Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek MedyaGazetesi.com’dan Eren Talha Altun’un sorularını yanıtlarken, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Perinçek : Vatan Partisi bir Karadeniz- Akdeniz dostluk ve barış planı yaptı.
Kanal İstanbul Projesi Hakkında Düşünceleriniz Nedir ? Bu Projenin asıl amacı nedir ? Projenin yararı ve zarari ne olacaktır ? Ne için bu projeye gerek duyuluyor?
Bu projenin gerçekleşme şansı yoktur. Göreceksiniz bu proje hayata geçmeyecek. Hangi amaçla gündeme getirildi onu hükümetimize sormak lazım. Ama anlaşılır gibi değil. Yani ekonomik bakımdan , güvenlik açısından , ne de doğa insan ilişkileri açısından bu projenin anlaşılır bir tarafı ve Türkiye’ye yararlı bir yönü yok. Ekonomide ele alalım. Siz buraya 70 milyar Türk lirası bir yatırım yapıyorsunuz. Verilen rakam bizzat Cumhurbaşkanının ifade ettiği rakam. 70 milyar lira ile Türkiye’de öyle işler yapılabilir o kadar verimli yatırımlar sunulabilir ki bu Kanal İstanbul tercihi yanlış bir tercih. Ayrıca oradaki çok önemli tarım alanlarını , aynı zamanda doğal bakımından korumamız gereken İstanbul’un nefes almasına hizmet eden ormanları bunları yok ediyoruz. Orada betondan bir kanal açıyoruz.Bu kanalın Aynı zamanda Hani başına Deli Dumrul oturacak geçenden 5 akçe geçmeyenden 10 akçe alacak. Bu şekilde de bir verimliliği yok. Çünkü artık büyük petrol ve doğalgazı nakleden boru hatları döşeniyor ve öyle denizden geçişlerin yükü azalıyor. O açıdan da anlamlı değil. Kaldı ki bugünkü İstanbul boğazı bu hizmetleri iyi planlandığı zaman görecek özellikte Bir de İstanbul boğazı’nı tek başına düşünmeyelim.Çanakkale Boğazı ile beraber siz İstanbul Boğazının yükünü azaltmanız için Çanakkale boğazının da yükünü azaltacaksınız birini azaltıp diğerini azaltmadığınız zaman o anlayış O da bir yığılmaya neden olacaktır.Diyelim İstanbul Boğazından geçenler Çanakkale boğazına yığılacaktır. Çanakkale boğazından Geçenlerde zaten İstanbul boğazından geçebiliyor ya o bakımdan da anlamsız. Gelelim güvenliğe. Güvenlikte Trakya ile Anadolu arasında ikinci bir deniz geçiş mecburiyeti koyuyoruz. Yani köprülerden iyi ama o Köprüler güvenliği tehdit eden durumlar da savaş durumlarında bombalandığı zaman Trakya ile Anadolu arasındaki hatlarda tehlikeye girmiş oluyor. İkincisi Montrö tartışmalı hale geliyor. Yani Montrö biliyorsunuz 1956 yılında , 20 yıllık süre doldu ve 1956 yılından sonra da Montrö Antlaşmasına sözleşmesi’ne göre imza atan ülkelerden herhangi biri feshini ihmal ettiği zaman. 2 yıl içinde fesh edilmiş oluyor ve yeniden imza eden ülkelerin oturup bir anlaşma yapması gerekiyor. Halbuki Montrö ile elde edilen Türkiye’nin konumu Yani boğazda asker bulundurmak boğazların egemenliği gibi Türkiye’yi güçlendiren ve Karadeniz ülkelerini güçlendiren bütün kazançlarımızı bu sefer tekrar ortadan kaldırmış oluyoruz. Güvenlik açısından da son derece zararlı. Doğa insan ilişkileri açısından da orada bir kanalın açılması doğadaki dengeleri bozmaktadır. Bu açıdan Kanalın yapılmasının hiçbir verimli ve güvenlik ve ekonomi açısından izah edilebilir bir tarafı bulunmuyor. O bakımdan karşıyız kaldı ki o 70 milyar kaynak nereden bulunacak? Türkiye’nin ciddi bir ekonomik sıkıntısı var ve yatırıma büyük kaynaklar ayrılması gerekiyor o 70 milyar lirayı doğru kullanmak , planlı kullanmak önümüzdeki görev. 70 milyar lira çok büyük bir kaynak 70 milyar lirayla neler yapılmaz? Yani istihdam açısından yatırdığınız zaman on binlerce insanın çalışacağı yatırımlar yapılır. 70 milyar lirayla o bakımdan isabetli bir seçenek değil.
Amerika Birleşik Devletleri ile İlişkilerimizin Türk Dış Politikasındaki Yeri ve Önemi Nedir ?
Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimiz 1945’te başladı. Ama esas 1980’den sonraki süreç bizim için çok vahim sonuçlar doğurmuştur. 1980’de Dünya ekonomisi ile bütünleşme programı uygulanmaya başlandı. Yani neo-liberal dışa açılma dedikleri ve bunun sonucunda Türkiye şu anda 500 milyar dolara yakın bir dış borcu battı. Yani iflas noktasına geldi. Ekonomide Amerika’nın bizim için ifade ettiği anlam boğulmak. Yani boş batağında boğulmak. Güvenlikte ise açıkça, PKK’yı destekleyerek FETÖ’yü destekleyerek Türkiye’yi parçalamaya ve Ankara’yı ele geçirmeye çalışıyor. Darbeler tezgahlıyor. Düşman konumumuzda o bakımdan ekonomide boğulmayı temsil ediyor. Amerika güvenlikte ise bizim parçalanmamızı temsil ediyor. Onun için Türkiye’nin Önümüzdeki süreçte ve arkada kalan dönemde siyaseti Amerika’dan bağımsızlığını korumak, dolayısıyla ekonomisini özgürce geliştireceği koşullara kavuşmak ve korumak için de Amerika karşı vaziyet almalı. Dolayısıyla Türkiye’nin önünde kuracağı strateji , Amerika ve İsrail tehdidine karşı hem karada hemde Doğu Akdeniz’de Ekonomik planda mevzilenmeyi gerektiriyor. O nedenle Türkiye ile Amerika ilişkilerinin stratejik olarak hasmane olduğu apaçık ortada.
Türkiye’nin ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları açısından mevcut tezleri nelerdir? Akdeniz’deki mevcut tezlerinin uluslararası hukukla uyuşmayan bir yönü var mı? Türkiye, Doğu Akdeniz’de nasıl bir politika izliyor?
Güney Kıbrıs bir adanın Güney kısmına hükmediyor ve kalkıyor Kara devlet imiş gibi iddialar ile ortaya çıkıyor. Halbuki iç denizlerde , Adaların deniz alanındaki hükümranlığı ile kara yerin hükümranlığı farklı. Diyelim küçücük bir adanız var. Meis Adası siz kalkıp da veya da Güney Kıbrıs Güney Kıbrıs’tan 200 millik Kıta sahanlığına sahibim gibi iddialarla ortaya çıktığınız zaman bir avuç içi kadar bir toprak parçası ile Türkiye’nin Suriye’nin Efendim İsrail’in lübnan’ın bütün bu Doğu Akdeniz ülkelerinin elinde bir şey kalmıyor yani Deniz kalmıyor. Yani onun için Güney Kıbrıs’ın , Adanın bir Güney parçası olduğunu unutmamak lazım onların statüsü kara sınırları Kara Devletleri gibi değildir yani Türkiye’nin Suriye’de Mısır’ın Efendim Libya’nın haklarıyla , hatta Yunanistan’ı da katalım. Yunanistan’ın haklarıyla Güney Kıbrıs’ın haklarını eşit görmek Güney Kıbrıs’a bir Kara Devleti gibi eşit muamele etmek , ada devleti olduğu halde halbuki o Devletinde hukukiliği , yasallığı tartışmalıdır. O koşullarda büyük bir yanlış olup bu deniz hukukuna da aykırıdır. Türkiye’nin orada Doğu Akdeniz’de en geniş en uzun kıyısı olan ülke olması nedeniyle Doğu Akdeniz’de Doğu Akdeniz’in deniz kaynaklarında çok geniş hakları var Ama tabi Türkiye aynı zamanda bu haklarını Suriye ile mısırla libyayla karşılıklı anlaşmalar yaparak karşılıklı yarar esası gereği değerlendirici bir politika izlemesi gerekiyor Libya ile yapılan anlaşmada buna hizmet etmektedir.
Bu anlaşmanın Suriye Lübnan ve Mısır ile yapılacak anlaşmalarla sürdürülmesi Türkiye’nin Menfaatinedir. Öyle bir kıyıdaş ülkeler kavramı hükümet tarafından şimdi ifade ediliyor. Dolayısıyla bu yönde de bir politika gelişmektedir Libya ile yapılan anlaşma tarihi değerdedir. Yani her iki ülke Deniz yetki alanlarını ortaya koydular ve bu örnek bir anlaşmadır. Aynı anlaşmanın Mısır ve Suriye ile de yapılması gerekir. Yunanistan ilişkilere gelince Tabii Ege’de Doğu Akdeniz’in parçası. Yunanistan çok büyük bir hata yapıyor. 1. Dünya Savaşı sonrasında yaptığı hata gibi , o zaman İngilizlere çok güvenmişti. Sonuçları çok ağır oldu onlar açısından E şimdi Amerika’ya güveniyor bunun da sonuçları çok ağır olacak aslında Yunanistan’ın Amerika ile paylaşması Nihayet önüne atacağı kemikleri almasıdır. Amerikan’ın ona vereceği İsrail’in ona vereceği kemikleri almasıdır. Halbuki Türkiye ile kardeşce ilişkiler içerisinde bu sorunları Yunanistan çözebilir. Benim bu konudaki Yunan basınında çıkan açıklamalarım çok büyük ilgi gördü.
Libya, uluslararası toplum için neden önemli? Türk askeri neden Libya’ya gidiyor? Bu konuda görüş ve düşünceleriniz nelerdir ?
Libya petrolü son derece kaliteli olan bir ülke. İkincisi yani rafineri de Falan filan uygulamalara gerek olmadan neredeyse çıkarttığınız haliyle çok verimli bir şekilde kullanılabilecek çok değerli bir petrolü var Lİbya’nın . ikincisi Doğu Akdeniz bugün bütün çelişmelerin Odağı haline geldi. Bu iki nedenle Libya çok önemli Türkiye – Libya ilişkileri de geleneksel en son yaptığımız anlaşmada Libya ile Ufuk açıcı oldu ve dengeleri değiştirdi. Rusya’da bu anlaşmaya dahil oldu. O bakımdan Türkiye şimdi Doğu Akdeniz’de çok kuvvetli bir konum kazandı. Türk askeri oraya Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki güvenliğini sağlamak ve Türkiye Libya anlaşmasının yürürlükte olması ve bu anlaşmayı bozacak tehditlerin göğüslenmesi için gitmiştir ve başarılı olmuştur. Bakın Türk asker oraya gidince Doğu Akdeniz’deki bütün dengeler değişti ve Hafter de Putin’e yalvarmaya başladı.
Türkiye orada anlaşma yaptı. Birleşmiş Milletler tarafından yasal olarak kabul edilen rejime destek oluyor. Türk askeri böylece Türkiye’nin güvenliğini korumuş oluyor . Karşı tarafta hafteri destekleyenleri görüyoruz. Amerika Suudi Arabistan Körfez şeyhlikleri , ve İsrail çok açıktan destekler gözükmüyor ama aslında o da o cephede. Yunanistan’ı da unutmayalım ve Güney Kıbrıs’ı. Yani Doğu Akdeniz’de Amerika Birleşik Devletleri , İsrail , Yunanistan , Güney Kıbrıs bu dörtlü arasında arasında bir ittifak oluştu. Hem Doğal kaynaklara el koymak gasp etmek amacıyla , hemde askeri bakımdan Türkiye’yi tehdit eden , açıkça tehdit oluşturan bir ittifak oluştu . Türkiye’de buna karşı kendi ittifak birimini oluşturuyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Terörle mücadelesinde Nasıl bir politika izlemesi gerekiyor ? Yapılan çalışmalar yeterli mi ? Neler yapılabilir?
2015’e kadar çok büyük yanlışlar yapıldı. Kürt açılımı adı altında 2010’dan sonra hükümetin yaptığı işler PKK’ya yaradı. PKK’nın oralarda Hendek kazması yığınak yapmasına ve aynı zamanda toplum içerisinde bir güç oluşturmasına ve bir moral kazanmasına hizmet etti.. Neyse 2015 24 Temmuz’dan itibaren PKK’yı hendeklere gömme Harekatı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başladı. Bu Bir dönüm noktası. Vatan savaşı diyoruzu biz buna. Ve Vatan Partisi bu vatan Savaşını en ön cephede birlikte yürütüyor , Türk milleti ile Türk devleti ile Türk ordusu ile Türk polisi ile birlikte. Politikalar düzeldi ve buna cevap olarak Amerika 15 -16 Temmuz 2016’da Ankara’da Darbe yapmaya kalktı ve Türk Amerikan Savaşının çok kanlı bir seyrini O birkaç gün izledik yaşadık ve o mücadelenin en başında merkezde Vatan Partisi vardı.
Bu darbeyi göğüslemede ilk tavrı aldı ve Türk ordusuna Türk polisine görevlerini hatırlatan kararlı bir mücadele yürüttü. Vatan Partisi. Sonuç itibariyle Amerika’nın darbesi ezilmiş oldu. Arkasından da Türkiye zincirlerini kırdı. Amerika’nın İsrail ile kurduğu Terör koridoruna Türk ordusu 24 Ağustos 2016’da girdi. Arkasından peş peşe Zeytindalı , Afrin Harekatı ve en son Barış Pınarı Harekatı Bunlar Amerikan Emperyalizmi ile Türkiye arasındaki dolaylı savaşlardır. Terörle mücadelede Böylece gerçek mevzisine oturdu.
Türkiye bu süreçte dostlarını keşfetti yani Rusya İran gibi astana sürecindeki müttefiklerini keşfetti ve mevzisini sağlamlaştırdı. Onun için terörle mücadele hem FETÖ’ye karşı hemde PKK’ya karşı başarılı bir şekilde devam etmektedir.
Günümüzde Türkiye – NATO ilişkileri Ne durumdadır ? Türkiye NATO ‘ya karşı nasıl bir tutum izlemeli ? Dış Politikada Türkiye’nin nasıl bir strateji uygulaması gerekiyor.
Türkiye’nin Karadeniz’den Umman denizine kadar bir strateji kurması lazım. Yani bakıyoruz , Türkiye’nin Karadeniz’de çok önemli hakları var ve Karadeniz’de Rusya gibi Abhazya Devleti gibi Bulgaristan gibi önemli dostları var ama Karadeniz’den de Türkiye’yi kuşatmaya yönelik Amerikan planları da var. Amerika Türkiye’nin izni olmadan Karadeniz’de Gemi çıkaramaz Montrö Antlaşmasına göre düzenlenmiştir. Olay ama Amerika Gürcistan’da üs kurarak Romanya’da üs kurarak hatta Bulgaristan’da üs kurma teşebbüsleri ve Ukrayna Amerika’nın avucunda şu anda ve dolayısıyla Karadeniz üzerinden de Türkiye ve Rusya’ya tehditler yöneliyor.
Onun için Türkiye’nin Karadeniz Ege Akdeniz Suriye ve Irak’ın kuzeyi İran Hürmüz Boğazı ve ta umman denizine kadar bir strateji Kuruması lazım Türkiye’nin şu andaki hatası böyle bir strateji henüz kurmuş olmaması. Ukrayna’da başka bir mevzide Ege’de daha başka mevzide Akdeniz’de başka bir mevzide Suriye’nin kuzeyinde başka mevzi İran , Irak’ın Körfezi’nde başka mevzide falan bunlar çok yanlış. Yani bizim Karadeniz’den Umman Denizine kadar karşımızdaki güç beizi tehdit güç Amerika İsrail eksenli onun yanında Yunanistan var. Suudi Arabistan vesaire var öte yandan bizim Yanımızdaki Güçler de belli başında bunun Rusya geliyor. İran geliyor zaten. Bunlar bizim astana sürecinde ortaklarımız Suriye çok önemli Mısır yine bölgemizde çok çok önemli. Lübnan, Libya yani Türkiye’nin bölgede önemli stratejik ittifakları var bütün tamamında bu bölgenin Yani diyelim Kırım’da ondan sonra Azerbaycan’da Gürcistan Abhazya ilişkilerinde Ege’de Doğu Akdeniz’de Umman denizde bütünsel bir stratejinin parçaları olarak ele almak lazım. O açıdan Türkiye’nin Abhazya Cumhuriyeti’ni tanıması şart. Bu bizim Rusya ile olan ittifakımızı daha da güçlendirecek. Karadeniz’deki kozlarımızı artıracak. Bunun karşılığında da Abhazya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımaya hazırlanıyor ve Abhazya Rusya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıdığı zaman Tabii bizim Doğu Akdeniz’deki konumumuz çok çok sağlamlaşacak o bakımdan Vatan Partisi bir Karadeniz- Akdeniz dostluk ve barış planı yaptı.
Bu plana göre Türkiye Abhazya’yı tanıyacak ve Kırım’da ki Türk ve Tatarların taleplerine uygun olarak Kırım’ın Rusya olduğunu Türkiye kabul edecek. Rusya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyacak. Azerbaycan’dan Ermeni işgaline son verilmesi için Rusya ağırlığını koyacak. Doğu Akdeniz’de de Türkiye Rusya arasında bir ittifak oluşturulacak Bu şekilde bir Karadeniz Akdeniz dostluk plan yaptık. Bu plan şimdi tutuyor. Abhazya Cumhuriyeti’ni 20 gün kadar önce Ziyaret ettim . Cumhurbaşkanı ile buluştum ve Abhazya Meclisi ile bir ortak bildiri yayınladık Vatan Partisi olarak bu bildiride demin bahsettiğim Karadeniz Akdeniz dostluk planı kabul edildi. İlk defa Dünyaya Vatan Partisi – Abhazya Cumhuriyeti ortak bildirisi olarak ilan etti.
NATO ‘Ya gelince Türkiye NATO’’dan Aforoz edildi. Türkiye şu anda NATO’nun üyesi gibi gözüküyor ama bir bakın. Amerika bize , üzerimize FETÖ’yü sürüyor , PKK’yı sürüyor üzerimize Doğu Akdeniz’de İsrail ile birlikte Bizi tehdit ediyor Bütün bu cephelerde NATO Amerika’nın aleti . O nedenle NATO bizim için bir güvenlik paktı bir savunma paktı değil . NATO Türkiye’yi tehdit eden bir Amerika’nın aletine dönüştü. Tabii Türkiye’nin NATO’nun içinde bir kozu var , onu korumak açısından ancak NATO’da kalınabilinir. Yani NATO’nun içinde NATO’dan yararlanmak için değil NATO’yu çelmelemek için Türkiye kalabilir. Onun bir anlamı Olabilir. Onun dışında Türkiye müttefikleri oluşmuştur. Rusya’dır İran , Suriye , Libya’dır. Dolayısıyla NATO içinde değil , NATO tehditlerini dikkate alan bir güvenlik ve dış politika geliştirmemiz gerekiyor.
Vatan Partisi Olarak Geleceğe Yönelik Proje ve Planlarınız Var mi ?
Bizim Önümüzdeki program Kemalist devrimi , Atatürk Devrimini tamamlamak. Atatürk devrimi yarım kaldı. Amerika’nın 1945’te Türkiye’ye girmesiyle. Yarım kalan Devrim şimdi 2014’ten sonra Türkiye’nin Amerika’dan Zincirlerini koparıp Asya’ya yerleşme sürecinde tamamlanma amacına yaklaşmış olduk. Yani Türkiye Atlantik denetiminden ayrılıyor kopuyor. Asya’daki iklime yerleşiyor. Asya iklimi Türkiye için Atatürk Devrimini tamamlama iklimi ve onun için genel programı Vatan Partisi’nin Avrasya ikliminde Atatürk devrimini tamamlamak.Başı dik , Bağımsız bir Türkiye kurmak ve üretim Devrimi. Burada üretim devrimi güncel Önümüzdeki Gündem Vatan Partisi borç batağındaki Türkiye’nin buradan çıkış yolunu ve programını saptadı bir üretim Devrimi programı yaptık. Kitap olarakta bastık yayınlıyoruz. Üretici baş tacı olacak. Ekmek teknesini koruyacağız ve geliştireceğiz. Türkiye’de Türk Lirası diyeceğiz. Tasarruf oranımızı yüzde 25’e çıkartacağız. Yüksek tasarruf ile yatırımlara yönelik fabrika açacağız. Tarım ve turizmimizi destekleyeceğiz. Dolayısıyla işsizliğe son vereceğiz bir seferberlikle bir üretim devrimi seferberliği ile Türkiye’nin servetini gelirlerini büyüteceğiz ve bunu halkımız arasında adilce paylaştıracağız. Türkiye’nin Vatan Partisi’nin plan program strateji ve siyasetleri Bunlar.
Röportaj : Eren Talha Altun
Bir yanıt yazın