“Şeytandan mesaj var”
Şeytan, Allah tarafından lanetlenmiş ve O’nun huzurundan kovulmuş olan İblis ve onun takipçileri. Hz.Adem’e (as.) secde etmediği için İlahi rahmetten kovulmuş ve arzusu üzerine, kendisine kıyamete kadar insanlara musallat olma, onları yoldan çıkarmak için çalışma izni verilmiş.
Allah tarafından kıyametin kopmasına kadar kendisine mühlet verilen şeytan, cennetten kovulduktan sonra şöyle yemin etmiş:
“Beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de insanları saptırmak için senin doğru yolunun üstünde tuzak kuracağım.” İslam dininde öldürme günahsa bu günahı işletenin Ömer Hayyam’ın rubaisi olamaz.
“Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem”
Papa Francis (doğruysa)reformist sayılacak bir konuşmasında :
“Iyi bir insan olmak için Tanrı’ya inanmaya gerek yoktur. Aslına bakarsanız geleneksel Tanrı kavramı artık güncelliğini yitirmiştir.Bir insan spiritüel olabilir ama dindar olmak zorunda değildir. Kiliseye gitmenize ve kiliseye para vermenize gerek yok. Bazıları için doğanın kendisi kilisedir.Tarihdeki bir çok iyilik yapan insan Tanrı’ya inanmıyordu.” dedi mi bilinmemekle birlikte, dünyanın gidişatı bu söylemi teyid eder gelişme içerisinde.
Bir çok büyük kötülükler din Baron’ları tarafında çarpıtılmaktadır. Hilton Hotel’in Kabe civarına katılımcılardan alınan “şeytan taşlama ücreti” ile yapılması buna örnektir.
Eğer, insan nefsine kötülüğü emretme özelliği verilmemiş olsaydı ve insanlara şeytan musallat olmasaydı, insanların dereceleri de meleklerde olduğu gibi sabit kalacaktı. Şeytan insana dışarıdan birisi gibi seslenmez. “Ben daha iyiyim ve üstünüm” “Bunu yaparsam daha iyi olur” “Ben daha iyisine layığım” “Ben böyle düşünüyorum” gibi insana kendi benliğinden seslenir. (Araf: 7/16-17). Şeytanın dostları menfaatlere dayanan beraberlikler ve dostluklar yaşarlar. Sömürdükleri insanlara bir çok tehlikeler gösteren Şeytan ve dostları tek kurtarıcı olarak yine kendilerini gösterirler. Gösterdikleri tehlike, “ Erkek kadın birdir. O bir kocadır.Tecavüz ve öldürme hakkı erkeğindir” mi olmalıydı?
Şeytan der ki;
-Hepiniz benden nefret edersiniz. Fakat benim servet ve kariyer yolunda açtığım kapıdan ilk giden sizler oluyorsunuz.
-Beni lanetlersiniz, her zaman ama sizlerin gözlerinin önüne serdiğim şaşalı hayatı bir anda iştahla yutmak isteyen yine sizlersiniz.
-Siz beni sevmeseniz dahi ben sadece sizin istediklerinize cevap veren oluyorum. Burada benim ne suçum var?
-İnsanın istediklerini en cömert şekilde yanıt verenim. Büyük günahlar işletmek, bunu yapamazsam küçük günahlarla oyalayan benim.
-Sizin tanrınız dünyadaki zevkleri size yasaklarken ben sonuna kadar bütün zevklerin yolunu açıyorum.
-Ciddi meseleleri unutturup, boş ve faydasiz işler yaptırırım.
-21. yy da bütün asırlardan daha fazlasını insanlığa ben verdim.
-Dünyayı sevdirip, ahlaksızlığı hatırlatan yine benim.
Eğri davranışları doğru olarak sunduğunu sanan insanlar topluluğunun, birbirinin kandırma ve aldatmayı amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullanma dışında bir seçenekleri olmayacaktır. İnsanlarımızın çoğu, sanki kandırılmaya programlanmış gibi cinci, üfürükçü hacı hocaya bir inanç uğruna paralarını kaptırmaya devam etmektedirler. İnsanların ekonomik ve sosyal yoksulluktan hurfelere inanmaları dinden gelen bir inançtan mı? Ekonomik ve sosyal zayıflıklarından mı ileri geldiği duruma göre hala değişim göstermektedir.
Sufi Celalettin Rumi şöyle diyor: “Sebeplerini öğrenmek istiyerek, delirmenin eşiğinde yaşadım. Çaldım Allah’ın kapısını. Kapı açıldı. Gördüm ki içeriden çalmaktaymışım…Her şey kendi beynimizde oluşur ve sonuçlanır.”
Malezya uçağı kaybolduktan sonra havalimanına gelen ülkenin tanınmış büyücülerinden Raja Bomoch Ceduna Noutzoum, kayıp uçağın bulunması için dua etti. Elindeki balık oltası ve bambu dürbünlerle bir süre dua eden büyücü Noutzoum, “Duam sırasında gözlerim acıdı ve her yer karardı. Bence uçak hâlâ havada ya da deniz çakıldı” dedi. Bakar mısınız.. büyücü yorumuna bakın. uçak “ya hava da ya da deniz’de imiş.”. Bodrum’da da Bıll Board’larda “medyum reklam.” afişlerini görüyordum.
En son Kayseri Tabip Odası açıklama yaptı. “Halen kısmi karantina uygulanan eski bir beldemizde bir otobüs şoförü virüsü ilk olarak bulaştırıyor. Virüsün bulaştığı isimlerden biri de, ‘okuyup-üflemesi kuvvetli’ olan bir kadın. Mahalle sakinlerinin bir bölümü virüsün bulaşmaması için bu kadını ziyaret ederek kendilerine de ‘okuyup-üflemesini’ istiyorlar. O kadın okuyup üflerken virüsü koca mahalleye yayıyor, iyi mi? Evinde durmayıp, maskesini takmadan okuyup-üfleyen kadından medet uman yurdum insanı.”
Kayseri Tabip Odası ise olayın ardından, “Üfürükçüye gitmeyin” açıklaması yaptı. Tabip odası Kayseri’de salgın başladığından beri PCR test pozitif toplam hasta sayısının 800 olduğunu belirterek, “30 PCR test pozitif vefatımız, 115 şüpheli Corona (test negatif) vefatımız var. Dikkatinizi çekerim test negatif olduğu halde vefat var)AVM’lere gitmeye çok vaktiniz olacak. Evde Kal Kayseri. Virüs her yerde. Salgın bitmedi. Üfürükçüye de gitmeyin” diye açıklama yaptı.
Şeytan ve dostları bir çok insanı Müslüman kimliğine bürünerek ve Allah adını kullanarak aldatırlar. Allah’ın Kuran’da “Ey insanlar,hiç şüphesiz Allah’ın vadi haktır. Dünya hayatı sizi aldatmasın
aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasın uyarılarına rağmen Müslümanlar Allah adını kullanan aldatıcılara inanabilmekte ve onlara sahip çıkabilmektedir.
Erdil Ünsal