Necdet Buluz
Tarım sektörünü çok önemsiyoruz. Bu nedenle de tarıma ve bu işle uğraşanlara her alanda destek verilmesi gerektiğini savunuyoruz. Tarım alanlarının talan esilmesi, girdi fiyatlarındaki yükselişler ve üreticinin borç batağından çıkamayacak duruma gelmesi bu sektörün de can çekişmesine neden oldu.
Üretim azalanınca ürün pahalılaşıyor. Pahalılık nedeni ile bizi yönetenler ithalata sarılıyor. İthal ürün ise piyasada pek tutmadığı gibi yerli üreticiyi de mağdur ediyor. Bu nedenle tarımı bırakanların sayısı her geçen gün daha da artış gösteriyor.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanların en önemli sıkıntısı girdi fiyatlarının giderek yükselmesi olarak gösteriliyor. Girdi fiyatları yükseldikçe üretilen mal para etmiyor, üretici para kazanamıyor. Üstelik borçlarını da ödeyemez hale geliyor. Bu durum karşısında tarımı bırakmaktan başka bir çözüm yolu da bulamıyor.
Her zaman olduğu gibi bugün de devletin resmi kurumu TUİK’in verileri ile yola çıkmak istedik:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 Ocak dönemi tarım ürünleri üretici fiyat endeksi verilerini açıkladı. Buna göre; Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2020 yılı ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 3,02, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,02, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,41 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 21,48 artış gerçekleşmiş bulunuyor.
Sektörlerde bir önceki aya göre değişimin; tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,94, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 3,37 ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 5,54 artış gerçekleştiğini görüyoruz.
Ana gruplarda bir önceki aya göre değişim; çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,60 azalış, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 2,55 ve tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 5,82 artış gerçekleşti.
Yıllık en fazla azalış yüzde 20,07 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular alt grubunda oldu. Alt gruplar itibarıyla 2020 yılı ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösteren diğer alt grup yüzde 10,27 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 43,58 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler, yüzde 39,39 ile turunçgiller oldu.
Alt gruplar itibarıyla 2020 yılı ocak ayında en az artış gösteren diğer alt grup ise yüzde 0,37 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağılar alt grubu oldu. Buna karşılık, 2020 yılı ocak ayında artışın yüksek olduğu diğer alt gruplar sırasıyla, yüzde 11,19 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve yüzde 3,95 ile turunçgiller oldu.
Ocak 2020’de, endekste kapsanan 86 maddeden, 1 madde bu ay endekse girerken, 18 maddenin ortalama fiyatında azalış gerçekleşti. 9 maddenin ortalama fiyatında değişim olmazken, 58 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.
Şurası da bir gerçek:
Tarım sektörü ne kadar canlanırsa dışa bağımlılığımı da o kadar azalacaktır. Dikkat edilecek olursa bugün buğday başta olmak üzere hemen her çeşit ürünü ithal etmek durumunda kaldık. Eti ise yıllardır ithal ediyoruz ama hala et konusuna çözüm bulamadık.
Bir önemli nokta daha var:
Tarım sektörünü canlandırmak, aynı zaman artan işsizliğe de önemli ölçüde destek demektir. Tarım sektörü işsizliğe çözüm olarak da değerlendirilmelidir. Geçmişte bu sektörün ne kadar yük kaldırdığını yakinen bilmekteyiz.
Dikkat edilecek olursa et ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının önüne geçilemiyor. Et ithalatı yıllardır yapılmasına rağmen soruna çözüm olamadı.
Tarımı bırakanlar tarlalarını ve bahçelerini da satıyor. Bu alanlar zamanla elden çıkıp, yapılaşma ile tam bir taş yığınına dönüşüyor. Bu nedenle bir tarım ülkesi olan Türkiye, elden çıkan tarım arazileri nedeni ile giderek fakirleşen bir ülke konumuna doğru yuvarlanıyor.
Demek ki, ithalat çözüm getirmiyor.
Yerli üretimi terk etmemek gerekiyor. Üreticiyi bu açıdan değerlendirdiğimizde desteklerle üretmeye teşvik etmek Türkiye’nin de en kısa zamanda önünü açacaktır.
Üretim olan yerde bolluk olur, ucuzluk olur, barış ve refah olur.
Yukarıda da vurgulamaya çalıştığımız gibi tarım sektörünü ayağa kaldırdığımızda işsizliğin de büyük ölçüde azalmaya başladığını görmüş olacağız. Yerli üretimle ithalat kalemlerinde de azalma olacak, dışa bağımlılığımız azalacak, paramız kasamızda kalacaktır.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın