Necdet Buluz
Havalar ısında, gevşeme başladı. Bazı alanlarda hayatı normale döndürme çalışmaları da hızlandı. Peki, covid-19’dan kurtulduk mu? Ya da kurtulacak mıyız? Aylardır tartışılan bu konulara bilim insanları son noktayı koyuyor:
“Virüsün etkisi geçmedi, ikinci dalganın gelme ihtimali var.”
Bugünkü yazımızı da bu noktadan ele alacağız. Gerçi hepiniz bu konuda sıkıldınız bunu tahmin ediyoruz ama, bu konuyu da geri plana almamız mümkün değil.
Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu üyeleri, Prof. Dr. Canan Ağalar, Prof. Dr. Aydın Yılmaz ve Prof. Dr. Tevfik Özlü virüsün etkisini tamamen yitirmediği gerekçesiyle, “rehavete kapılmayın” uyarısında bulundu. Bilim Kurulu üyeleri “virüsün etkisinin geçtiğini kimse söyleyemez. İkinci dalganın gelme ihtimali var ”açıklamasında bulundu.
Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı alınan tedbirler ve tedavilerdeki başarılı sürecin etkileri görülüyor. Zira vaka sayıları azalıyor, ölüm oranları düşüyor ve hayat kademeli şekilde normalde dönüyor.
Koronavirüs tehdidinin bitmediğine ve dikkat edilmezse sürecin uzayabileceğine vurgu yapan uzmanlar, özellikle Ramazan Bayramı’nda kurallara uyularak, bu yıl ziyaretlerin yerini telefon görüşmelerinin alması gerektiğini söyledi.
Virüsün etkisi geçmiş gibi davrananları uyaran Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi ve Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Canan Ağalar, Türkiye’nin başarıyla yürüttüğü Kovid-19 mücadelesinde geriye dönüş yaşanmaması için kritik bir dönemden geçildiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ağalar’ın özellikle altını çizerek dile getirdiği uyarıları biz de dikkate alıyoruz:
“Virüsün etkisinin geçtiğini kimse söyleyemez. 3 önemli kural var, olmazsa olmazımız: Maske takmak, el temizliği ve sosyal mesafe kuralı. Artık yeni normalimiz bu olmalı. Influenza ve koronavirüslerden deneyimimize göre bu, üst solunum yolu etkenleri arasına girebilir, sonbahar kış aylarında da bu şekilde devam eder, 2020 böyle geçebilir.Erken rehavete kapılmamak gerekli. Bu da ancak eğitimle olacak bir şey. Örneğin, ağzını ve burnunu kapatmazsan, taktığın o maskenin hiçbir fonksiyonu yok. Maske takınca ağzını ve burnunu düzgünce kapatacaksın. Defalarca söylendi. Ne kadar beklesek de bu eğitimi veremezsek, hiçbir zaman tam anlamıyla önlem alınmış olmayacak. Bireylere görev düşüyor. Hem kendimize bulaşmasını engelliyoruz hem de karşımızdakine. Karşılıklı sevgi ve saygı göstergesi. Ben takarsam ve karşımdaki takmazsa, bu bana saygısızlık. Sağlığımı hiçe saymak, sağlığıma saygısızlık. Düzgün maske takmak zor değil, alışkanlık kazanmak şart. İkinci dalganın gelme ihtimali var. Bu yıl maskeli gezmeye alışacağız. 3 kurala uyarsak sorun yok.”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Aydın Yılmaz da Prof. Dr. Canan Ağalar ile görüşleri paylaşıyor. Rehavete kapılmamak gerektiğini vurgulayan Aydın Yılmaz’a göre, 2020 yılı maske takarak ve sosyal mesafe kuralına uyarak geçecek. “Maske ve sosyal mesafe, artık hayatımızın bir parçası” diyen Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yılmaz, bu konuda şu açıklamaları yapıyor:
“Bu sene buna alışacağız. 2020 yılı böyle devam edecek. Virüsün etkisi bunu bir tedavisi yok, aşının bluunma süreci 2020de mümkün gözükmüyor, maske ve temassızlığa dikkat. Sağlık otoriteleri ve devletimiz yapacağını yaptı, bundan sonra artık kişilerin kendilerinin dikkatli olması gerek. Riskini belirleyip, halkımız dikkat edecek.Sokağa çıkma yasağının amacı zaten kişilerin bir araya gelmesinin önüne geçmek. Bayramlaşma olmamalı. Görüntülü konuşma yapılabilir. Ama bir araya gelmek, tokalaşmak, sarılmak kesinlikle yok! Bizim insanımız samimiyeti sever, dayanamayacağı şey tokalaşmamak, sarılmadan bayramlaşmak, el öpmemek ama bu yıl böyle olmak zorunda. Virüs tehlikesi geçmedi, dün 961 vaka görüldü. Tedbiri elden bırakmamak gerekli. Kişiler kendi tedbirlerini gevşetirse, vakalar yeniden 2 bini bulur”
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü de Prof. Dr. Canan Ağalar ve Prof. Dr. Aydın Yılmaz ile benzer görüşte. Virüs yokmuş gibi davranmanın çok büyük hata bir olduğunu vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlü, şu ifadeleri kullandı:
“Virüsün etkisi geçmedi. Virüs bizi terk etmiş değil. İki gündür 900’ü aşkın yeni hastamız var. Büyük çoğunluk kurallara uydu, vaka sayımız azaldı ama virüsün yeni enfekte ettiği kişiler de var. Virüs hala bulaşıyor ve öldürüyor da! Giderek etkisi azalıyor ve ölüm oranı azalıyor ama bu durum, tehlikenin geçtiğini göstermiyor. Rastlantısal bir azalma değil, tedbir aldığımız için vakalar azalıyor.
Tedbirlerin gevşetilmesi, özensiz ya da dikkatsiz davranılması veya rehavete kapılmanın sonuçlarına ilişkin ise Özlü, “Evden çıkma konusunda gevşemeler oldu ama sosyal mesafenin korunması, hijyen ve maske kullanımı konusunda geri adım atılmaması gerekli. Dikkat edilmezse süreç uzayabilir, hafifçe geriye doğru dönebilir.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın