AYNUR ÇİMEN’in Söyleşisi
Müziğe İstanbul’da başlayan ve yaklaşık iki yıldır Londra’da yaşayan kabak kemane ustası Melisa Yıldırım yeni bir başarıya daha imza attı. Yıldırım, “Making Tracks” isimli bir projeye solo enstrümanist olarak davet edilip, dünyanın farklı yerlerinden gelen müzisyenlerle beraber Birleşik Krallık’ta gerçekleşen bir turneye katıldı.
Oxford, Cambridge, Sheffield, Lincoln, York, Edinburgh, Milton Keynes, Bristol, Norwich, Londra gibi şehirlerde Kasım ayında yaklaşık üç hafta süren hazırlık ve konserler dizisinden sonra Londra’ya dönen müzisyen Yıldırım ile kısa bir röportaj gerçekleştirme fırsatı bulduk.
ÖNCELİKLE NEDEN KABAK KEMANE ENSTÜRÜMANINI SEÇTİNİZ, BİR HİKAYESI VAR MI?
Lise konservatuar yıllarıma kadar bu enstrüman hakkında bir bilgim yoktu. Konservatuar sınavlarını kazandıktan sonra okul yönetiminin benim için bu enstrümanı uygun gördüğünü öğrendim. Önceleri çok ilgimi çeken, çalmak istediğim bir enstrüman değildi ancak zamanla okuldaki öğretmenim Ferhan Yeprem’in etkisiyle kemaneyi sevmeye başladım ve Anadolu müziğine ilgim arttı.
KABAK KEMANE DAHA ÇOK HANGİ YÖRELERDE İCRA EDİLİYOR?
Anadolu’da Teke Yöresi’nde Yörük Türkmenleri`nin çaldığı bir enstrüman bu. Burdur ve ilçeleri merkez olmak üzere, Denizli’nin Acıpayam, Serinhisar, Çameli, Muğla’nın Fethiye ve Köyceğiz’e kadar olan bölümü, Antalya’nın Korküteli, Elmalı ve çevresi ile Afyon ilinin Dinar, Dazkırı, Basmakçı çevresi Teke Yöresi kültürünün görüldüğü ve yaşandığı çevredir. Yörede, Gurbet Havası,Teke Zortlatması ve Zeybek ezgilerinin çalımında geleneksel olarak kemane kullanılır. Enstrümanın uzun yıllar önce TRT Radyosu`nda kabul edilmesiyle beraber Anadolu’daki geleneksel ve farklı müzik formlarında da kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde halen çok bilinen bir enstrüman değil ancak teknoloji sayesinde yavaş yavaş da olsa kitlelere ulaşıyoruz, yine de Türkiye’de bu enstrümanı üreten, çalan az sayıda müzisyen ve luthier (çalgı yapımcısı) bulabilirsiniz. Bizler elimizden geldiğince bu enstrümanı tanıtmaya ve geliştirmeye çalışıyoruz
YENİ BİTEN PROJENİZE GELECEK OLURSAK, “MAKING TRACKS” NEDİR, KİMLER KATILABİLİYOR, SİZE NASIL ULAŞTILAR?
Making Tracks, İngiltere ve dünyada gelişmekte olan sanatçıları biraraya getiren bir proje. Çalışmaları müzikal geleneklere dayanan insanları seçiyorlar. 8 farklı kültürlerden yeni müzik çalışmaları başlatan, sadece müziğe dayalı sosyal ve çevresel etkileşim projesi de diyebilirim. Projenin direktörü Merlyn Driver ile kilisede gerçekleşen küçük bir konserde tanıştım ve bir şarkısına Kemane ile eşlik etmiştim. Daha sonra Ressionans FM’deki radyo programına davet etti, programdan sonra Merlyn’den Making Tracks hakkında bir email aldım ve bu seneki proje programına davet edildim.
Bu arada gelecek yıl için yakında başvuruların başlayacağını öğrendim. Müzikal geleneklerini sergilemek isteyen her müzisyen 2020 için başvuru yapabilir ama sanıyorum bu yıl programda olmayan başka ülkelerden müzisyenlere öncelik verecekler.
BU PROJEYE NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADINIZ?
21 Ekim’de Londra’dan Walles’e doğru yola çıktık, Alternatif Teknoloji Merkez’inde 10 gün boyunca bizi ağırladılar. Amerika’dan gelen Found Sound Nation ekibi çalışma grupları için bizi yönlendirdi, her gün ürettiğimiz müzikleri ve ortak çalışmaları sergiledik ve müziklerimiz üzerine konuşmalar yaptık. Aynı zamanda bir müzisyen i ç i n önemli olabilecek telif hakkı, dünya müziği, sosyal media, beden ve müzik gibi konularda bizim için özel olarak gelen önemli kişilerden workshop’lar aldık. 4 Kasım’da Birleşik Krallık’ta konserlerimiz için yola çıktık ve 10 farklı şehirde önemli konserler gerçekleştirdik.
PROJEDE BAŞKA KİMLER VARDI?
Rapaşa Otieno (Kenya) nyatiti ve obokano, Katarıın Raska (Estonya) bağpipe ve mouth harp, Kaviraj Singh (İngiltere/Hindistan) santur, Luna Silva (İngiltere/Fransa/ İspanya) ukulele ve vocal, Barbora Xu (Çek Cumhuriyeti) kantala ve güzheng, Louise Bichan (Scotland) keman, Arsen Petrosyan (Ermenistan) düdük enstrümanı ile projede yer aldı.
BU KONSERLERE İNSANLARIN İLGİSİ NASILDI?
Sanırım daha önce bu kadar güzel bir dinleyici ilgisiyle karşılaşmadım. Her konser sonrasında bizimle konuşmak ve enstrümanlarımız hakkında sorular sormak için bekleyenler vardı. Aynı zamanda, farklı deneyim ve geçmişleri olan müzisyenlerin sadece 10 gün içerisinde ahenkli bir çalışma ortaya çıkarmış olmamızda yoğun ilginin sebeplerinden biriydi. Bununla birlikte bu projenin biraz diplomatik köşeleri de var, özellikle Arsen Petrosyan ile beraber çaldığımız konserlerde bir çok dinleyici sanat ile ‘Ermeni- Türk’ birlikteliklerini gördükleri için duygulandıklarını söylediler. Ayrıca sosyal medyadan çok etkili yorumlar ve gazete haberleri aldık.
BU PROJE SİZE NASIL BİR ETKİ BIRAKTI?
Öncelikle dünyanın farklı köşelerinden çok güzel dostluklar kazandım. Her insan yeni bir perspektif, her birinden yeni müzikal yaklaşımlar öğrendim. Müziğin her kültürde ve duyguda birleştiriciliğini yeniden keşfettim ve bu projenin tecrübesini zamanla çok daha iyi anlayacağıma inanıyorum. Mouth Harp ve Güzheng gibi enstrümanlarla çalışma fırsatı yakaladım ve enstrümanımla ne kadar uyumlu olabileceğini gördüm. Bireysel olarak yeni fikirler ve projeler üretmeye şimdiden başladık bile. Bu projenin her anındaki deneyimler benim için hayatta ve müzikte yeniden bir kefis oldu.
SON OLARAK YENİ PROJELERİNİZ VAR MI?
İngiltere’de farklı müzisyenlerle beraber konserlerim ve özel dinletilerim oluyor ama şuanda özel olarak yoğunlaştığım bir albüm projem var. Ocak ayında perdesiz gitarist Gılad Weiss ile beraber yaptığımız duo albüm çalışmamızı paylaşacağız, enstrümantel bir konsept albüm olacak. Albümde 8 eser var, sadece iki tanesi anonim Türkiye ve İsrail şarkısı, kalan eserler tamamen bizim beste ve kompozisyonlarımızdan oluşuyor. Aynı zamanda bir eserde konuk sanatçımız var, Adem Tosunoğlu. Kendisi bize tanburu ile eşlik etti.
MELİSA YILDIRIM;
Melisa Yıldırım İstanbul’da doğdu. Müzik yaşamına ilk olarak bağlama ile başladı. 2010 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümünü kazandı ve burada kabak kemane eğitimine başladı. 2014 yılında lise eğitimini burada tamamladı, konservatuar lisans devresine geçti ve okuldaki başarılarından dolayı yüksek lisans eğitimini kazandı. İTÜ TMDK Öğretim Görevlisi Ferhan Yeprem ile kemane, İran’lı usta sanatçı Arslan Hazreti ile kamancha eğitimi almıştır. 2015 yılında düzenlenen Teke Yöresi Halk Çalgıları Yarışması’nda kabak kemane kategorisinde birincilik ödülünü kazandı. Türkiye’de ilk kez yapılan Fethiye’deki “Müzik Köyü” isimli projenin etkinliklerinde yer aldı ve solo konserler yaptı. Bu projede aynı zamanda bir çok müzisyenle çalışma fırsatı buldu. İsrailli perdesiz gitar sanatçısı Gılad Weiss ile duo çalışmalar yaptı. Besteci Nazım Çınar ile birlikte tiyatro müziği çalışmaları gerçekleştirdi. “Türkmen Projesi”nde Feryal Öney ile birlikte ve aynı zamanda Meral Akçay’la konser çalışmalarına devam etmektedir. Sanatçı ilk özgün solo çalışması olan “Dreamer” ile perkusif denemeler yapmış, farklı çalım ve yay tekniklerini kullanmıştır. Halen bireysel müzik çalışmalarına Londra’da devam etmekte ve farklı müzisyenlerin albüm çalışmalarına katkı sağlamaktadır.
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2019, 03:44
Bir yanıt yazın