Necdet Buluz
Koronavirüs ile sarsılan dünyada şimdi de “işsizlik krizi” başladı. Yapılan açıklamalarda dünyada işsiz sayısının 200 milyonu bulacağı, bunun da sosyal yaşamı kökten etkileyebileceği ifade ediliyor. Türkiye’deki işsizliğin ise “en kötü” görüntü veren ülkeler listesinde yer aldığına dikkat çekiliyor.
Tüm ülke ekonomilerini derinden sarsan koronavirüs salgını sonrası dünyada yaşanacak en önemli sorun olarak görüşen işsizlik, çok beklemedi ve kendini göstermeye başladı. İşsizlikle mücadele konusunda şimdiden bazı önlemlerin alınaya başladığını görüyoruz.
İşsizlik konusunda en fazla sarsılan ülkelerden birisi de Amerika.
ABD’de 8 Nisan’da açıklanan işsizlik verileri bunu doğruluyor. Mart ayında yüzde 4.4 olan ABD’deki işsizlik oranı bir ayda 10.3 puan birden artarak Nisan’da yüzde 14.7’ye yükseldi. Veriler ülkede Nisan ayında 20.5 milyon kişinin işini kaybettiğini gösteriyor.
Bu dönemde ülkedeki işsiz sayısı ise 15.9 milyon kişi artarak 23.1 milyona ulaştı. ABD’deki işsiz sayısının artmasında Covid-19 salgınına karşı alınan önlemlerin ekonomik etkileri belirleyici oldu. Ülkede işsizlik oranı 1929 yılında görülen Büyük Buhran döneminden bu yana en kötü seviyeye erişti.
Küresel ekonomik krizin yaşandığı 2008 yılında ABD’de 8.7 milyon kişi işini kaybetmiş, işsizlik ise yüzde 10’a yükselmişti. ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da Covid-19 salgınının iş gücü piyasasını etkilemesiyle son 7 haftada toplam 33 milyon 483 bine ulaştı.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Nisan ayında hazırladığı raporda, salgın sonucu ortaya çıkan tabloyu “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır küresel kriz” olarak tanımlanmıştı.
Dünyanın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana insanoğlunun gördüğü en ağır işsizlik tablosuyla karşı karşıya olduğuna vurgu yapılan ILO’nun söz konusu raporundaki tahminlerine göre, salgın nedeniyle Temmuz ayına kadar dünya üzerindeki işsiz sayısı 195 milyona ulaşacak. Her geçen gün bu kötümser tespitleri doğrulayan veriler önümüze konuyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Nisan ayında 20.5 milyon yeni işsiz nüfusun ortaya çıkması ILO’nun kötümser tahminlerini doğruluyor. Uzmanlar, gelecek bir-iki yıllık süreçte işsizlik oranlarının birçok ülkede yüzde 20’ler ve hatta yüzde 30’lar düzeyine çıkabileceğini ifade ediyor.
Türkiye’nin bu konudaki durumu ise çoğu ülkeden çok daha kötü. Çünkü ülkemiz koronavirüs salgınına çok yüksek bir işsizlik oranıyla yakalandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından geçtiğimiz ay açıklanan son işsizlik verilerine göre Ocak döneminde Türkiye’deki işsiz sayısı 4.4 milyon oldu. İşsizlik oranı yüzde 13.8 seviyesinde gerçekleşirken, genç işsizlikte ise bu oran yüzde 24.5 oldu. Ancak işsizlikteki bu veriler, Türkiye’nin koronavirüs salgınından etkilenmeye başladığı Mart ayından önceye ait.
ABD’de işsizlik oranının Mart’tan Nisan’a 10.3 puan artığı göz önünde bulundurulursa Türkiye’nin Mart ve Nisan aylarındaki işsizlik verilerinin çok daha kötü geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Hükümetin işten çıkarmaların üç aylığına yasaklaması nedeni ile artışların işsizlik verilerine dramatik bir şekilde yansıması beklenmiyor.
Yılın ikinci yarısında salgının işsizlik üzerindeki ağır etkisinin ortaya çıkacağı ifade ediliyor. Salgının sona ermesi ile dünyayı nasıl bir işsizliğin sarsabileceği de ifade ediliyor. Ancak şu ana kadar bu konuda nasıl önlemler alınacak işsizlik nasıl düşürülecek bu konuda somut bir açıklama yok.
Kaldı ki, işsizliğin giderek arttığı dünyada, giderek artan nüfusun yeni işsizler ordusu yaratabileceği de konuşuluyor.
Ekonomistlerin Türkiye için ortaya koyduğu en iyimser senaryoda bile, işsizlik oranının yüzde 20’ye dayanacağı öngörülüyor. Bu durum çalışabilir durumdaki her beş kişiden birinin, işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Kötümser senaryoda ise işsizlik neredeyse ikiye katlanarak, yüzde 30’lara yaklaşacak ve ülkemizde yaklaşık 3.2 milyon kişi işini kaybedecek.
Salgın öncesi zaten Türkiye işsizlikle mücadele ediyordu. Açıklamalarda 4 milyon işsizin olduğu Türkiye, salgın sonrası 6,5 milyon işsizle en fazla sıkıntı yaşayabilecek ülkelerden birisi olarak değerlendiriliyor.
Şu nokta önemli:
Ekonomisi iyi olan ülkeler ortaya çıkan işsizliği önlemede başarı gösterebilir. Ekonomisi sallanan ya da kötü olan ülkelerde işsizlik sorunu ile daha uzun zaman mücadele etmek durumunda kalacak.
Her türlü ücretli işin kalitesinin artırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyleyen ILO Genel Direktörü Guy Ryder, “Milyonlarca sıradan insan için iş yoluyla daha iyi bir yaşam kurmak giderek zorlaşıyor. İşle ilgili ısrarcı ve önemli eşitsizlikler ile mahrumiyet, uygun işi ve daha iyi geleceği engelliyor. Bu, sosyal uyum açısından derin ve endişe verici çıkarımları olan son derece ciddi bir bulgu” diyerek artan işsizliğin tehlikesine parmak basıyor.
Rapor neler diyor kısaca göz atalım:
Dünya çapında çalışma çağındaki 5,7 milyar kişiden istihdam edilen 165 milyonunun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ücret aldıkları bir iş bulamıyor. 119 milyon kişi ya aktif olarak iş aramaktan vazgeçtiğini ya da kişisel durumları nedeniyle iş piyasasına erişimden yoksun. Yaşları 15-24 aralığındaki 267 milyon kişinin bir işi, okulu ya da mesleki eğitimi yok.
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın