Koronavirüs nedeni ile normal hayata dönüşümüz ve bundan sonraki gelişmeler en çok merak edilen konular olarak önümüze çıkıyor. Gevşetilen kuralları değerlendiren bilim insanları, elde edilen veriler ışığında yeni açıklamalar yapıyor.
Dünyada koronavirüs ile mücadele bütün hızı ile sürüyor. Aşının bulunması konusunda da olumlu gelişmeler var. Türkiye’de aşı konusunda çalışmalar devam ediyor.
Bugünkü yazımızda yine virüs konusunu değerlendireceğiz ve bir bilim insanının görüşlerini yansıtacağız. Bu açıklamaların kafalardaki sorulara az da olsa yanıt verebileceği görüşündeyiz.
AÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Aktüerya Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Tank, üniversite bünyesinde başlatılan bilimsel araştırma projesi kapsamında tüm ülkelere ait koronavirüs ile ilgili verileri, Türkiye’dekilerle karşılaştırdı.
Prof. Dr. Tank, karşılaştırmalı veri analizi sonucunda salgının Türkiye’de bitiş tarihine ilişkin sonuçlar aldıklarını belirtti. Türkiye’nin koronavirüs salgınında ‘pik’ noktasını gördüğünü ve artık sönümlenme aşamasına geçtiğine işaret eden Prof. Dr. Tank, sönümlenme aşamasının uçağın piste inmek için alçaldığı sürece benzediğini söyledi. Prof. Dr. Tank’ın bu konudaki açıklamalarına birlikte okuyalım:
“Biz pik noktasını 23 Nisan olarak görmüştük. Türkiye çok uzun bir müddet tırmanış aşamasındaydı, 23 Nisan’dan sonra artık yavaş yavaş yatay seyre geçti, ‘plato’ denilen seyre geçti ve 21 Mayıs’tan itibaren de sönümlenme aşaması başladı. Yani uçak artık teker koyma yolunda ilerliyor. Tabii ki bu bir süreç, aşağı doğru iniyor. Bu süreçte bütün bu tahminler mevcut koşulların geçerliği altında devam ediyor. Ama iniş aşamasında herhangi bir türbülansa yakalanmamak için kişisel önlemlerimizi en üst düzeyde tutmamız gerekiyor.ellerimizdeki verileri değerlendirerek simülasyonlar yapıyoruz. Buna göre salgının Türkiye’de başladığı tarih olan 11 Mart’tan 180 gün sonra yok olmasını bekliyoruz. Azalma büyüme faktörleri dikkate alınarak sayıları iterasyon yöntemleriyle incelediğimizde 180 gün sonra bitebileceği gözüküyor; ama bu mevcut koşullarda. Mevcut koşullar derken bu kısıtlama anlamında değil, ölüm oranlarımız, ölüm sayılarımız, büyüme faktörümüz bunları dikkate aldığımızda 180 gün gibi gözüküyor. Bunlar tabii ki birer gösterge. Biz önlemlerimizden ne kadar uzaklaşırsak bu öteye atacaktır. Son vakalarımıza baktığımızda, simülasyon çalışmalarını yaptığımızda 1 Ağustos itibarıyla 56 tane vaka tespit edilmesini bekliyoruz. Ama tabii ki bunlar bir simülasyon sonucu, eğer biz kendi kişisel önlemlerimizi değiştirirsek bu tabii ki rakamlara yansıyacaktır ve rakamlarda değişiklik olabilir. Türkiye’deki vaka sayılarına bakıldığında bir kişinin hastalığı kaç kişiye bulaştırdığının da hesaplanabildiğini görebiliyoruz. ‘R0’ katsayısının toplumda hiç bağışıklık kazanan kimse olmadığı durumda, ‘R’ katsayısının ise toplumda bağışıklık kazanmış kişilerin olduğu durumda bir kişinin kaç kişiye hastalık bulaştırdığını gösterdiğini ortaya çıkıyor. “Şu an R0 katsayısı 2,1 civarında, R katsayısı ise 0.4’larda. Google ve Apple verilerini dikkate alarak sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde ve sonrasında yaşanan hareketliliği de inceliyoruz. çok ilginç sonuçlara ulaştıklarını, ulaşabiliyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde ve sonrasında hareketliliğin tavan yaptığını, özellikle marketlere ve eczanelere yönelik büyük bir hareketlilik yaşandığı görülüyor. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günler bu doğal olarak dip yapıyor. Sokağa çıkma kısıtlaması bittikten sonra tekrar tavan yapıyor ve ondan sonra 1-2 gün düşüyor. Tekrar sokağa çıkma yasağı başlayacağı zaman tekrar çok yükseliyor ve düşüyor. İnanılmaz bir dalga var. Sokağa çıkma kısıtlaması başlamadan önceki döneme göre en az 8 kat bir artış var. Yani sokağa çıkma yasağımız olmasaydı biz marketlere ne kadar gidiyorduk? Bir kere gidiyorduk. Ama şimdi sokağa çıkma kısıtlamasından sonra 8 kere gidiyoruz. Bizim burada gözlemlediğimiz ve bulgu olarak sunabileceğimiz en önemli şey her sokağa çıkma yasağından önce ve sonra hareket ettiğimizden bir sonraki hafta daha fazla hareket ediyoruz. Marketlerde ve eczanelerdeki hareketliliğimiz salgın öncesi dönemden çok çok daha fazla ve son zamanlarda hala resmi olarak parklar bahçeler açılmadığı halde, parklardaki ve bahçelerdeki hareketliliğimizin de son zamanlarda arttığı gözleniyor. Sosyal mesafe ne kadar korunuyor? Bunun ayrı bir araştırma konusu olması lazım”
Özetleyelim:
Tüm açıklamalar iyiye doğru bir gidişi gösteriyor.
Ancak, bunlar “her şey bitti” anlamına da gelmemelidir. Yapılan uyarılara, ortaya konulan kurallara da sonuna kadar uymak durumundayız.
Normal hayata “merhaba” demeye az bir zamanın kaldığını da yapılan bu açıklamalardan anlayabiliyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz