Ercüment Kılıç’ın YENİ KİTABI
ATATÜRK VE JAPON KARDEŞİ, İMPARATOR MEİJİ
Şimdi Amerika’dan Japonya’ya tüm e-Kitap yayınevlerindekitaba ulaşmak için linki tıklayınız
KİTAP HAKKINDA:
Modern Türkiye’nin babası Mustafa Kemal Atatürk ve Modern Japonya’nın babası 122. Japon İmparatoru Meiji, kaderleri ve yaptıkları ile tarihin hiç tanık olmadığı iki lider kadar ve inanılmazcasına benzerdiler, ruh ikizleriydiler..
*İkisi de çocuk yaşta babalarını kaybettiler, ikisi de yetimdi. *Öldükten sonra her iki adamın da son istirahatgahlarına.. mezarlarına son yolculukları trenle oldu *Öldükleri yerlerle defnedildikleri yerler arasındaki mesafe tamı tamına aynıdır; 456 km. *Türklerin babalarına yaptığı Ankara’daki Anıtkabir ve Japonların babalarına yaptığı Tokyo’daki Meiji Jingu eşit büyüklüktedir; 750 bin m2. *Her ikisinin de en yakın arkadaşları, yaverleri; Salih Bozok ve General Nogi, Atatürk ve Meiji’nin ölümleri ardından intihar ettiler. *İkisi de 6 kardeştiler, ikisi de 4 kardeşlerini birden çocukluk yaşlarında kaybettiler, ikisinin de hayatta sadece bir kız kardeşi oldu. * Atatürk Japonca öğrenmişti. * İkisi de atları taparcasına severlerdi. * İkisi de birer güreş hastası idiler. İmparator, cumhurbaşkanlık demeden güreşe tutuşabilirlerdi. * İkisi de uykuya düşmandı, çok ama çok okurdu, amansız çalışma saatleri vardı. * İkisinin de en çok sevdiği şey eğitim kurumları gezmekti. *Atatürk, Meiji’nin ölüm haberini bir 10 Kasım’da aldı.
Kitapta Atatürk ve Meiji’nin hayatları, Türk ve Japon kültürlerinin benzerlikleri ve ortak tarihleri ve Atatürk ve Meiji’nin icraat benzerlikleri daha önce bilinmeyen yanlarıyla anlatılıyor.
*Her ikisinin de yaptığı devrimlerin bire bir aynı olmaları. *Her ikisinin de başkentlerini taşımaları. Meiji’nin 1000 yıllık Kyoto’yu, Atatürk’ün 470 yıllık İstanbul’u.. *Meiji’nin torunu Takamatsu’nun Atatürk’ü Ankara’ya ziyarete gitmesi. *Laikliğin Japonya’ya Japon din adamlarının isteği üzerine getirilmesi. *Laiklik hakkında Atatürk ve Meiji’nin birebir aynı düşüncelere sahip olmaları, laikliği kalkınmanın temel taşı olarak görmüş olmaları ve din istismarcıları tehlikesi hakkındaki ortak düşünceleri. *Japonların Türkleri 1571 İnebahtı Deniz Seferinden beri yakından takip etmiş olmaları ve savaşın bir yağlı boya resminin neden Portekizliler tarafından Japonya’ya götürüldüğü ve 1572’den beri Japonya’da saklandığı. (Bu tablo şimdi Kobe şehri müzesindedir.) *Meiji Japonya’sının 1905’te, tarihi Türk düşmanı Rusları dünya önünde utandırarak yenmesi ardından, Osmanlı’da ve Müslüman dünyada oluşan “Meiji’nin halife olsun” hareketi. *Balkan Savaşlarında Rusların Osmanlıyı karıştırma sebebinin Japonlardan 1905’te aldıkları ağır yenilgi olması. *1900’ların başlarında Müslüman dünyada ortaya çıkan milliyetçilik akımları, ‘titre ve kendine gel’ anlayışı ve dünyadaki ilk Müslüman Türk cumhuriyetinin kurulmasına (Kırım Halk Cumhuriyeti) Meiji’nin ve onun Japonya’sının sebep olması. *Meiji’nin eşi İmparatoriçe Shoken’in Japonya açıklarında batan Ertuğrul Fırkateyni yaralısı Türk askerlere kendi elleriyle ve 13 hemşiresi ile baktığı. *Atatürk