Necdet Buluz
Geçenlerde coronavirüsten “Turizmimiz etkilenir mi?” başlıklı bir yazı yazmıştık. Bugün de virüsten ekonomimizin etkilenip etkilenmeyeceğine değineceğiz.
Corona virüsünün giderek yayılması sadece insan sağlığını değil, turizmin yanında ekonomiyi de tehdit eder bir noktaya geldi. Çin dışındaki bazı ülkelerde de virüsün görülmesi tehlikeyi daha da önemli hale getiriyor.
Dünyanın en büyük üreticilerinden bir olan Çin ürünlerinin tüketilmesine yönelik kaygılar, sadece bu ülkeyi değil, küresel ticareti ve dolayısıyla ekonomileri de etkilemeye başladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İşletme ve Ticaret Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berna Kırkulak Uludağ, Çin’in ekonomik olarak kayıplar yaşadığını ancak bu aşamada bir felaket senaryosu yazmanın doğru olmayacağını söylüyor.
Uludağ, “Şu an için Çin, ciddi bir tehditle karşı karşıya. Ekonomik kayıpları söz konusu. Ancak İngilizcede bir deyim vardır: “Too big to fail”. Yani batmak için çok büyük. 1,5 milyar nüfuslu bir ülke. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Battı, batacak senaryolarını aklımızdan çıkaralım” diye konuştu.
Çin’de Southeast Üniversitesi’nde yarı zamanlı hocalık yapan ve Avrupa Birliği COST Aksiyonunda “Avrupa’daki Çin Ağı” konulu uluslararası projede Türkiye’yi temsilen Yönetim Komitesi üyesi olan Uludağ, Türkiye ekonomisinin ise Corona virüsünden sektörel bazlı olarak farklı biçimlerde etkileneceğini vurguladı.
Prof.Dr.Berna Kırkulak Uludağ’ın konu hakkındaki söyledikleri şöyle:
“Türkiye’de ilk etapta olumlu etkilenecek olan sektör, konfeksiyon sektörü. Konfeksiyonda, bizim zaten bir üstünlüğümüz vardı. Ancak Çin’in rekabetçi avantajından dolayı sektörde bir kan kaybı yaşandığını söyleyebiliriz. Şimdi özellikle Avrupalı firmaların taleplerini Türkiye’ye doğru kaydırmaya başladığını görüyoruz ve bunun önümüzdeki dönemde de devam edeceğini öngörebiliriz” Ancak, Türkiye’nin bu sektörde kalite ve maliyet konularında özen göstermesi gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Çin dünyanın en büyük enerji tüketicisi. Üretimin yavaşlamasından dolayı, Çin tarafından enerjiye olan talepte ciddi bir daralma görüyoruz. Bu daralmayla birlikte fiyatların düşmesi sadece Türkiye ekonomisine değil, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine de olumlu etki yapacaktır. Krizin Türkiye’de en olumsuz etkilediği sektörlerin başında ise doğal taş ve özellikle mermer geliyor. Türkiye’nin blok doğal taş ihracatının büyük bir kısmının Çin’e yapıldığını göz önünde bulundurduğumuzda, Mart ayında Çin’in Xiamen şehrinde yapılması planlanan dünyanın en önemli mermer ve doğal taş fuarının iptal edilmesi çok önemlidir. Nisan ayında İzmir’de yapılması öngörülen fuara Çinlilerin gelip gelmeyeceği tartışma konusu. Tabii Çin’de talepte daralma olunca Türkiye’nin bu ülkeye mermer ve doğal taş ihraç etmesi zorlaşıyor. Pasteur’un bir sözü var. Şans, durumlara hazırlıklı olma halidir, der. Eğer siz hazır değilseniz, sadece emek yoğun sektörlerle bir yere geleceğinizi düşünmek yanlıştır. En büyük sermaye, beşeri sermayedir. Önce insana yatırım yapmamız gerekir. Gerçekten Çin’den ya da başka faktörlerden kaynaklanan boşluklara ne kadar hazır olduğumuzu sorgulamamız gerekir.”
Bazı istatistiki bilgiler de verelim:
Corona virüs küresel ekonomiyi tehdit ediyor. Birçok ürün ya da ara parça Çin’de üretiliyor ancak ülkedeki fabrikaların bir kısmı kapalı. Sadece üretim değil hizmet sektörü de corona virüs tehlikesi altında.
Dünya en kalabalık turist grubu Çinliler ülke dışına çıkamıyor. Salgının küresel ekonomiye etkisinin 1,1 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. IMF ise Çin’in büyüme oranını yüzde 5,6’ya düşürdü.
Corona virüs salgınından en çok etkilenen ülke olan Çin’de otomobil satışlarında ciddi bir düşüş yaşandığına da dikkat çekiliyor. Yapılan açıklamaya göre, ülkedeki otomobil satışları Şubat’ın ilk iki haftasında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 92 düşüş gerçekleşti.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün bir başka nedeni de şu:
Dünya petrolünün önemli bir miktarı tankerlerle Çin’e gidiyor. Öyle ki Çin’de başlayan salgın nedeniyle üretim durunca petrol fiyatları talep azlığı ve üretim fazlası nedeniyle bir anda 60 doların altına indi. Çin’in petrol talebinin günlük 250 bin varilden fazla azaldığı belirtildi.
Uzun yıllar ucuz iş gücüyle küresel ekonomiyi ülkesine çeken Çin zamanla yüksek değere sahip ürünleri de üretmeye ve tüketmeye başladı. Çin’in üretim ilişkilerindeki yeri hızlıca doldurulamayacak kadar büyük bir alanı kapsıyor.
Örneğin Meksika’daki otomobil fabrikaları üretimlerini sürdürmek için, Çin’e bağlı durumdalar. Otomobillerin üretimi ve montajı Meksika’daki fabrikalarda yapılsa da birçok parça Çin’deki üreticilerden tedarik ediliyor.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın