Normalleşmeye adımlar hızla atılıyor. Ancak, bazı konularda da tartışmalar bitmiyor. Bunlardan birisi de şehir içi taşımacılıkta daha önce alınan “kapasitelerinin yarısı kadar yolcu taşınacak” kararının aniden değişerek eski siteme dönülmesi kararı oldu.
Özellikle özel otobüsçüler, minibüsçüler ve diğer taşımacılar “kapasitelerinin yarısı kadar yolcu taşımacılığının” ağır ekonomik yükünün olabileceğini sıklıkla dile getiriyorlardı.
Alınan kurallara uyulmak şartı ile yapılacak taşımacılığın hedefine ulaşıp ulaşmayacağı konusundaki endişelerin halen devam etmekte olduğunun altını çizmek istiyoruz.
Önce haberi okuyalım:
Koronavirüs salgınında vaka sayısındaki düşüşle birlikte Bilim Kurulu’nun talimatları doğrultusunda daha önce valiliklere gönderilen şehir içi yolcu taşımada alınan kararlar kaldırıldı.
Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı’nca valiliklere genelge gönderildi. Genelge ile şehir içi toplu taşıma araçları ve personel servislerine araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin yüzde 50’si oranında yolcu kabul edileceği yönündeki talimat yürürlükten kalktı.
Genelgeye göre, minibüs, dolmuş, halk otobüsü ve belediye otobüsleri gibi kent içi ulaşım araçlarına ayakta yolcu alınmayacak. Bu araçlarda karşılıklı dörtlü koltukların ikisi kullanılmayacak, yolcular yüz yüze gelmeyecek şekilde çapraz olarak oturacaklar.
Metro, metrobüs ve tramvay gibi farklı özelliği veya niteliği olan toplu taşıma araçlarında ayakta yolcu alınıp alınmayacağı, güvenli mesafe kurallarına uyma koşuluyla hangi oranda ayakta yolcu alınabileceğine ise il ve ilçe hıfzıssıhha kurullarınca alınacak karar doğrultusunda belirlenecek.
Genelgede, kararlara uymayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince idari para cezası verileceği ve bu kişiler hakkında aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddelerine göre işlem yapılacağı da bildirildi.
Tartışılan şu:
Koronavirüsten tam kurtulamadık. Sosyal mesafenin korunabilmesi için bazı yerlerde alınan kararlar şehir içi taşımacılığında bu kararla yerle- bir olmuyor mu?
Şehir içi taşımacılığı yapan esnaf, daha önce alınan kararla “zarar ediyoruz” demişti.
Doğrusunu söylemek gerekirse taşımacılık sektörünün bu kısıtlamadan kesin zarar ettiğini söyleyebiliriz. Kaldı ki, 65 yaş üstünün sokağa çıkma yasağının kaldırılmasından sonra ücretsiz seyahat eden bu kesimin de taşınması ile sıkıntının boyutlarının daha da genişleyebileceği görülüyor.
Taşımacılık sektörü temsilcilerinin yakınmaları bize göre yerindedir.
Zararın da belediyelerce ya da devletçe karşılanması gerektiği konusunda istekler oldu.
Yapılması gereken şuydu:
Taşımacılık yapan esnafın zararı ya karşılanacak, ya da eski sitemle yolcu taşınmasına devam edilecekti.
Görebildiğimiz kadarı ile ikincisi tercih edildi.
İşte bu nedenle yazımızın da başlığına aldığımız “Doğru mu, yanlış mı?” tartışmasına ışık tutmaya çalıştık.
İlginç olanı da şu:
Bazı televizyonlarda konuşan, sosyal medyada mesaj yayınlayan bilim insanları bu uygulamanın yanlış olduğuna dikkat çekiyor. “Yeniden başa dönebiliriz” uyarısında bulunuyor.
Akıllara şu soru geliyor:
Alınan bu karar Bilim Kurulu tarafından da tavsiye edildi? Yoksa Bilim Kurulu kararı dışında mı uygulamaya geçildi?
Bu konuda kesin bir açıklama yok.
Yapılan açıklamalarda da “Duruma bakılacak, sıkıntı başlarsa eski sisteme tekrar dönülebilecek. Ya da belli kentlerde uygulama kısıtlamasına gidilecek” deniliyor.
Temennimiz, eskiye dönüşü bir daha yaşamamızdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın