Annenize alacağınız en güzel hediye,Cumhuriyet’in,çocuklarınızın geleceği için,demokrasi için,ülken için,artık annelerin ağlamaması için,üstelik de Ramazan’a raslayan bu anneler gününde Belediye başkanlıklarına yapacağınız bağıştır.Eminim onlar ihtiyacı olan insanları hepimizden daha iyi bilir.
Daha önce çeşitli vakıflara bağışladınız…Kızılaya bağışladınız…Kurbanlarınızı çeşitli kuruluşlara bağışladınız…Ne oldu?Nereye harcandığını asla öğrenemediniz?Çoğunuzun aklında”acaba seçim yatırımı mı yapıldı,ya da tarikatlara mı akıtıldı”şüphesi var mı yok mu?
Dünyadaki en büyük armağan evlattır bir anne için…Ama daha güzeli bir çocuk için en değerli şeydir annesidir.
Aklım almıyor şu gelin kaynana çekişmelerini.Oğlunu annesinden koparmaya çalışırken,bir gün kendilerinin de anne olacağını hesaplayamıyorlar mı dersiniz…
Dünyadaki en büyük armağan evlattır. Kıymetini bilelim ve sevgiyle büyütelim.
Çocuk sahibi olamayanlar,Çocuk Esirgeme Kurumları bir yudum sevgiye muhtaç çocuklarla dolu,şart mı dünyaya getirmek?
Önemli olan, yüreğindeki sevgi ve şefkati aktarabileceğin, büyütüp, topluma yararlı bir insan yetiştirmek değil midir?
Ayrıca sadece doğurmakla anne olunmuyor. Etrafınıza şöyle bir bakın! Kimisi sadece çocuk doğurup, kocasına kendisine baktırmak için ,çocukları gelir kaynağı olarak görüyor.Olmaz demeyin benim çevremde çok var.
Kimisi de annesi olmadığı halde, kimsesiz kalmış bir yavruyu bağrına basarak, tüm sevgisini şefkatini ona akıtarak, topluma kazandırmaya çalışan, ,onun için canını bile vermeye hazır anneler…
Yüreklerinden öpüyorum…İşte gerçekten anneliği hakeden kişi bu annelerdir.
Bir de sadece dünyaya getirdiği için anne olduğunu sananlar var.Çıkarı için çocuğunu terkedip giden ,yıllarca görmeyen anneler…Onları asla anlayamayacağım…
Sonra el kızına ya da el oğluna sözünü geçiremeyip hiç bir güvencesi olmayan annesini sokakta bırakanlar var.Onlara söyleyecek söz bulamıyorum.
Acaba bir gün yaşlanıp aynı duruma düşebileceklerini hiç mi düşünmüyorlar…
Sonra dokuz ay yolunu gözleyip yavruma sarıldığım anlar geldi aklıma…Hani o minik parmaklarıyla elinizi sımsıkı kavrayan o tatlı bebek…Bir daha hiç bırakmıyor o eli…Siz de bırakamıyorsunuz.Bırakılmıyor bir türlü ,hep bir bahaneniz oluyor.
Peşpeşe üç çocuk…öyle bunalmıştım ki,topladım hepsini attım portakal bahçemize.
“Aman bir okula gitseniz de birazcık da olsa kurtulsam sizden”
Arkama döndüm,babam gülümsüyor,”Öğretmene bak sen,nereye kurtuluyorsun,ben sizden kurtulabildim mi?Bak kırkınızı geçtiniz hala başımdasınız,ayrıca hele bir bayram gelmeyin, gözüm yollarda kalıyor,bir şeyi bahane edip acaba bugün mü gelecekler diye hergün tren istasyonuna gidiyorum.Anne-baba olmak hiç istifa edemeyeceğin,hiç emekli olamayacağın bir iştir kızım.”
Hepsi büyüdü anne-baba oldular hala ülkeler arası peşlerinden koşuyorum.
Hani okula başlarsınız,bir sürü okullar bitirirsiniz,size onca notlar verilir sınıfınızı geçersiniz,diplomanızı alır, sonunda düşlediğiniz iş hayatına başlarsınız.
Annelik hiç bitmeyen bir okul gibi geliyor bana. Belki çocuklarınızın başarıları sizin sınıf geçme notunuz oluyor ama asla mezun olamıyorsunuz…
Anneciğim…Canım benim…Biz iki kız okuyalım diye nasıl da çırpınmıştı.
Kendisi ailesi izin vermediği için okuyamamıştı ve çok üzülürdü…
Annem sen başardın… Senin sayende ben çocuklarımı en iyi okullarda okutup başarılı ve mutlu insan olmalarına katgıda bulunabildim. Mekanın cennet olsun…
Anne olmak zor zanaattir. Allah kimine bir evlat vermez doktor doktor gezdirir, kimine verir canından bezdirir… Herşeyin hayırlısı diye boşuna dememişler…
Anneler iyi günde kötü günde yemez yedirir, giymez giydirir, her türlü çileye katlanır sırf çocuğu öksüz kalmasın diye. Sonra büyüyüp adam olan çocuklar ne yapar! Allı evlenir; karısına korkusuna annesine elini uzatamaz,güllü gelin olur; kocasına korkusuna annesine el veremez.
Şanslı annelerin sosyal güvencesi var ve kimseye ihtiyacı yok, ya hiçbir güvencesi olmayan kimsesiz anneleri ne yapacağız! Ilkel kabilelerdeki gibi dağa götürüp atalım, kurt kuş mu yesin…
Halbuki beklediği sadece biraz saygı, biraz sevgidir yaşlıların…
Şu anda kimbilir kaç anne evlatları tarafından hatırlanıp ”Anneciğim nasılsın?” diyen sıcacık bir sesi bekliyor…
Şu anda kimbilir kaç anne canından kopan evladını kaybetti,çığlıkları kulakları sağır edercesine gökyüzünde yankılanıyor…
Şu anda kimbilir kac anne adayı, heyecanla beklediği yavrusunu dünyaya getirip, bağrına basarak, kokusunu içine çekerek, dünyanın en güzel duygusunu tadıyor…
Sizin aklınıza geliyor mu hiç Cumartesi Anneleri…Her an kapı çalınacak da evladı giriverecekmiş gibi umutla kapıya dikilen gözleri…
”Alo annem,nasılsın?Anneler günün kutlu olsun,ağlama annem ağlama senin bir damla gözünün yaşı için dünyanın dönüşünü durdururum”diyen oğlumu hatırladım ve kulağı telefonda olan anneler geldi gözümün önüne…
Bazıları çürük raporu alıp askere göndermiyor ya çocuklarını,kör kurşunlara gelir diye,senin benim,memurun,işçinin,köylünün çocuğu askere gidiyor ve onlar şehit oluyor bir bir…
Terör kurşunuyla evladını yitiren anneler evladının cenazesini kapının önünde görünce sessiz çığlıklarını yüreğine gömen anneler…İhmaller sonucu tren kazasında çocuklarını kaybeden annelerin çığlıkları…
Kömür madenlerinde göçük altında,depremde,kazada,evlatlarını kaybeden anneler…
Televizyonlarda şehit haberlerini dinlerken o çürük raporu alan annelerin yüzü kızarıyor mu,yoksa iyi ki benim çocuğum ölmedi diye mi seviniyor…
Onların anneler gününü kutlamıyorum…
Ülkeleri için hayatlarının baharında asılan üç fidan ve annelerinin neler hissettiğini anlayabiliyor musunuz!
Çocuğunu okutmak için varını yoğunum harcadılar sonra,iş bulup yuva kuramayan evlatları için ağlayan anneler…
Ya gezi olaylarında hayatını kaybeden gençlerimizin mezarının başında ağlayan anneleri gelmiyor mu sizin aklınıza…
Çocuğu çalınıp kaçırılan dilendirilen, ya da terörün kucağına atılan annelerin feryadını duyar gibi oluyorum…
Çocuğunu kaybeden yüreği yaralı annelere allahtan sabırlar diliyorum.
Çocuk sahibi olmak için dünyaya getirmek şart mı?Çocuk Esirgeme Kurumları bir yudum sevgiye muhtaç çocuklarla dolu…
Her kadın yüreğindeki sevgi ve şefkati aktarabilir, büyütüp, topluma yararlı bir insan olarak yetiştirebilir ?
Sadece doğurmakla anne olunmuyor.Kimisi sadece çocuk doğurup, kocasına kendisine baktırmak için ,çocukları gelir kaynağı olarak görüyor.Acınası anneler…
Kimisi de annesi olmadığı halde, kimsesiz kalmış bir yavruyu bağrına basarak, tüm sevgisini şefkatini ona akıtarak, topluma kazandırmaya çalışan, ,onun için canını bile vermeye hazır anneler var…
Yüreklerinden öpüyorum…İşte gerçekten anneliği hak eden kişi bu annelerdir.
Ya sadece dünyaya getirdiği için anne olduğunu sananlara ne demeli…
Çıkarı için çocuğunu terk edip giden ,yıllarca görmeyen anneler…Sizi asla anlayamayacağım…
Dokuz ay yolunu gözleyip yavruma sarıldığım anlar geldi aklıma…Hani o minik parmaklarıyla elinizi sımsıkı kavrayan o tatlı bebek…Bir daha hiç bırakmıyor o eli…Siz de bırakamıyorsunuz…Hep bir bahaneniz oluyor o eli bırakmamak için…
Öğretmen oluşumdan mıdır bilmem,annelik hiç bitmeyen bir okul gibi geliyor bana.Çocuklarımızın başarıları bizim sınıf geçme notumuz oluyor ama asla mezun olamıyoruz.Ya da annelikten istifa edemiyoruz…
Ben anne sevgisini hiç tadamadım…Ben doğduğumda 18 yaşında halam ölmüş ve babannem ben doğar doğmaz almış annemin elinden ve halamın adını koymuş.Sadece arada bir emzirmeyi için veriyormuş anneme.Garibim zaten 15 yaşında anne olmuş…Sonra annemler Kütahya’ya taşınınca ben 12 yaşına kadar anneli-babalı öksüz büyüdüm.Annemle sohbet ederken”kızım ben seni evladım hissedemiyorum ki ,sanki kız kardeşimsin”derdi…O yüzden mıdır nedir,çocuklarımı sevgimle boğuyorum…tadamadım sevgiyi onlara vermeye çalışıyorum…
Biliyorum hepimiz çok bunaldık…Bu Corona günlerinde sokağa çıkmayalım..Ne olur…Annelerimizi kaybedip annesiz kalmayalım…Kendimiz Coronaya yakalanıp,yavrularımızı annesiz bırakmayalım…
Anne sevgisini yaşayabilenler, kıymetini bilin…Gerçekten anne olmayı başaranlar,anneler gününüz kutlu olsun…
Yazıları posta kutunda oku