ve Meiji’nin eşlerinin tarihlerinde ilk kez toplumlarının karşısına Batı kıyafetleri ile çıkmaları. *Halide Edip Adıvar’ın oğlunun isminin neden bir Japon ismi olduğu? *12 Ertuğrul gazisinin Japonya’daki amansız bir salgında öldüğü. *Osmanlıların Japonların Türkiye’de çay ekme önerisini ne sebeple reddettiği. *Atatürk’ün 1932’de “Bize ayak bağı olur” diyerek almayı reddettiği 700 yıllık İngiliz Onur Nişanı olan Dizbağı Nişanını (Order of The Garter) Meiji’nin neden kabul etmek zorunda kaldığı ve İngiltere’nin koruyucu azizi St. George’a adanmış, üzerinde kırmızı haç olan bu nişanı 1856’da Sultan Abdülmecid’in ve 1867’de Sultan Abdülaziz’in neden kabul ettikleri. *1910 yılında Fransa’daki Picardie Manevralarına katılan Osmanlı Yüzbaşısı Mustafa Kemal’in Japon Teğmen Shirai Jiro ile tanışması ve Japonya’nın Atatürk hakkında ilk öğrendikleri. *Atatürk Türkiye’sinin ilk 15 yılında (1923-1938); ilk 15 yılında (1867-1882) Meiji Japonya’sına demir yolları yapımında nasıl büyük bir fark attığı. *100 binden fazla şiir yazmış şair Meiji’nin, Japon Waka şiir usulünün Nazım Hikmet’in oğlu Memet Fuat ve Orhan Veli Kanık’a yazdırdığı Japon usulünde şiirler. * Her ikisinin de yüzlerce bilim adamını ülkelerine getirmeleri ve binlerce genci yurt dışına göndermeleri. *Her ikisinin de yurt dışına gitmemeleri ve yabancı liderlerin onlara gitmesi. *Atatürk’ün Japonlar hakkındaki bilgileri ve düşünceleri gibi daha önce duyulmamış, araştırılmamış ve yazılmamış başka birçok detay bu, cennette geçen araştırma incelemeli, düşündürücü kitapta. Biz neden bir Japonya olmadık?
Atatürk 10 Kasım 1938’de öldüğünde ağzından çıkan son söz “ve aleykümselam”dı. Çünkü cennet kapısında bekleyen melekler, hazene.. cennet ehlini “selamümaleyküm” diyerek selamlarlar.
Atatürk’ün cennete Allah’tan niyazı ettiği Meiji’yi görme isteği kabul olunur ve Türkiye ve Japonya’da birebir devrimler gerçekleştirmiş, özel hayatlarında da birbirlerine inanılmaz benzerlikleri olan bu iki baba cennette Tuba Ağacı altında sohbetler ederler. Japonya’da Meiji tarafından 1876’da, Türkiye’de Atatürk tarafından 1923’te başlatılan reformların ve devrimlerin Meiji ve Atatürk’ün ağzından aktarıldığı ve cennette geçen bu kurgu roman aynı zamanda bir akademik tarih çalışmasıdır ve benzer devrimlerle iki ülkenin bugün ulaştıkları değişik konumlar sorgulanır.
Kitap’ta: Mustafa Kemal Atatürk cennette, Yüce Allah’ın huzurunda.. Atatürk’ün cennet köşkünün adı neden Ferah Köşkü’dür? (Cennette Ferah Evi adında bir köşk vardır. Buraya ancak çocukları sevindirenler girer. Hz. Muhammed -sav.) Atatürk neden Allah’tan Matsuhito (İngilizce literatürde Mutsuhito) ile buluşmayı istedi? Ahiret inancı olmayan Şinto dinine inanan Matsuhito cennete neden ve nasıl gelebildi? 33 yaşındaki Meiji 33 yaşındaki Atatürk’le neler konuştu, neler dertleştiler? Cennette Harmandalı. İki at tutkunu babanın cennette Sakarya ve Hokkaido üzerinde at koşturmaları. Cennetin Tuba ağacı ve Japon Bon-Sai kültürünün benzerliği.. Japonların kutsal yerlere girmeden ve dua öncesi yaptıkları ve “Temizu” dedikleri temizlik abdestleri..
Japonların tarihteki en eski Türk tanımı (1695):
“Türklere İtalyanca‟da Toruko denip, başka ülkelerde Turko deniliyor. Adetleri Tatar ve Moğol adetlerine yakındır. Çin yazısı ile ne şekilde yazılması gerektiğini bilemiyorum. Toruka (Türkler); Afrika, Avrupa ve Asya bölgelerinde büyük topraklara sahipler. Tip olarak Hollandalılara benzerler. Başşehirleri Kousutanchii’dir. Cesurdurlar ve düşman olmamak gerekir. Askerleri ve atları o kadar çoktur ki, bir günde 200 binini bir araya getirirler. Avrupalılar Türk tehlikesine karşı bütün güçlerini birleştirmek çabasındadırlar.”
Meşhur Japon yazarı Kenjiro Kokutami de şöyle söylemişti iki millet hakkında:
“Doğuda Güneş halkı (Japonlar), Batıda Hilal halkı (Türkler)! Güneş ve Hilal her zaman birbirlerine düşünceli davranmıştır. Hilalin artık tamamlanmasını diliyor ve bir ayna gibi parlaması için dua ediyoruz’. “
YAZAR HAKKINDA: www.ercumentkilic.com
Ercüment Kılıç ABD’deki Texas Üniversitesi Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunudur.
1980’li yıllarda Amerika’daki üniversite öğrenimi sırasında ve sonrasında hemen tüm dünyada, her birine bir çok kez davet edildiği; Kanada, Almanya, İngiltere, Hollanda, Belçika, Singapur, Hong Kong, Çin, Tayvan ve Japonya’da ve ABD’nin 50 eyaletinin tamamında Türk kültürünü ve Türkiye’yi tanıtıcı seminerler vermiş ve TV programları yapmıştır.
1990’lı yıllarda, büyük Türk dostu, ABD Wisconsin Eyaleti Milletvekili Prof. Jim Moody’nin danışmanlığını yapmış; Moody için Ukrayna, Azerbaycan ve Türkiye gezilerini düzenlemiş ve kendisinin tarihte Azerbaycan’ı ziyaret eden ilk ABD milletvekili olmasını sağlamış ve Jim Moody’nin ABD Kongresi ve Amerikan kamuoyundaki Kırım Türkleri ve Karabağ problemleri sunumlarına, ve Türk dostluğu çalışmalarına yardımcı olmuştur.
Kılıç, Türkiye ve Türk Dünyası adına yaptığı tanıtım ve lobicilik çalışmalarının tanınması ardından bir ABD başkanı tarafından tarihte Beyaz Saray’a davet edilen ilk sivil Türk ve Türk-Amerikan sivil toplum lideri olmuştur.
Merkezi Washington’da bulunan ve Amerika çapında 60 yerel Türk Amerikan derneğinin çatı örgütü olan Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi /Assembly of Turkish American Associations (ATAA) Başkanlığını da yapmış olan Kılıç, ATAA heyeti ile birlikte Azerbaycan’a ve de etnik Türk azınlıkların problemlerini incelemek adına; Yunanistan, Bulgaristan ve İsrail’e ziyaretlerde bulunmuş ve çalışmalar yapmıştır.
ATAA başkanlığı döneminde;
- Türk insanının alın teri vergileri olan Türk resmi fonlarından para almadan ve Amerika’da saygı görür ve gerçek anlamda SİVİL bir yapılanma başlatarak Türkiye’ye milyonlar kazandırmak,
- Amerika’daki en önemli ve en tanımış bu şemsiye kurumunu sadece bir beyaz yakalı dernek olmaktan kurtarmak ve derneği çok değerli mavi yakalı Türklere açarak üye sayılarını dört kat arttırmak ve onların yeni katkıları ile derneği sivilleştirmek.
- Türk dünyası cumhuriyetleri ile ortak yıllık kurultaylar yapmak
gibi birçok reform hareketleri başlatmıştır.
2004 yılında, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin Almanya ve Avusturya büyükelçiliklerinin yaptığı bir ortak bir davetle Almanya ve Avusturya’da “Gerçek Sivil Toplumculuk ve Türkiye’nin AB’ye giriş süreci” konularında çok sayıda konferanslar vermiş ve basın toplantıları düzenlemiştir.
