Necdet Buluz
Öyle görünüyor ki koronavirüs konusunda daha çok yazılacak ve uyarılar yapılacak. Bu nedenle biz de bu konuda yapılan çalışmalara ve uyarılara önem veriyoruz. Sizlerle de paylaşımlarda bulunuyoruz.
Soru şu:
“Corona virüsüne yakalanan hastaların yeniden bu hastalığa yakalanma riski var mı?”
Tüm dünyada bilim adamları, Corona virüsüne yakalanan hastaların yeniden bu hastalığa yakalanma riski olup olmadığı sorusuna yanıt ararken, Fransa’dan bu konuda yeni bir bilgilendirme geldi.
Fransa’da Strazburg Devlet Hastanesi ile Pasteur Enstitüsü tarafından Corona virüsüne yakalanan sağlık personeli üzerinde yapılan bir araştırma, insanların virüse bir kez yakalandıktan sonra antikor ürettiği ve bağışıklık kazandığını ortaya çıkardı. Ancak bu bağışıklık süresinin ne kadar devam edeceği henüz bilinmiyor.
Strazburg Üniversitesi hastanesinde Corona virüsüne yakalanan 160 sağlık çalışanı üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları, MedrXiv.org sitesinde yayınlandı. Buna göre, insan vücudunun bilimsel dilde SARS-CoV-2 olarak da adlandırılan virüse karşı antikor ürettiği ve bu antikorların 6 hafta sonra da virüsü “etkisiz hale getirme” özelliğinin devam ettiği ortaya çıktı.
Bilim adamları, “T lenfositleri” tarafından üretilen beyaz kan hücrelerinin yanında, “B lenfositleri” tarafından üretilen antikorların, bağışıklık savunmamızın sadece bir kısmını oluşturduğunu hatırlattı. Uzmanlar, yeniden enfeksiyon bulaşması riskine karşı bu korumanın ne kadar sürdüğünü öğrenmek için başka çalışmaların da beklenmesi gerektiğini belirtti.
Corona virüsünün Fransa’nın Mulhouse kentinde 17-24 Şubat tarihleri arasında Hristiyan Evanjelistlerin yaptığı bir toplantıdan tüm Büyük Doğu bölgesine, ardından da bütün Fransa’ya yayıldığı tespit edilmişti.
“Süper bulaşma” adı verilen bir etki yaratan bu olaydan sonra bölge hastanelerinde çalışan çok sayıda doktor, hemşire ve hasta bakıcı da virüse yakalanmıştı. Strazburg Devlet Hastanesi de sağlık çalışanlarının virüse toplu olarak yakalandığı yerlerden birisi oldu.
Nisan ayı boyunca Corona virüsüne yakalanan 160 sağlık çalışanı üzerinde inceleme yapan Pasteur Enstitüsü ve Strazburg Hastanesi, hastalığı ayakta geçiren, ateş, solunum güçlüğü, koku alamama gibi hastalığın tipik belirtilerini sergileyen sağlık görevlileri üzerinde iki ayrı kan testi yaptı. Bu testlerden birisi, satışa da sunulan basit seroloji, yani kan testi, diğeriyse çok daha net ve detaylı sonuçlar veren ‘S-Flow’ testi oldu.
Elde edilen bulgular, daha önce Fransa’daki Crépy-en-Valois Hastanesi’nde hızlı testle varılan sonuçları doğruladı. Bilim adamları, S-Flow testinin nitelik ve nicelik açısından daha geniş bilgi verdiğini belirtti. Pasteur Enstitüsü Virüs ve Bağışıklık Bölümü Başkanı olan ve ortak araştırmaya imza atan uzmanlardan Olivier Schwartz’in açıklamalarına bakalım:
“Bu antikorların miktarını ve SARS-CoV-2’nin etkisiz hale getirilmesindeki etkinliğini değerlendirmek için serokonversiyonu gösteren, SARS-CoV-2’ye yönelik antikorların sayısını ve virüsü yok etme gücünü takip etmemiz gerekiyordu. Etkisiz hale getirme yüzdesini, Corona virüsüne yakalanan bir hastanın kanındaki immuno-floresan sinyalinin, Corona virüsüyle karşılaşmayan bireylerden alınan kan ile karşılaştırarak hesapladık. “
Hızlı test, 160 örneğin 153’ünde (yüzde 95,6), S-Flow testleriyse 159’unda (yüzde 99,4) antikorlar tespit etti. Uzmanların buradan çıkardığı ilk sonuç, hafif vakalarda bile Corona virüsüne yakalanan hastalarda vücudun antikor üretiyor ve bağışıklık tepkisi veriyor olması.
Bu çalışmanın doğruladığı ikinci önemli tespit ise testlerle belirlenen antikorların yok edici etkisinin zamanla artıyor olması. Semptomların başlamasından iki ila üç hafta sonra alınan örneklerin yüzde 79’u, üç ila dört hafta sonra alınanların yüzde 92’si ve klinik belirtilerin başlamasından dört ila altı hafta sonra toplananların yüzde 98’inin yükselen antikor oranı içerdiği belirlendi. Olivier Schwartz, ” Bağışıklık etkisinin süresini belirlemek için bu çalışmadaki katılımcıları daha uzun takip etmeyi planlıyoruz” dedi.
Farklı ekipler tarafından antikorların SARS-CoV-2’yi etkisiz hale getiren özelliğini tespit edebilmek için maymunlar üzerinde yapılan deneylerin de aynı sonucu doğruladığı belirtiliyor.
Bu deneyler, hastalığı atlatan maymunlara virüs yeniden aşılandığında, maymunların hastalığa karşı korunduğunu ortaya koyuyor. Prof. Schwartz, “Benim şahsen katılmadığım bu deney sonucunda ikinci kez virüs aşılandığında, antikorların daha hızlı arttığı ve virüsün daha hızlı etkisiz kılındığı görülüyor. Yani bu antikorlar bir çeşit zararsız virüs ya da hastalığın hafif formunu teşvik ediyor. Özetle, sterilize değil, koruyucu bir bağışıklık kazanılıyor” diye açıklıyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz