Türkiye’nin ve dünyanın gündemi son haftada virüs salgını sebebiyle değişmiştir ama bu dönemde yayınlanan bir rapor insanların ölümü göze alarak Avrupa’ya gitme isteğinin sebebini açıklamaktadır. Bu göçmenlerin bir kısmı Avrupa ülkelerine gitmeyi başarsa bile bir kısmı da bu yolculukta hayatlarını kaybetmektedir.
Başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun pek çok kentinden Edirne’ye gelen düzensiz göçmenler Yunanistan’la kara sınırının olduğu Karaağaç Mahallesi’ndeki Pazarkule Sınır Kapısı önünde toplanarak Yunanistan’a geçme yollarını aramakta, Yunan kolluk güçlerinin orantısız güç kullanması sonucunda hayatlarını kaybetmektedirler.
Acaba göçmenler bu serüvene neden çıkmaktadırlar? Onları çeken nedir? Gitmek istedikleri ülkelerden çok daha zengin Arap ülkeleri vardır ama onların tercihi batılı ülkelerdir. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2019 yılı rakamlarına göre kişi başına düşen gelir açısından ilk 14 ülke aşağıdadır. Bu ülkelerden beşi, Katar, Brunei, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Suudi Arabistan hem Müslüman ve hem de biri hariç Arap ülkeleridir. Üstelik ilk sırada büyük dostumuz Katar vardır.
Avrupa’ya gitmek isteyenlerin nerdeyse tamamı Müslüman ülke vatandaşları olup, önemli bir kısmı da Suriyelidir. İltica etmek istedikleri ülkelerin arasında yer alan ve 2020 yılında dünyanın en mutlu ülkesi olan Finlandiya bu sıralamada ilk 14 arasına bile girememiş, ancak 23’ncü olabilmiştir. Türkiye ise 187 ülke arasında 53’üdür. Göçmenler neden Katar’a , Birleşik Arap Emirlikleri’ne , Kuveyt’te ve Suudi Arabistan’a gitmeyi tercih etmemektedirler? Üstelik bu ülkeler hem zengin hem de Müslüman’dır. Hac mevsiminde Suudi Arabistan’a gidilmektedir ama bu gidiş dini amaçlıdır.
Uluslararası Para Fonu’na Göre 2019 Yılında Ülkelerin Satın Alma Gücü Paritesine Göre (PPP) Kişi Başına Düşen Gelirleri
Kaynak:
20 Mart 2020 tarihinde 8’ncisi yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu 2020 bu soruya cevap vermektedir. (World Happiness Report 2020) Rapor, çeşitli yaşam faktörleriyle de ilişkili olan kendi yaşamlarının katılımcı puanlarına dayanan makaleler ve ulusal mutluluk sıralamaları içermektedir. 153 ülke vatandaşlarının kendilerini ne kadar mutlu algıladıklarına göre sıralayan küresel mutluluk durumu araştırmasıdır.
Rapor; Gallup Dünya Anketi’nden alınan verilerle ve Ernesto Illy Vakfı, illycaffè, Davines Grubu, Blue Chip Vakfı, William, Jeff ve Jennifer Gross Aile Vakfı ve Unilever’in dondurma markası Wall’s tarafından desteklenen Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı‘nın yayınıdır. Dünya ülkelerinin sıralaması aşağıdadır.
Kaynak:
Rapor, kişisel kapasitelerinde hareket eden bir grup bağımsız uzman tarafından yazılmıştır. Rapor’da açıklanan görüşler, Birleşmiş Milletler’in herhangi bir kuruluşunun, ajansının veya programının görüşlerini yansıtmamaktadır. Rapor’da Türkiye 5,132 puanla 93’ncü sırada yer almıştır.
Dünyada her yıl 20 Mart “Dünya Mutluluk Günü” olarak kutlanmaktadır. Fikir ilk defa 2011 yılında Amerikalı hayırsever, aktivist, diplomat ve BM özel danışmanı Jayme Illien tarafından ortaya atılmıştır. Hindistan’da (Kalküta) dünyaya gelen Illien, ailesi tarafından terk edilmiş bir yetimdi. Rahibe Teresa’nın yetimhanesinde hayatını sürdürürken Amerikalı hayırsever bir kadın tarafından evlat edinilen Illien, BM’de çocuk hakları konusunda yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır.