Amerika’da çifte vatandaş olarak oy kullanabilmeleri ve dolayısı ile Türk lobiciliğinin kuvvetlenebilmesi için Türkler arasında çifte vatandaşlık ve oy verme kampanyaları başlatmış, ABD Kongresi’nde ATAA olarak ilk kez Türkiye adına sempozyumlar düzenlemiş ve Kongre üyelerinin ve Beyaz Saray görevlilerinin, “Türkiye’nin AB’ye katılım süreci” ve “AB Gelişme Raporları, Türk Amerikan İlişkileri” konulu sempozyumlarla bilgilenmelerini sağlamış, “League of Women Voters of America” (ABD Kadın Seçmenleri Konseyi) ile ortak girişimlerde bulunarak Türk kadın toplumunun ABD seçimlerinde etkinliğinin arttırılması adına çalışmalar yapmış, Washington’daki Amerikan düşünce kurumları ATAA olarak ilk kez ortak seminer ve konferanslar düzenlemiş, TÜSİAD ile İstanbul’da ve TOBB ile Ankara’da Türkiye lobiciliğini geliştirmeye yönelik büyük katılımlı lobicilik sempozyumları düzenlemiş; ABD Büyükelçiliği Ekonomi Temsilciliği, İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Orta Doğu İhracatçıları Birliği, Türk Ekonomi Bankası’nın da katılımlarını sağlayarak, Ankara ve İstanbul’da Türk KOBİ’lerinin Amerika’ya ihracatını yönlendirici sempozyumlar düzenlemiş, ATAA başkanlığı döneminde, Ermenilerin 1970’lerden bu yana 10 binlerce Ermeni genci için yaptıkları bir çalışmayı ilk kez 2003’te başlatarak Türkiye ve Amerika’dan seçilen Türk gençlerini yaz aylarından stajyerler olarak ABD Kongresi’nde Amerikan milletvekilleri yanlarına yerleştirmiş olan Kılıç, bireysel girişimleri ile Amerikan Temsilciler Meclisindeki Türk Dostluk Grubunda da 10 kadar ABD milletvekilinin katılımını sağlamıştır. (bkz. www.ercumentkilic.com)
Dallas, Texas’ta uzun yıllar başkanlığını yaptığı TURANT (Kuzey Texas Türk Amerikan Derneği) aracılığı ile yardıma muhtaçlara da çok çeşitli yardım kampanyaları düzenleyen Kılıç; Amerikan mor çatı dernekleri, kan bağışlama kurumları ve fakir doyurma kurumları ile ortak çalışmalar yapmış, Public Channel PBS’in Dallas televizyon kanalı KERA’de uzun yıllar Türkiye’yi tanıtıcı televizyon programları çalışmalarında bulunmuş ve bu suretle Amerikan dokusunda yer alan Türklerin ve Türkiye’nin, ABD medyası aracılığı ile doğru ve güzel tanınması için ana vatanına hizmetler vermiştir.
Bir öğretim görevlisi olarak da Türkiye’deki üniversitelerde ilk kez lobicilik dersleri vermiş olan Ercüment Kılıç’ın bundan evvel yayınlanmış; iki ciltlik “Sahibinden Satılık Amerika ve Türk Lobiciliğinin Sahipsizliği” ve “Bizim Neyimiz Eksik?” isimli inceleme araştırma kitapları da vardır.
Üniversite çalışmaları arasında iki de, Türkiye’de daha evvel yapılmamış araştırma ve inceleme yayını yapmıştır: “1915-2010 Yılları Tüm Dünya Ermeni Soykırımı Kanunlarının 14 Dilden Tercümeleri” ve “Lobicilik! Ne Kadar İlgiliyiz Ne Kadar Bilgiliyiz?” isimli 1700 denekle Türkiye’de yapılan ilk kamuoyu anketi ve anketin profesyonel analizi.
Kılıç, Texas Üniversitesindeki öğrencilik yıllarında Amerikalı müzisyenlerden oluşturduğu orkestrası ile 6 adet de plak ve CD çalışması yapmıştır. Dünyanın sayısız kültürel organizasyonunun koleksiyonları arasında bulunan bu Türk müziği çalışmaları Amerikan Kongresi Kütüphanesinde de yer almıştır.
Bir yanıt yazın