Necdet Buluz
Daha önceki yazımızda koronavirüsün yeni üssünün Avrupa olduğuna değinmiştik. Şimdi bunun yanına Amerika’yı da ekleyelim. Gelen haberler koronavirüsün çıktığı Çin’in virüsü yendiği ve virüs paniğinin Avrupa ile Amerika’ya sıçradığını görmekteyiz.
Milyonlarca insanı haftalarca karantina altında tutan Çin’de sosyal ve ekonomik hayat yeniden canlanıyor. Ülkede son 24 saatte sadece 8 yeni koronavirüs vakası tespit edildi ve ölenlerin sayısının 7 kişi olduğu açıklandı.
Büyük firmalarda işe dönüşler yüzde 95’i buldu, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ise bu oran yüzde 60 seviyelerinde… Teknoloji devi Apple, Çin’deki mağazalarını yeniden açıyor.
Şurası çok açık:
Çin’in tüm dünyanın gündemini meşgul eden bu salgınla mücadelesindeki başarısı onu sağlıkta bir numara haline getirecektir.
Bir tarafta mücadeleyi başaran Çin, diğer tarafta panik halinde hala mücadeleye başlayamayan ABD ve Batı dünyası var. Türkiye’de önlemlerin daha önce alınmış olmasını da başarılı bulduğumuzun altını çizelim.
Bunu niye yazıyoruz?
Çin bu başarıyı elde ederken, başta ABD ve Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünya ülkeleri panik halinde…
ABD Başkanı Trump’ın çok yakınındaki isimlerin virüse yakalanması, Trump’ın daha da panik olmasına neden oldu. Vaka sayısının 1660’ı aştığı ABD’de virüs neredeyse tüm eyaletlere yayılmış durumda.
ABD’de çok az insan test kitlerine erişim sağlayabildiğinden, gerçekten kaç kişiye koronavirüs bulaştığına dair yetkililerin ve yasa yapıcıların elinde somut veri yok. Amerikan medyası şu sıralar ABD sağlık sistemindeki tıkanıkları gündeme taşıyor.
Çin’in İstanbul Başkansolosluğu Sözcüsü Yang Yun, yaptığı açıklamada ülkesindeki mücadeleyi ve geldikleri son noktayı paylaştı. Kısaca bu açıklamalara göz atalım:
“Çin’de durum iyiye gidiyor, virüsü kontrol altına aldık.”
“Bizim mücadelemizde edindiğimiz deneyimlerimize ve Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamalara göre bu virüsün bulaşıcı gücü yüksek ama tamamen kontrol altına alınabilecek bir virüs, o yüzden paniğe gerek yok.”
“Virüsü atlatmanın diğer bir yolu da kişinin hijyenine ve beslenmesine çok dikkat etmesinden geçiyor. Ellerinizi sık sık yıkayın, bağışıklık gücünüzü yükseltecek besinler tüketin.”
“Çin’de de dünya üzerinde de aşı çalışmaları sürüyor. Şu an en ileriye gitmiş aşı hayvanlar üzerinde test edilmeye başlandı. Diğer aşılar da onu takip ederek ilerletiliyor. Nisan ayında klinik testlere geçilebilir insanlar üzerinde. En umutlu takvim şu an için Nisan…”
“Şu anda virüsün kaynağını tespit edemedik. Bizim bilim insanları ve dünyadaki bilim insanları birlikte çalışıyorlar. Biz bu virüsün doğadan geldiğine inanıyoruz.”
“Bu virüsün sadece Çin’de değil tüm dünyada görülmesi de onun yapay olmadığının ispatı. Dünyadaki diğer ülkeler de virüsle mücadele ediyor onlar da etkilendi. Bir silah ya da savaş olduğuna inanmıyoruz.”
Amerika’daki ve Trump’taki paniği görüyor musunuz?
Test kiti yokluğundan federal hükümete bağlı Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerini (CDC) sorumlu tutan Trump, “CDC test yapma sistemine on yıllarca baktı, araştırdı, ama bir şey yapmadı. Her zaman geniş çaplı bir pandemi için yetersiz ve yavaştı, ama onlar umdular ki, pandemi asla çıkmaz. H1N1 Domuz Gribine verdikleri tepki tam bir felaketti, binler öldü ve test yapma sorununu çözmek için anlamlı hiçbir şey yapılmadı, ta ki bugüne dek”diye konuşuyor.
Önceki yazılarımızda başta İtalya olmak üzere Avrupa’daki koronavirüs vakalarına enine boyuna değinmiştik. Bugün gelinen son noktaya baktığımızda Avrupa ülkelerinin de virüse hazırlıksız yakalandıklarını ve yaşanmakta olan paniğin de devam ettiğini görüyoruz.
Son bir not:
Virüsü yenmeyi başaran Çin, şimdi Avrupa’daki mücadeleye destek ve yardım vermek için harekete geçmiş. Çin’de koronavirüsü yenen hastalardan plazma toplanıp diğer zor durumdaki hastalara verildiği ifade ediliyor. Hatta İtalya’ya da plazma gönderildiği belirtiliyor.
[email protected]
www.facebook.com
Bir yanıt yazın