Illien; mutluluk, refah ve özgürlüğün önceliğini tüm yaşamının merkezine yerleştiren, happytalizmin, yeni bir ekonomik sistemin, sosyo-politik felsefenin ve küresel kalkınma paradigmasının kurucusudur. Rahibe Teresa’nın yetimhanesinde hayatını sürdürürken Amerikalı hayırsever bir konusunda yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Illien; mutluluk, refah ve özgürlüğün önceliğini tüm yaşamının merkezine yerleştiren, happytalizmin, yeni bir ekonomik sistemin, sosyo-politik felsefenin ve küresel kalkınma paradigmasının kurucusudur.
Dünya Mutluluk Raporu 2020’e göre bu yılın en mutlu ülkesi Finlandiya’dır. Ülkelerin; gelir dağılımları, çevre ve güvenlik koşulları, yaşam süresi, sosyal özgürlükler, yolsuzluk oranları, sosyal hayat standartları, kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası, sosyal destekler, sağlıklı yaşam süresi gibi birçok kriterin değerlendirildiği araştırmada, son üç yılda da olduğu gibi bu yıl da Finlandiya 7 bin 809 puan dünyanın en mutlu ülkesi olmuştur. Finlandiya’yı 7 bin 760 puanla Danimarka ve 7 bin 560 puanla İsviçre izlemiştir.
Rapor, dünyadaki en mutlu ülkelerin, en zengin ekonomiler değil, aksine güçlü sosyal devlet ve kurumsal desteği bulunan ülkeler olduğunu ortaya koymuştur. Ülkelerin gelir dağılımları, çevre ve güvenlik koşulları, yaşam süresi ve sosyal hayat standartları gibi birçok kriteri değerlendirmektedir.
Rapor’a göre, birçoğu İskandinav ülkesi olmakla beraber dünyanın en mutlu 10 ülkesinin 9’u Avrupa’da olup, bu ülkelerin 7’si Avrupa Birliği üyesi ülkelerdir. Rapor’da yer alan Avrupa ülkeleri sırasıyla Finlandiya, Danimarka, İsviçre, İzlanda, Norveç, Hollanda, İsveç, Yeni Zelanda, Avusturya ve Lüksemburg’tur.
Geçen yıl yayınlanan 2019 Yılı Dünya Mutluluk Raporu’na göre de dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya iken en mutsuz ülkesi Güney Sudan olmuştur. 156 ülkenin yer aldığı sıralamada 2018’de 74’üncü sırada olan Türkiye beş basamak gerileyerek 79’ncu sıraya düşmüştü.
Türkiye’nin 5 bin 132 puanla 94’ncü sırada bulunduğu bu yılki Mutluluk Endeksi Raporu’nda, Afganistan 2 bin 567 puanla en son sırada yer almıştır. İlk 10’a 5 İskandinav ülkesi girerken, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasındaki ülkelerden 9’u bu aralıkta yer almamıştır. Dünyanın en az mutlu ülkesi 2,577 puanla Afganistan’dır. Bu sebeple kimse Afganistan’a iltica etmek istememektedir.
Rapor’da; son 10 yılda mutluluğun nasıl değiştiğine, bu değişimlere neden olan teknoloji, sosyal norm, çatışma ve hükümet politikalarına yer verilmiş, özel bölümlerinde, cömertlik ve toplum yanlısı davranışlar, mutluluğun oy verme davranışına etkisi, internet kullanımının ve bağımlılığının mutluluğa etkisi araştırılmıştır.
Son dönemde ABD’deki genç neslin dijital medyada harcadığı zamanın arttığına dikkat çekilmiştir. Günde 6 saatten fazla internette, sosyal medya ve mesajlaşma gibi dijital medyada geçtiğinin altı çizilmiştir. Zamanın çoğunu dijital medyada harcayanların bu ortamlarda daha az zaman ayıranlara göre daha mutsuz olduğu açıklanmıştır. Benzer bir durum Türk gençleri için de geçerlidir.