Televizyonda bile oynayamaz.
Başkanlık için gizlenmiş kötü özlemleri olan tehlikeli bir mazisever!
Halkının her gününün en iyi zamanını tekelleştiriyor, kendini tebrik ediyor ve yanlış bilgilendiriyor.
Bitmeyen performansları, COVID-19’un trajik arka planında sadece bir saçmalık…
*
Gerçek bir başkan olsaydı işler farklı olurdu.
Salgının geldiğini görebilirdik.
Yaşlıları hedef alamayacaktı.
Belki ölülerin çoğu hâlâ hayatta olabilirdi.
*
Diğer ülkelerin kayıtları bunu açıkça ortaya koyuyor.
Finlandiya, Güney Kore, Tayvan, Danimarka, Almanya, İzlanda, Yeni Zelanda ve Norveç!
Halklarını koruma konusunda övgüye değer başarı sağladılar…
*
Belki tesadüf ama COVID-19’la mücadelede en başarılı ulusları kadınlar yönetiyor!
Tayvan’da Tsai Ing-wen, Danimarka’da Mette Frederiksen, Finlandiya’da Sanni Marin,
Almanya’da Angela Merkel, İzlanda’da Katrín Jakobsdottir, Yeni Zelanda’da Jacinda Ardern ve Norveç’te Erna Solberg!
*
Hepsi şefkatli, hepsi hazırlıklı ve açık, hepsi empatik iletişim kuruyor.
Bugün Norveç, Erna Solberg’i “Landetsmor- Ülkenin annesi” olarak selamlıyor..
*
Sanki böyle bir zamanda koruyucu, yetenekli ve rahatlatıcı bir anneye özlem duyuluyor!
Ancak böyle bir spekülasyona başvurmak gerekmiyor.
Çünkü şanslı ülkeler onlarca yıl önce kadınları hükümete kabul ettikleri için adil ve öngörü sahibidirler…
*
Bu kritik dönemde anakronistik görünen şey;
Kendi kendini ağırlaştıran, sosyopatik erkek otokratların liderlik görevlerinde bulunmasıdır.
Türkiye’de Erdoğan, Brezilya’da Jair Bolsonaro, Belarus’ta Alexander Lukashenko,
Macaristan’da Viktor Orban, Rusya’da Vladimir Putin, ABD’de Donald Trump!
*
COVID-19 ile karşı karşıya kalan bu güçlü erkeklerin hiçbirinin salgının gizemiyle ilgili bir bilgisi yoktu.
Zorbalık yapmayan, rüşvet vermeyen, sürülmeyen veya bombalamayan bir istilacı ile karşılaştılar.
Ve cehaletleri ve kibirlerini insanlar ödedi…
*
Norveç, virüs geldiğinde iyi yönetilen bir hükümetin neler yapabileceğini gösterdi.
Başarı ile başarısızlık arasındaki farkı;
Hazırlık, hızlı eylem ve salgının üstesinden gelmek için uygulanan tekniklerin belirlediğini ispat etti.
*
26 Şubat’ta Norveç Halk Sağlığı Enstitüsü ilk COVID-19 vakasını açıkladı.
Filyasyon ekipleri hemen virüsün ne kadar hızlı hareket ettiği izlenmeye aldı.
*
Otokrat erkek liderlerin ülkelerinden farklı olarak,
Norveç’te test uzmanları ve filyasyon ekipleri ilk andan itibaren iş başındaydı.
Sistematik olarak Norveç test talep eden herkesi test etti
Testi pozitif çıkanlarin tüm temasları izlendi ve onlarda testten geçti.
*
Dikkat çekici bir serilikte filyasyon ekipleri, virüsün rotasını izlemek için,
Anında test sonucunu veren bir araç kullandılar.
Vakalar bilinen temaslar olmadan çoğalmaya başladığında;
Filyasyon ekipleri virüsün farkında olmayan bir toplulukta otostop çekmeye başladığını,
Onu çevrelemenin ve kapatmanın hızlı olması gerektiğini biliyorlardı….
*
Norveç hükümeti salgına tepki olarak bulaşma merkezlerini yavaş yavaş kapattı.
Bildirilen ilk vakadan sadece iki hafta sonra 12 Mart’ta, Oslo ve ülkenin çoğu kapanmıştı.
O gün, COVID-19’un ilk Norveç kazası yaşlı bir adamın ölümü bildirildi.
*
Kapanışın yürürlüğe girmesinden beş hafta sonra,
Hükümet adım adım ilerleyerek kamu yaşamını tekrar açmaya başladı.
İlkokullar 20 Nisan’da açıldı…
*
Düne kadar Norveç, 195.192 test uyguladı.
8070 pozitif koranavirüs vakası kaydetti.
Diğer Avrupa ülkelerinden daha düşük, 218 kişi öldü.
Peki, Norveç’in bu başarısı nasıl açıklandı?
*
Uzmanlar, hükümetin erken ve derin hazırlıklarına işaret ediyor.
Ülkede ortaya çıkan ilk vakaya hemen yanıt verilmesi,
Bulaşıcılığın hızlı, sınırsız testine ve izlenmesine yanıt verilmesini sağladı.
Norveç’in sağlık sistemi tarafından desteklenen bu özenli çaba,
Devletin virüsün önüne geçmesini, hayat kurtarmasını ve salgını kısa sürede durdurmasını sağladı.
*
Ülkenin etkili refah sistemi, kapanış boyunca nüfusunu destekledi.
İşçiler 20 gün boyunca hükümetten tam ücret sonra maaşlarının yaklaşık yüzde 62’sini aldılar.
Karantina kaldırıldıkça fabrikalarda, mağazalarda ve işyerlerinde işlerine dönecekler.
Hükümetin etkili ve iyi hedeflenmiş harcamaları sorunsuz geçişler sağlıyor.
*
COVID -19’un Norveç işgali, ulusal bir sorun ve küresel bir acil durumun parçası olarak görüldü.
Hiçbir zaman siyasallaştırılmadı.
Muhafazakâr başbakan Erna Solberg, sakin liderliği için muhalefet partilerinden bile yüksek notlar alıyor.
Çocuklar da onu seviyor.
Kriz sırasında, salgın hakkında gönderdikleri soruları cevaplamak için çocuklara ülke çapında iki basın konferansı verdi .
En başından beri onlara korkmanın iyi olduğunu söyledi.
Akıllı, çalışkan ve işbirlikçi bir lider olarak;
Çok partili bir parlamentonun korkutucu zamanlarda bile tüm insanlar için neler yapabileceğinin örneklerini verdi…
*
Norveç çok hızlı bir şekilde Avrupa’daki en düşük bulaşma oranına ulaştı.
Virüsle enfekte olmuş bir kişinin sadece bir tane daha enfekte edebileceği noktayı bastırmayı amaçladı ve başardı.
*
Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının açıklandığı 11 Mart’tan 5 Nisan’a kadar geçen yaklaşık bir aylık sürede,
Erdoğan salgına karşı ekonominin işlerliğe,
Dolayısıyla kendi siyasi bekasına öncelik veren bir politika izledi.
*
Erdoğan’ın salgın karşısındaki tutumunun mükemmel bir örneği 3 ve 5 Nisan tarihlerinde yaşandı.
Reis 3 Nisan’da salgınla ilgili iki yeni önlem açıkladı.
İlki, İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi metropollerin de bulunduğu 31 il, özel araçların giriş çıkışına kapatıldı.
İkincisi, daha önce 65 yaş üstündeki kişiler için getirilen sokağa çıkma yasağı 20 yaş ve altında olanlar için de uygulanmaya başlandı.
*
5 Nisan sabahı İçişleri Bakanlığı bir ek genelge yayınladı
20 yaş altındakilere getirilen sokağa çıkma yasağının gevşetildi.
Buna göre, 18-20 yaş arasında olup da kamuda, özel sektörde ve tarımda çalışanlar bu yasaktan muaf tutuldu.
*
İki gün içinde gerçekleşen bu gelgitler,
Reis’in COVID-19 krizini nasıl yönettiğini ana hatlarıyla teşhir eden bir örnek vakaydı.
Bu geri adım, hükümetin durumunun;
Geçinmek için her gün çalışmaya muhtaç olan 18-20 yaştaki gençlerin,
Bir süreliğine evde kalmalarının maddi maliyetini karşılamaya müsait olmadığını gösterdi.
*
Çünkü Erdoğan’ın, başlıca nedeni ekonomik kriz ve durgunluk olan seçmen memnuniyetsizliğini daha fazla artırmaya tahammülü yoktu.
İnsanlar evlerine kapatılarak açlığa mahkum edilirlerse,
İktidar partisi tabanında bunun doğuracağı öfke ve rahatsızlığın en hafif sonucu,
AKP içinden çıkan iki yeni muhalefet partisine yönelik teveccühün artması ve alternatif iktidar arayışları olacaktır…
*
Erdoğan ekonomi çarklarının ağır da olsa dönmesinin vazgeçilmezliği ile,
Salgına karşı etkili mücadelenin kısmi ve tedrici önlemlerle yürütülmesinin imkansızlığı arasında kaldı.
Bu ikircikli tutum Türkiye’nin salgına karşı gereken etkili önlemleri zamanında alamaması gibi son derece tehlikeli bir durum doğurdu.
Erdoğan’ın mesela, 3 Nisan’da ilan ettiği sokağa çıkma yasağını 5 Nisan’da revize etmesi,
Bu krizi nasıl yönetemediği hakkında yeterli ipuçlarını verdi.
*
Çünkü Erdoğan;
1- Sorumsuzluğun idaresinde bulunuyor.
2- Kriz yönetiminde siyasallaştırmadan medet umuyor.
3- Dünyadaki salgın durumunun Türkiye’dekine nazaran çok daha kötü olduğu söylemiyle savunma mekanizmasını işletiyor.
4- Şeffafsızlık politikası sayesinde, veri paylaşımının sınırlandırılarak salgının gerçek boyutlarının halktan gizliyor.
Böylece alınması gereken önlemler hususunda iktidar üzerinde oluşan kamuoyu baskısının sözde hafifletilmesini mümkün kılıyor!
*
Yahu Reis’in koca devleti, halkına maske dağıtmasını dahi başaramıyor…
Siyasete bilimden daha fazla inananlar, bilim olmadan kendilerine neyin çarptığını bile bilemeyecektir…
9. 5. 2020
Yazıları posta kutunda oku