Eren Talha Altun : Sayın Vekilim Türkiye Doğu Akdeniz’de Nasıl Bir Politika İzliyor ?
Öztürk Yılmaz : Hükümetin Doğu Akdeniz Politikası Şu anda çok net değil. Libya ile bir anlaşma imzalandı. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasın ilişkin bir anlaşma. Bu anlaşmanın korunması önem taşıyor. Tabi Akdeniz’de hidro karbon kaynaklarının paylaşımı konusunda ciddi bir sorun olarak devam ediyor. Diğer yandan Kıbrıs sorunu devam ediyor. Kıbrıs’da mutlaka hükümetin artık müzakerelerden çekilmesi ve KKTC’yi Kıbrıs Türk Devleti olarak bir an önce tanıtması gerekir. Çünkü müzakereler KKTC’yi daraltıyor. Daraltınca KKTC’nin deniz yetki alanlarının da daraltıyor. Türkiye’nin yerini zayıflatıyor. Dolayısıyla Akdeniz’deki politika hem ege adaları ile alakalı . Hem kıbrıs sorunu ile alakalı , hemde Akdeniz’deki diğer komşuların deniz yetki alanlarıyla alakalı bir konu. Karmaşık bir konu. Bir yerden başlamak lazım. Ben hükümetin yerinde olsam KKTC’yi Kıbrıs Kıbrıs Türk Devleti olarak tanıtırım. Sahil şeridinin şu anda KKTC’nin yüzde 54’ü Türklerin elinde . Dolayısıyla deniz yetki alanlarının önemli bir kısmını garanti altına alırım. Libya ile olan anlaşmayı güvenceye alırım. Şu anda o yönde bazı adımlar atıldığını görüyorum , ama daha farklı diplomatik kanallar ile bu adımlar güçlendirilebilir. Ege’de Türkiye’nin ada adacık ve kayalıkları şu anda Yunanistan işgali altında . Onlar konusunda da somut bazı adımlar atarım. Sonuçta bizim Akdeniz’de ve Ege’de önümüzün açık olması lazım. Kaynakları kullanılabilecek kapasitelerimizin olması lazım ve hukuki olarak da Haklarımızın güvence altına alınmış olması gerekiyor.