Necdet Buluz
Koronavirüs ile mücadelede en önemli ilaç, kendimizi korumak olarak görülüyor. Maske takacağız, temastan uzaklaşacağız, gerekirse evden dışarı çıkmayacağız. Şu ana kadar virüs ile mücadelede aşı bulunamadığı için en uygun korunma yolları neyse onu uygulamak durumundayız.
Dünya kavruluyor.
Koronavirüs gün geçtikçe daha iyi tanınmaya başladı. Ancak, virüsün mutasyona uğrayarak ikinci, hatta üçüncü dalga ile yeniden hayat bulabileceği de ifade ediliyor.
Önümüzdeki kış mevsiminde yeni dalgadan söz ediliyor.
Korona virüs salgınına ilişkin açıklamalarda bulunan Bilim Kurulu Üyeleri, vaka sayılarının azalmasına dikkat çekiyor. Alınmakta olan tedbirlere uyulması durumunda hayatın normale dönmeye başlayabileceği de vurgulanıyor.
Bilim Kurulu üyeleri son günlerde ısrarla şunu söylüyor: “Sakın gevşemeyin.”
Havaları ısınıyor. İnsanlar bir aydan fazla ev hapsinde. Koronavirüs konusunda vakaların iyiye gitmesi ile dışarı çıkma özlemi gevşemelere neden olabilir. Bundan endişe ediliyor.
Yukarıda da vurguladığımız gibi en iyi korunma yolu gerek olamadıkça evden dışarıya çıkmamak. Çıkıldığında da maske takmak. Kalabalıklarda bulunmamak. Sosyal mesafeyi korumak. Eve dönünce de elleri bol sabunlu su ile yıkamak. Gerekirse banyo yapmak.
Yüzümüzü Avrupa’ya, Amerika ya da Uzakdoğu ülkelerine çevirdiğimizde koronavirüsten korunmak için sokağa çıkma yasaklarının hem de uzun şekilde sürdüğünü ve bazı ülkelerde olağanüstü hal ilan edildiğini görürüz.
Konu sadece bizi kapsamıyor.
Geleceğimizi, çocuklarımızı korumak, toplumsal kaynaşmayı yeniden hayata geçirebilmek için yapılması gereken neyse biz de bunu yapmak ve uygulamak durumundayız.
O nedenle biz de seslenmek istedik:
“Sakın gevşemeyin.”
Gevşediğimizde çok daha uzayacak ev hapsi, sokağa çıkma yasağı, olağanüstü hal ve hastalıklarla baş başa kalabiliriz. Bu işin şakası yok. Kaldı ki işin ekonomik boyutları da var. İşsiz kalanlar, ev geçindirmekte zorlananlar var. Yaşanmakta olan sıkıntılar daha da büyüyebilir.
Türkiye’de korona virüs vaka artış sayısında azalma olduğuna dikkat çekildi. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleri de söz konusu orandaki azalmanın önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekerek kuralla sıkı sıkıya uyma çağrısında bulundu.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Vaka artış hızımız yavaşladı. Tedbirler sıkı sıkıya uygulanırsa iyi günler bizi bekliyor.” ifadelerini kullandı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise “Geçen hafta sonu sokağa çıkmamanın etkisini bugün görüyoruz. Umarım vaka sayılarımız giderek düşer. Iyi gidiyoruz ama rehavete kapılmamalıyız. Evde kalmak etkili oluyor. En ufak gevşemede tekrar bulaşma hızı ve vaka artabilir ” şeklinde konuştu.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan, salgına ilişkin “Vaka artış hızımız iki haftalık süreçte yüzde 14’ten yüzde 4’e geriledi. İkinci dalganın gelmemesi için tedbirleri taviz vermeden uygulamaya devam etmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Vaka sayılarındaki orana dikkat çekerek 3 Nisan’dan bu yana en düşü verilerin alındığını ifade eden İnan, sözlerini şöyle noktaladı:
“Geçtiğimiz gün toplam 40 bin 520 test yapılırken vaka artış hızı yüzde 4,8 oldu. Bu oran test sayısının artmasına rağmen 3 Nisan’dan bugüne kadar geçen sürede en düşük artış hızı olarak kaydedildi.”
Özetleyelim:
Koronavirüsle mücadelede başarılı olmak kendi elimizde bulunuyor. Bu da Bilim Kurulu’nun aldığı kararları uygulamamızdan geçiyor. Eğer Bilim Kurulu “Gevşemeyelim” uyarısı yapıyorsa bunu da önemsemek ve uygulamak durumundayız.
Umudumuzu yitirmeyelim.
Eninde sonunda virüs ile mücadelede insanlık galip çıkacak, özlediğimiz eski günlerimize yeniden döneceğiz.
Bu yazımızın sonunda hepinize sağlıklı günler dileğimizi iletiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.acebook.com/necdet.buluz