İdlib, cihatçı kaynıyor…

Necdet Buluz

Türkiye ile Rusya arasında 5 Mart’ta imzalanan Moskova Mutabakatı ile M4’ün bir “güvenli koridor” statüsüne kavuşturulmasının Rusya için ayrı bir önemi olduğunu daha önceki yazılarımızda değinmiştik.
Mutabakat sonrası yapılan açıklamalarda “Rusya istediğini aldı” derken, bu konunun önemine değinmiştik.
Nedeni de şu:
Halep’i Akdeniz kıyısındaki Lazkiye kentine bağlayan M4 karayolu Suriye Savaşı’nın 10. yılına yeniden trafiğe açılma ümidiyle girdi. Rus Askeri Polisi, TSK unsurları ile birlikte karayolu üzerinde sınırlı da olsa devriye görevine başladı
Akdeniz ‘e yakın Lazkiye kırsalı yabancı savaşçıların akışı açısından da Rusya’yı uzun zamandır rahatsız eden bir bölgeydi. 12 km derinlikte oluşturulması planlanan “güvenli koridor” temelinde varılan mutabakat, 9 yılı geride bırakan Suriye Savaşı’nda hükümet kuvvetleri saflarında mücadele eden askerlerin de almış oldukları en güzel hediyelerden biri oldu.
Suriye Ordu birlikleri bu Mutabakat sayesinde tek bir kurşun bile atma ihtiyacı duymadan Serakip’ten Lazkiye’ye ilerleyebilirler. Şu anda önleri açılacak gibi görünüyor.
Şam’ı Halep’e bağlayan M5 uluslararası karayolunun M4 ile kesiştiği Serakip’in yeniden Suriye Arap Ordusu birliklerinin denetimine geçmesinin ardından, dikkatler buranın batısının da güvenli hale getirilerek yeniden taşıt trafiğine açılmasına yönelik çabalara çevrildi. Hem karayolu üzerinde TSK unsurları ile birlikte ilk devriyesine çıkan Rus ordu birliklerinin bu alanlarda kontrolü sağlamak için her türlü önlemi alacakları ifade ediliyor.
Ancak sıkıntılar da var.
Neyreb, Eriha, Cisru’ş Şuğur, Bedame gibi cihatçıların denetiminde pek çok beldenin bulunduğu M4 üzerinde gerçeğe dönmesi en azından şimdilik pek mümkün olmayabilir.
Moskova Mutabakatı ile her ne kadar Türkiye ve Rusya askerleri karayolu üzerinde güvenliği sağlamaya dönük ortak devriyeler gerçekleştirecek olsa da, anlaşmaya uymayacaklarını ve yol üzerinde devriye gezecek unsurlara ateş açacaklarını ilan etmiş olan cihatçı gruplar var.
Zaten ilk denetimde bu sıkıntılar ortaya çıktı ve devriye gezisinin kısa sürdüğü açıklanmıştı.
İdlib bölgesinde El Kaide’ye göbekten bağlı Hurrâseddin, Ensaru’t Tevhid, Ensaru’l İslam, Ensareddin, Kafkas Tugayları öyle görünüyor ki rahat durmayacak. Ateşkesi de kabul etmediklerini daha önce açıkladılar.
Bu cihatçılar Ebu İmâre, Tensikiyetu’l Cihad ve Muhacirin Tugayı isimli gruplar ile birlikte İdlib’in kırsalında ne Rus ne de Türk askeri görmek istemiyor.
Geçenlerdeki yazımızda da İdlib’de çok kanlı mücadelenin olabileceğine değinip “Suriye’ye beklenen barış kolay gelmeyecek” demiştik.
Sahadaki gerçekler bunu açık biçimde gösteriyor.
Bir de bölgede etkili olan Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) grupları var.
(HTŞ)’nin nasıl davranacağı da merak ediliyor. Örgütün Türkiye’ye son savaşta verdiği destek için teşekkür etmiş idi. HTŞ’nin bu nedenle M4 üzerinde Hurrâseddin ve müttefikleri ile birlikte aynı yönde hareket etmeyeceği söyleniyor.
(HTŞ)’nin hedefinde Esad’ın devrilmesinden başka bir şeyin olmadığı da biliniyor.
TSK desteğindeki silahlı gruplardan birinin İdlib muhafazasının Türkiye sınırına yakın Sarmada bölgesinde geçtiğimiz günlerde HTŞ militanlarıyla çatışmış olması pek hayra alamet değil. Yerel kaynaklara dayanılarak aktarılan haberlere bakılırsa, çatışma HTŞ’nin Sarmada’da yerel halktan birini tutuklaması akabinde gerçekleşmiş. Çatışma daha geniş bir ihtilafın habercisi olabilir mi, şimdilik bilmiyoruz.
5 Mart Mutabakatı sonrasındaki duruma bakıldığında, Suriye’nin kuzeybatısında anlaşmayı tanıyacak olan ve Türkiye’nin istekleri doğrultusunda hareket edeceği anlaşılan cihatçı gruplar ile M4’ü Suriye’ye kolay lokma yapmayacaklarına ant içmiş cihatçılar arasındaki ayrımın daha belirgin hale geldiğini görmekteyiz.
Mutabakatın harfiyen uygulanmasını sağlamaya dönük olarak Rus ve Türk heyetler toplantılar yaptı. Devriyeler sırasında bölge İnsansız Hava Araçları (İHA) ile de taranıyor olacak ve Rusya Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar olası bir silahlı çatışma durumuna karşı yakın hava desteği vermek üzere bölgede uçuşlar yapacaklar.
Anlayacağınız İdlib yeniden karışabilir ve çok kan akar.
Halep’i Şam’a bağlayan 450 km uzunluğundaki M5 karayolu Şubat ayının son haftası içinde büyük ölçüde açılmıştı. Geçtiğimiz hafta sonu da hükümet kuvvetleri M5’in Ma’arretünnu’mân – Han Şeyhun arasındaki Ma’ar Hitat bölümüne daha önce TSK birliklerince yerleştirilmiş olan barikat ve bariyerleri temizledi ve yolun Hama – Halep arasındaki kısmı 8 yıl sonra yeniden trafiğe açıldı.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

Necdet Buluz - buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir