir ve Senato’da da onaylanabilir. Trump başkanlıktan azledilir, toplumsal gerginlik azaltılabilir. Buna rağmen vekaleten atanacak yeni Başkan da işsizlik sorununu kısa vadede çözemeyeceği için ABD’de kargaşa devam edecektir. Ancak bu durumda aklı selimle davranacak yönetim Cumhuriyetçi+Demokrat işbirliğini sağlayabilirse işsizlik ve yoksullukla mücadele için gelir dağılımındaki uçurumu azaltmak üzere, kelle vergisi (Poll Tax) [] benzeri uygulamalarla en zenginleri vergilendirip gelir dağılımını daha adil hale getirip, dar gelirlilerin gelirini yükselterek, iç tüketimi arttırıp, ekonomiyi canlandırarak, yeni istihdam yaratılmasını sağlayabilirler.
Yukarıda açıklanan her iki halde de ABD ülke enerjisinin önemli kısmını içerde tüketmek durumunda kalacaktır. Zaten küresel koronavirüs salgını karşısında başarısız kalan ABD’nin küresel liderlik iddiası derinden sarsıldığı için bunun doğurduğu jeopolitik boşluk Çin liderliğindeki Avrasyacı güçler tarafından doldurulacaktır.
Benzer görüşler ABD’nin önde gelen yayın organı Foreign Policy’de yayınlanan “Koronavirüs’ten sonra dünyayı ne bekliyor” başlıklı yazıda da ifade edilmektedir []. Görüş belirten John R. Allen (Emekli ABD Generali, Brookings Enstitüsü Başkanı) “küresel salgın uzun vadede işletmelerin kapanıp, bireylerin işsiz kalmasıyla işgücünün azalması devam ederse, küresel ekonominin üretim kapasitesini önemli ölçüde düşürecektir. Bu tehlike, özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir tehdit arz etmektedir. Bunun sonucunda uluslararası düzende gerilim iyiden iyiye tırmanacak ve baş gösteren istikrarsızlıkla beraber bir çatışma ortamı doğacaktır” şeklinde bir değerlendirme yapmıştır.
Aynı yazıda Amerikan Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations-CFR) eski Başkanı Richard N. Haass ise “hükümetlerin kendi sınırlarının içine odaklanacağını, devletler bazında kendi kendine yeterliliğe (ve sonucunda da küresel dünyadan kopuşa) yoğun bir eğilim öngörüyor… Kriz büyük bir ihtimalle Çin ve ABD ilişkilerinin kötüleşmesine ve Avrupa entegrasyonunun zayıflamasına neden olacağını” öngörmüştür.
Jeopolitik ve jeostrateji uzmanı E. Tuğg. Nejat Eslen yaptığı değerlendirmede []“ABD, artık dünyanın tek hegemonik gücü de değildir. Bir başka ifade ile ABD artık dünyanın tek patronu olma yeteneğini kaybetmiştir… Ayrıca ABD, 11 Eylül sonrasında başlattığı jeostratejik hamlelerini, güç yetersizliği nedeni ile tamamlayamamış; bu hedeflerle boğuşurken, Çin ve Rusya yükselmiş, dünya, iki buçuk kutuplu yeni bir düzene dönüşmüştür… küresel liderlik için ihtiyaç duyduğu ve tarih boyunca uyguladığı liberal ekonomik düzenin artık kendisinden çok, rakibi Çin’e güç vermesidir… Günümüzde ABD’nin devam eden en önemli avantajı, coğrafyasının doğuda ve batıda okyanuslarla ve kuzeyde ve güneyde dost iki ülke ile çevrili olmasının sağladığı güvenli ortamdır. Ayrıca, nükleer silahları ve ABD dolarının küresel para niteliğini koruması Amerika’yı güçlü kılmaktadır… Bütün bunlara rağmen, korona virüs sonrası süreçte ABD’nin tek başına, eski dünya düzenini onararak sürdürmesi veya tek başına yeni bir dünya düzeni kurması mümkün görülmemektedir” diyerek, ABD-Çin çatışmasına işaret etmektedir.
Amerika içine düştüğü güç zafiyetine rağmen, rakip ve hâtta düşman ilan ettiği Rusya ve Çin’e karşı dişlerini göstermek için her fırsatı kullanmakta, bu ülkelerin egemenlik alanlarının yakınlarında askeri varlığın arttırmakta ve tehlikeli tahriklerde bulunmaktadır.
- 1980’lerin ortasından buyana ilk kez üç Amerikan muhribi ile bir açık deniz destek gemisi ve bir İngiliz fırkateyni, Rusya’nın ön bahçesi sayılan Norveç-Rusya arasındaki Kuzey Kutbundaki Barents Denizi’nde tatbikat yaptı. Tatbikata Arleigh Burke sınıfı üç adet; Donald Cook, Porter ve Roosevelt füze destroyeri, savaş destek gemisi ve İngiliz Tip 23 Duke sınıfı Kent fırkateyni ve Amerikan deniz karakol uçakları katıldı. Bu gemilerden Porter, Donald Cook ve Kent daha önce Norveç Denizi’nde denizaltı savar tatbikatına katılmışlardı [].
- NATO ülkeleri 4 Haziran’da Baltık Denizi’nde yaklaşık 30 gemi ve her ülkeden uçakların da katıldığı koronavirüs-duyarlı Exercise Baltic Operations (BALTOPS) tatbikatı başlattılar [].
- ABD 20 bini Amerika’dan olmak üzere 37 bin askerin katılacağı Soğuk Savaş’tan bu yana Avrupa kıtasındaki en büyük üçüncü askeri tatbikat olan Defender 2020 için ABD hava ve deniz kuvvetlerinin de katılacağı tatbikatta, kara kuvvetlerinden üç zırhlı tugay, topçu tugayı ve bu kuvvetler için destek birimleri başta Polonya olmak üzere Avrupa’ya asker sevketmeye başladı []. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle ABD asker sevkiyatını durdurdu. Defender-Europe 20 Plus isimli yeni bir Polonya ve ABD’nin ortak tatbikatı başladı. Polonya’nın kuzeybatısındaki Drawsko Pomorskie kentinde bulunan Kara Kuvvetleri Eğitim Merkezi’nde düzenlenen tatbikata 4 bini ABD askeri olmak üzere toplam 6 bin asker katılıyor [].
- ABD kendisini, müttefiklerini ve ortaklarını Rusya’ya karşı korumak için denizaltılarını düşük güçlü modern W76-2 taktik nükleer silahlarla donatmaya başladı [].
- ABD Stratejik Kuvvetler Komutanlığı, Avrupa’ya ”Global Thunder 20” tatbikatı için B-52 Stratofortress ve B-2 Spirit uçaklarını içeren Bombardıman Uçağı Görev Gücü gönderdi []. Karadeniz’de tahrik edici uçuşlar yapan ABD’ye ait 2 adet B-1B stratejik bombardıman uçağına 29 Mayıs günü Türk Hava Kuvvetlerinin tanker uçaklarından havada yakıt ikmali yapıldı [].
Amerika benzer askeri tahriklerine Güney Çin Denizi’nde de Çin’e karşı sıklıkla yapmaktadır. Bunların yanısıra benzer askeri güç gösterilerine Basra Körfezi’nde İran’a karşı sürdürürken, ayrıca Trump 2 Nisan’da yaptığı basın toplantısında ABD donanmasına ait gemilerinin Venezuela açıklarına kaydırıldığını açıkladı [].
Sonuç
Küresel koronavirüs salgını ile mücadelede büyük bir başarısızlık sergileyen ABD, diğer ülkelere yardımda liderlik yapamadı. Özellikle Avrupa’da salgından en çok zarar gören İtalya’ya yardım Rusya, Küba, Çin ve Türkiye’den giderken ve İspanya’ya NATO ve AB ülkeleri yardım yapamazken bu ülkeye Çin ve Türkiye yardım yolladı. Bu yaşanan gerçeklik AB birlikteliğinin propaganda edildiği kadar güçlü olmadığını göstermiştir.
Amerika Avrupa’daki NATO müttefikleri ve ortaklarının ABD ve NATO’yla bağlarının zayıflamasına fırsat vermemek, kendi zafiyetinden doğan boşluğun Rusya ve Çin tarafından doldurulmasını önlemek için Rusya ve Çin’in sinir uçlarında; Kuzey Buz Denizi, Baltık Denizi, Karadeniz, Güney Çin Denizi’nde sık sık tahrik edici askeri tatbikatlar düzenlemekte, benzer şekilde İran ve Venezuela üzerindeki askeri ve ekonomik baskılarını aralıksız sürdürmektedir.
ABD, Çin ve Rusya arasında salgın sırasında devam eden bu jeopolitik mücadele salgın sonrasında da şiddetlenerek artacaktır. Çünkü dünya ekonomisindeki durgunluk ve küçülmeden en fazla etkilenecek geri kalmış ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde çöken ekonomiler iç kargaşayı arttıracak, ülkelerin kaynaklarını tüketecek ve bu ülkeleri dış müdahalelere açık hale getirecektir. Bu durum vahşi kapitalizmin en ilkel sermaye birikim şekli olan işgal ve sömürgeciliği hortlatacaktır. Emperyalizmin artacak saldırılarına karşı ulusal direnişler bölgesel savaşları başlatacak, başarısız olan ülkeler egemenliklerini kaybedecek ve özellikle Afrika’da siyasi harita değişecektir.
Nükleer caydırıcılığa sahip ABD, Rusya ve Çin arasında büyük ve kitlesel çatışmalar olmayacaksa da, Ortadoğu’da Irak, Suriye ve İsrail’in Kudüs, Golan ve Filistin’i ilhak girişimleri ile Kuzey Afrika’da özellikle Libya eksenli çatışmalar en sıcak bölgeleri oluşturacaklardır.
Dünya jeopolitiğinde, coğrafi konumu nedeniyle çok önemli ve hassas bir yere sahip Türkiye ise güneyinde ABD’nin Barzani ile Suriye’deki müttefik PKK/PYD ile ortak bir özerk kürt bölgesi oluşturma girişimlerinin [] hızlanması ile artan açık tehdide ve Libya’yla imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması ile Doğu Akdeniz’de ABD/AB/Yunanistan çıkarlarına vurduğu ağır darbe nedeniyle ABD/AB’nin destek ve kışkırtmasıyla, Yunanistan Savunma Bakanının densiz açıklamasında ifade edildiği[] gibi Ege’den bir Yunanistan askeri macerasına maruz kalabilecektir.
Türkiye bu gelişmeler karşısında kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapmak zorundadır.
Jeopolitik uzmanı E. Tuğg. Nejat Eslen’in dediği gibi “Hey, devleti yöneten arkadaşlar, bırakın suni gündemlerle enerji harcamayı. Amerika’daki depremin, dünyayı, Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini anlamaya çalışın.
Bütün bu gelişmeleri anlayabilmek için, Jeopolitik Araştırmalar Merkezinin temelini atın.” []