KUZEY KIBRIS’TA GERGİNLİK

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 29 Nisan cumhurbaşkanlığı seçimlerini baskılamaya başladı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Ankara arasındaki gerilim ve Türkiye’nin artan baskıları,
Türk kesiminde 2004 Annan Planı referandumundan bu yana en büyük siyasi krize yol açtı…

*
KKTC cumhurbaşkanlığı seçimleri için iki farklı düşüncede beş aday yarışıyor.
Birincisi; “Federal Kıbrıs” tır.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile  Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lideri Tufan Erhürman bu düşünceyi savunuyor.
İkincisi; “İki Ayrı Devletli Çözüm ya da İlhak”dır.
Ulusa Birlik Partisi (UDP) lideri ve Başbakan Ersin Tatar, Halk Partisi lideri Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay,
Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı bu düşüncededir.

*
“Federal Kıbrıs” savunusunda mesela, Cumhurbaşkanı M. Akıncı; Kıbrıs’ta iki ayrı devletin gerçekçi olmadığını düşünüyor.
“KKTC’nin tanınmışlığının sağlanmasının mümkün olamayacağı açıktır.
Mümkün olmayanın peşinde koşarak, statükoyu daha da perçinlemenin peşinde değilim.
Ya akıl yolunda ve makul olanda buluşup federal bir ortaklıkta uzlaşacağız,
Ya da bölünmüşlük daha da pekişecek, Kıbrıs Türk tarafının bağımlılık ilişkisi daha da artacaktır.
Biz ne Güney’in azınlığı ne de Türkiye’ye sürekli bağımlı bir alt yönetim olmak istiyoruz” diyor…

*
“İki Ayrı Devletli Çözümü ya da İlhak”ı savunanlar, mesela Ulusal Birlik Partisi (UDP) lideri ve Başbakan Ersin Tatar ise,
“Kıbrıs’ta iki ayrı devlet var. Bu devleti yok etmeye kimsenin gücü yetmeyeceğine göre işin özü ne olursa olsun bu devlet ortadan kalkmayacaktır
Bu devleti içermeyen bir anlaşma yok hükmündedir” diyor.

*
M. Akıncı; Kıbrıs sorununun Türkiye’nin geçmişteki koşullarda adaya müdahalesinin bugüne yansımalarından kaynaklandığına,
Türk askeri birliklerinin geri çekilmeden,
Garantiler sistemi ve müdahale hakları ortadan kalkmadan bir çözüm olamayacağına inanıyor..
Bu yüzden Türkiye’nin  adada güvenlik, barış ve refahın üstün gelmesi için AB müktesebatı ve BM kararları temelinde bir çözüme varmasını öngörüyor.
Türkiye’yi Kıbrıs’ın denizlerinde, ara bölgede veya Mağusa’nın  Varoşa bölgesinde gerginliği tırmandırıcı taktiklerde ısrar etmemesini istiyor.

*
Ersin Tatar ise  İki Ayrı Devletli Çözümün yani  “İlhak”ın Türkiye’nin gizli gündemi olduğundan yanadır.
Türkiye bu güne kadar resmi olarak Kıbrıs’ın kuzeyini ilhak etmekten bahsetmemiştir.
Ama Kıbrıs sorununa bir çözüm bulamayan AKP iktidarı bir gün fiili olarak Kuzey Kıbrıs’ı bir Türk vilayeti haline getirecektir!
Kıbrıs Türklerinin de  siyasi varlık olarak kimliklerini kaybetmesinde bir beis yoktur!

*
AKP hükümeti, Cumhurbaşkanı M.Akıncı’nın İngiliz gazetesi The Guardian’a  verdiği röportajda,
Kıbrıslı Türklerin Ankara’nın işlerine karışmasına karşı çıktıklarını ve kuzeyin olası ilhakını “kabus senaryosu” olarak gördüğünü söylemesine çok içerledi.
M.Akıncı’yı Dışişleri Bakanı M. Çavuşoğlu, “güvenilmez” ve “terörizmin destekçisi”,
Ultra milliyetçi  Devlet Bahçeli, “hain” ve “Kıbrıslı Rum” olarak etiketledi.
Bir AKP’li Metin Yavuz ise, “Aslında Akıncı bir çöpcü dahi olmaz. Llider olmadan önce erkek olması gerekir” dedi…

*
Ultra milliyetçilerin desteklediği islamcı ve Osmanlıcı AKP hükümeti;
Akıncı’yı Türkiye’nin jeopolitik planlarına meydan okuyabilecek,
Aynı zamanda Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerle olan ilişkisini de etkileyebilecek tek politikacı olarak görüyor.
Ne denirse densin, M.Akıncı ve destekçileri “Kıbrıslılık” görüşlerinden ödün vermeyi reddediyor…
26 Nisan seçimleri öncesinde saldırılarıyla Ankara hükümeti ve  “Federal Kıbrıs ” düşüncesindeki Kıbrıs Türk liderleri ile taraftarları arasında kutuplaşma giderek artıyor.

*
Bu sırada Ankara ve Kuzey Kıbrıs hükümetleri, Gazimağusa’da  (Famagusta) 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan bu yana  kapalı Maraş’ın,
Yerleşime açılmasına ve turizm başkenti haline getirilmesine karar verdiler..
KKTC hükümeti Ankara’nın kararına Cumhurbaşkanlı’ğına bilgi vermeden katıldı.
Önce “Yalnız envanter çalışması yapacağız” denildi, sonra yerleşime açacaklarını belirttiler.
Bazen “Burası tamamen Evkaf’a aittir” derken, bazen Rumları kastederek “Eski sahiplerine vereceğiz” dediler.
Bütünlük ve tutarlılık sergilemediler.

*
Cumartesi günü,Türkiye Barolar Birliği Maraş’ta Kıbrıs konferansları çerçevesinde ‘Hukuki, Siyasi Ve Ekonomik Yönleriyle Kapalı Maraş Açılımı” başlıklı bir toplantı tertipledi.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs hükümetlerinden en üst düzey katılım oldu..
Yuvarlak masa toplantısına Türkiye’den Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül katıldı.

*
Maraş, BM Güvenlik Konseyi kararı ile hem yerleşime hem de iskâna kapalıdır.
Famagusta kent yönetimi Türkiye’nin Maraş’la ilgili planları nedeniyle BM’ye protesto notası verdi.
Mağusa İnisiyatifi, Sol Hareket, Yeni Kıbrıs ve Birleşik Kıbrıs partileri, Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sen., Öğretmenler Sen., Basın Sen ve DEV İŞ  Zirve’yi protesto etti.

*
M.Akıncı, Maraş toplantıda konuştu.
18 Temmuz 2017’de Cumhurbaşkanlığı’nda  tüm parti liderleri ve Türkiye Dışişleri Bakanı’nın katılımı ile yapılan toplantıda;
Maraş’ın BM boyutu olan çetrefilli bir konu olduğu ve ciddi değerlendirmeler sonrası Cumhurbaşkanlığı’nda,
Yine tüm tarafların bir araya gelmesiyle ele alınması üzerinde uzlaşıldığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan habersiz açılım yapmaya karar veren hükümetleri eleştirdi.

*
Ve uyardı; “Elbette, Maraş böyle atıl kalmamalı!
Ancak seçim öncesinde yapılan bu girişim, gerek herkesin rahatlıkla anlayabileceği hedefleri, gerekse katılım kapsamı ve zamanlaması açısından hatalı olmuştur.
Arzulanan hedefe hizmet etmeyeceği de çok açıktır.
Maraş konusu ancak uluslararası hukuk içinde, BM ile çatışmadan; çözüme katkı sağlayacak biçimde ele alınırsa anlamlı olur” dedi.

*
M. Akıncı, adanın üniter bir devletten bölünmeye geçişini yaşayan nesli temsil eden,.
Kıbrıs sorununa bir federasyona dayalı bir çözüm talebinin doğmasına ve olgunlaşmasına tanıklık eden son politikacılardan biridir.
Bu sorumlulukla federal bir çözüm lehine net bir şekilde konuşuyor…
Akıncı güçlü bir yetkiyle seçilirse, Türkiye’nin bunu tanıması ve saygı duyması gerekecek,
26 Nisan, Kıbrıslı Türklerin kimliklerini koruyup- korumayacağını gösterecektir…

17. 2. 2020  

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir