Necdet Buluz
Türkiye bir tarım ülkesi olmasına rağmen yıllardır uygulanan yanlış politikalar nedeni ile et ve sütçülük konusunda sıkıntılar çekiyor. İthalata dayalı et ve süt ihtiyaçları da şu ana kadar giderilemedi.
Süt fiyatlarındaki artış, doğrudan süt ürünlerini de vuruyor. Yoğurt, peynir, kaymak gibi süt ürünleri pahalandı. Üreticiler “Eğer süt üretiminde randıman düşmeye devam ederse süt ve yan ürünlerinin fiyatları daha da artabilir” uyarısı yapıyor.
Süt üretiminde düşüşlerin sürdüğü belirtiliyor.
Süt üretimi konusunda yapılan açıklamalar da var.
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin, Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl süt üretiminde Konya’nın 1 milyon 315 bin 120 tonla birinci, İzmir’in 1 milyon 252 bin 964 tonla ikinci, Balıkesir’in 792 bin 883 tonla üçüncü sırada yer aldığını söyledi.
Geçen yıl süt üretiminde 2018’e göre düşüş yaşandığını anlatan Keskin, ancak bu yıl üretimin iyi olduğunu ve 2020 yılının verimli geçmesinin beklendiğini ifade etti.
Yem fiyatları ile süt üretimi arasında bağlantı olduğunu belirten Keskin’in konu ile ilgili açıklamaları da şöyle:
“Süt üretimi bir önceki yıla göre düştü. Bunun sebeplerinden biri de yem fiyatlarının artması. Ancak son zamanlarda süte gelen zam ve yem fiyatlarının düşmesi ile üretim istikrarlı hale gelmiştir. Bakanlığımız ile yaptığımız görüşmeler sonucunda yem fiyatları frenlenmiştir. Bu şekilde devam ettiği sürece süt üretimi ve hayvancılık istikrarlı bir şekilde devam edecektir. Yem fiyatları, girdilerin yüzde 70’ini oluşturuyor.Yem fiyatları artınca üretici mağdur oluyor ve üretimden çıkıyor. Bakanlığın, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile yaptığı dengeleme ve frenleme çalışmalarının sonuç verdiğini, bu sayede üreticinin yüzünün bir nebze de olsa güldüğünü görüyoruz. TMO’nun üretici ve yem sanayicisi arasında köprü görevi görmesi de önemlidir. Çünkü TMO ucuz yemlik buğday ve arpa vererek bu sıkıntıyı frenliyor. Fiyatları belli bir seviyede tutuyorlar. Bu şekilde devam ederse bir sıkıntı olmayacağını düşünüyoruz. TMO hem üreticiyi hem de yem sanayicilerini koruyor. Ülkemiz bir tarım ve hayvancılık ülkesidir. Türkiye’nin sütü kendisine yeter. Bu sektöre biraz daha önem verdiğimiz sürece süt ihracatı, hayvan ihracatı yaparız. Ama yeter ki köydeki işletmeler iyi örgütlenip iyi desteklensin.”
Tekirdağ’da üreticilik yapan Mehmet Katırcı da süt fiyatlarının yeterli düzeyde olmadığını belirtti. Üreticilere desteğin artırılmasını gerektiğini vurgulayan Katırcı, “Girdilerimiz çok yüksek. Üretimin devam etmesi için desteğin artması lazım. Süt fiyatları en az 2.5 -2.6 lira olmalı” dedi.
Şimdi de TÜİK’in verilerine bakalım:
Türkiye İstatistik Kurumu, Şubat 2019’a ilişkin süt ve süt ürünleri üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, toplanan inek sütü miktarı, şubatta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 7,8 azalarak 751 bin 17 ton oldu.
Ticari süt işletmeleri tarafından gerçekleştirilen içme sütü üretimi de yüzde 16,5 azalarak 128 bin 986 tona geriledi. Aynı dönemde inek peyniri üretimi yüzde 2,8 azalışla 54 bin 757 tona düştü. Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri üretimi ise yüzde 67,5 azalarak 743 ton oldu.
Yoğurt üretimi, şubatta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1,2 düştü ve 89 bin 116 ton oldu. Ayran üretimi ise yüzde 1,8 azalarak 53 bin 527 tona geriledi.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış toplanan inek sütü miktarı, şubatta bir önceki aya göre yüzde 2,2 azaldı. Şubatta takvim etkisinden arındırılmış toplanan inek sütü miktarı da geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 7,8 azaldı.
Uzmanların konu hakkındaki ortak görüşünü de yansıtalım:
“En önemli nedeni yanlış politikalar. Etteki kriz geri dönüp sütü vurmaya başladı. Özellikle dikkat edilmesi gereken bir veri de koyun keçi manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri yüzde 67,5 azaldı. Artık insanlar kırmızı et yok diye hayvanlarını kesiyor, kırmızı ete çalışıyor. Süte çalışmıyor. Bu durumda Türkiye’nin içinde bulunduğu krizin de etkisin de olduğunu söyleyebiliriz. Alım gücü düşüyor. Yanlış politikalar bu sefer de sütte kendisini gösterdi. Süt fiyatlarını üretici belirleyemiyor. Artan girdi maliyetlerini fiyata yansıtamıyor. Süt konseyi belirliyor. Bu beklenen bir durum. Üretim Ocak, Şubat aylarında azalır. Ama geçen yılın aynı ayına göre baktığımız zaman da düşüş söz konusu.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz