Zeki Kentel
New York’ta ‘Adalet yoksa huzur da yok’, ‘Tenimin rengi yüzünden beni
öldürme’ sloganlarıyla adalet arayışı
Minneapolis’te George Floyd’un polis tarafından gözaltında öldürülmesi
ülke genelinde protestolara yol açtı. Sokaklara dökülenler ‘Adalet
yoksa huzur da yok’ mesajı verdi. New York’tan gazeteci Elif Key
protestoları yazdı.
ABD’nin Minnesota eyaletinin en büyük kentlerinden Minneapolis’te
George Floyd’un, polis tarafından gözaltına altına alınırken boğazına
basılması sonucu hayatını kaybetmesi ülke çapında protestolara yol
açtı.
Floyd’un hayatını kaybetmesinin dördüncü gününde olaylar Minneapolis,
Saint Paul, Chicago, Los Angeles ve Memphis’in ardından Atlanta ve New
York’a da sıçradı.
Koronavirüsünün bulaşma riski ve sosyal mesafe sebebiyle ülke çapına
yayılmaz denen protestolar Cuma akşamı New York’un neredeyse her
bölgesinde gerçekleşirken, Brooklyn’de olaylar içinden zor çıkılacak
bir hale geldi.
Zira neredeyse 77 gündür hayatın durduğu, yaklaşık 30 bin kişinin
hayatını kaybettiği, insanların işlerinden ve hatta evlerinden olduğu
şehirde sabır taşının çatlayacağı aşikardı. Dört gündür yaşananlar
Covid-19 endişesini aldı ikinci sıraya attı.
New York’ta Cuma günü çeşitli sosyal medya ağlarından New Yorklulara
yayılan mesajlarda, protestolara maskesiz katılınmaması, sosyal
mesafeye dikkat edilmesi ve hatta kimliksiz yola çıkılmaması
iletiliyordu.
Gösteriler istenmeyen noktalara gidebilirdi, Vali Andrew Cuomo
protestocuları desteklediğini söylese de verilen mesaj açıktı: Bu
protestolar bugüne kadar hayatlarını kaybeden tüm siyahların anısı ve
adalet çağrısı için yapılıyordu.
New York’ta Queens, Bronx, Manhattan ve Brooklyn bölgelerindeki
gösterilerin başlama saati 18.00 olarak açıklansa da toplanma alanları
erken saatlerde dolmaya başlarken, polis helikopterleri de şehrin
üzerinde havalandı.
Brooklyn’de Barclays Center’ın etrafındaki tüm dükkanlar erken
saatlerde kepenklerini indirdi. Nihayetinde Barclay’s Center’ın
dibinde Target mağazası vardı ve orası da Minneapolis’teki Target
mağazası gibi yağmanın adresi olabilirdi.
Zira iddialara göre ABD’nin en büyük mağaza zincirlerinden biri olan
Target, Minneapolis polis teşkilatına 300 bin dolarlık CCTV desteğinde
bulunmuş, güvenlik kameraları için çok büyük bir bütçe ayırmıştı.
Göstericiden çok daha fazla sayıda polisin biriktiği alan akşama doğru
sosyal mesafenin akıllardan tamamen çıktığı noktaya geldi. Gösteriye
katılmak isteyenlere kimlik sorgusu başladı, protestocuların etrafı
tamamen polisle kapatıldı, ‘I can’t breathe’ (Nefes alamıyorum) ve
aralıksız ‘George Floyd’ diye bağıran kalabalık Barclays Center’ın
önüne dizilen bariyerlere kadar geldi.
Lakin o öfkeli sükunet yerini yavaş yavaş gerginliğe bıraktı.
Otobüs şoförü direksiyon bıraktı
‘Adalet yoksa huzur da yok’ sloganlarının ortasında bir anda coplar
havalandı, biber gazları sıkıldı, plastik kelepçeler işleme sokuldu,
bir otobüsü durduran polis gözaltına alınanları otobüse doldururken
otobüsün şoförü indi ve “Ben polis teşkilatına hizmet etmiyorum, bu
otobüsü de kullanmayı reddediyorum” dedi.
Bir yandan otobüs şoförü gecenin kahramanına dönerken, bir yandan
protestocular Barclays Center’ın önünden kovulmaya başladı. Lakin
oradan ayrılan binlerce protestocu rotasını Brooklyn’de Fort Greene
mahallesine çevirmesiyle gerilim biraz daha arttı.
Son üç senedir oturduğum mahallemin dibinde, evimizin 100 metre
ilerisindeki Fort Greene Park’ın girişinde, yüzlerce polis, onlarca
polis arabası, binlerce genç insan, parkta köpekleriyle gezmeye çıkan
ve bir vakitler sadece siyahların yaşadığı bu mahalleyi onların
elinden kentsel dönüşümle alan beyazlar, mahallenin az ilerisindeki
sosyal konutlarda yaşamaya devam eden siyahlar, herkes kendini bir
anda aynı öfkenin içinde, aynı derdin içinde bağırırken buldu.
‘Tenimin rengi yüzünden beni öldürme’
Üzerlerinde ‘Eğer öfkeli değilsen, sen de problemin bir parçasısın’,
‘Tenimin rengi yüzünden beni öldürme’, ‘Beni korumak için
görevlendirildin, beni öldürmek için değil’ pankartları polislerin
yüzüne tutulurken, ‘Kendinizden utanmalısınız’ diye her birine tek tek
bağırılırken NYPD zor gecelerinden birini geçirdi. Hala da geçiriyor.
Saat New York’ta 01.00. Evin tüm pencerelerinden içeri siren sesleri
giriyor, protestocuların ateşe verdiği polis minibüsünün kokusu
burnumuzun dibinde.
Şehrin COVID-19 için açtığı halkı bilgilendirme hattından, Fort
Greene, Grand Army Plaza ve Barclays Center’a acil durum personelleri
ve polis takviyesi isteniyor. Bazı gösteriler dünyanın her yerinde
aynı, şiirlerle kitaplarla başlıyor, biber gazıyla, copla sona eriyor.
Gösteri öncesinde yerde oturarak direnişe başlayan, sonrasında ‘Poets
of Colour’ kitabından şiirler okuyan ve slogan atan genç kızlar en son
polis otosundaydı, bugün hayatlarının ilk gösterisine gelen çocukların
annesi ise, ‘Bu, hayatlarında gelecekleri son gösteri olmayacak
biliyorum’ diyordu.
TENİMİN RENGİ YÜZÜNDEN BENİ ÖLDÜRME !