Sosyolog Mümin Sekman, bakınız ne güzel yazmış:
Ülkemiz Ortadoğu’lu bir zihniyet tarafından,
Ortadoğu’lu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.
Ortadoğu’luluk nedir bilir misiniz?
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğu’luluktur.
-Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğu’luluktur.
-Müteahhit’i yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-Üniversite’leriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğu’luluktur.
-“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek Ortadoğu’luluktur.
-İmam’ları yüceltip, filozof’ları aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğu’luluktur.
-Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğu’luluktur.
-Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğu’luluktur.
-Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğu’luluktur.
-Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğu’luluktur .
-Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var” diye kendini avutmak Ortadoğu’luluktur.
-Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğu’luluktur.
-Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak Ortadoğu’luluktur .
-Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğu’luluktur .
-Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak Ortadoğu’luluktur .
Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyorsunuz, neden? Çünkü ortalama bir Ortadoğu’lunun beyninin yüzde 75’i dinle kaplıdır. Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır.
Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar.
Dinle ilgili olmayan pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!
Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı gibi bir şey.
İronik bir şekilde, Ortadoğu’lular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiye’ye geliyor.
Türkiye’nin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğu’lulaştırıyor.
Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum.
Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görüyorum.
Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar.
Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder. Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?
Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım. Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.
Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.
Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim” notu. Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç
anlaşıldığını biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!
Az gelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır: İdrak gecikmesi! Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!
“Coğrafya kaderdir” der, Ibni Haldun, bizim kaderimiz de idrak gecikmesi…!!!
Mümin Sekman
Sosyolog
Yazıları posta kutunda oku