AKP, İktidar olmasından bu yana, 18 yıldır, bir tek amaç peşinde koştu ve koşmaya devam ediyor: Yeniden Osmanlı devletini kurup, şeriat düzenine dönmek…
Sultanlığı yeniden canlandırmak… Siyasal İslam devletlerinin lideri olmak…
Gerçi bu tasarı ülkemizde biraz uygulama alanına girmiş gibi görünüyor. Ardı ardına yapılan yazlık – kışlık saraylar, köşkler, hizmetliler, muhafızlar, trilyonlara varan harcamalar…
Lüks hayat ve tek adam yönetimi…
Bu yüzden Cumhuriyet dönemi, gerçekleştirilen devrimler ve Atatürk unutturulmak isteniyor. Sürekli Atatürk’e saldırıyorlar. Montrö Antlaşması, Kanal İstanbul’la geçersizleştirilmeye çalışılıyor.
Ordunun ve Milli eğitimin yapısı değiştirildi. Ergenekonlar, tutuklamalar, mahkemeler bu nedenle kuruldu.
Harp okulları, Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatıldı.
Yargı, bağımsızlığını yitirdi. Ülkede bir avuç kodamanın sözü geçiyor artık. Adalet sağlıklı işlemiyor.
Halk perişan, sefalet bataklığında çırpınıyor… Ama kimsenin umurunda değil? Dönüp bakan yok!
Herkes çıkarını, cebini, kazancını düşünüyor.
“Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir” diyor.
Çünkü AKP için önemli olan millet değil, ümmettir… Vatandaş değil, kuldur.
Onun için önemli olan özgürlük, demokrasi değil; biattir, biat etmektir; yani şeyhine, şıhına, reisine, patronuna kayıtsız koşulsuz bağlanmak, sorgusuz sualsiz boyun eğmektir.
Önemli olan Türk, Türklük, Türk milleti değil İslam âlemidir. Siyasal İslam ülkeleridir… Birleşik İslam topluluğudur.
Devlet yetkilileri bu yüzden yeni bir şeriat yasası hazırlama girişimi için kolları sıvamışlardır. Siyasal İslam devlet adamları ile görüşmeler başlamıştır.
Bu amaca ulaşmak, Türk toplumunun sosyal yapısını, genlerini bozmak için, kentlerimizi yüzleri, gözleri kapalı öcü gibi kadınlarla, sakallı sığınmacılarla doldurdular.
Hedef ülkeyi Araplaştırmak, şeriat düzenine geçişi kolaylaştırmak; Türk, Türklük kavramlarını silmektir…
Bu yüzden Siyasal İslam ülkelerinden gelen Müslümanlar el üstündedir şimdi. Hastanelerde, resmi kurumlarda ön sıralarda ve yüksek bir ilgi görüyorlar…
El bebek, gül bebek…
Halkımız açlık yoksulluk bataklığında çile çekerken Suriyeli mülteciler bir eli yağda, bir eli balda çoluk çocukları ile birlikte mutluluk içinde yaşam sürüyorlar.
Ama ülkemde yemek parası bulamadığı için intihar eden öğrenciler var…
Sığınmacılar ise evler, arsalar alıyorlar. İş yerleri açıyorlar. Gitmeye, geri dönmeye de hiç niyetleri yok. Durmadan çocuk yapıyorlar…
Üstelik İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Musavat Dervişoğlu’nun vurguladığı gibi “Arap devletleri Suriyelileri ülkelerine geri gönderme amacı güderken biz onları asker yapacak düzenlemeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz.”
“Yeni düzenlemeye göre, savaş kaçkınları TSK’da görev alacak…”
Bugüne değin, 110 bin Suriyeli Türk vatandaşı oldu. AKP, cahil bir toplum yaratarak, düzenini, devranını sürdürmek niyetindedir.
Yakınlarda mağdur Libyalılar da ülkemize mülteci olarak kabul edilirlerse sakın şaşırmayın. Hedef Türk toplumunu Arap toplumuna dönüştürmektir…
Sırf İslam dayanışması için Libya’ya asker gönderilmiştir. Desteklenen taraf “Ulusal Mutabakat hükümetidir.” Başkanı Sarraj’dır. İhvan, yani “Müslüman Kardeşler Örgütü”ndendir…
Ama AKP’nin bu girişimi Libya için bir çözüm değildir. Önemli olan Libya’da çarpışan tarafları bir masa etrafında bir araya getirip, birleşmelerini sağlamaktır.
Libya’da çarpışan silahlı kuvvetlerden birisinin yanında yer alıp, savaşın taraftarı olmak ne Türkiye’ye ne de Libya’ya bi hayır getirir.
Çünkü her an Mehmetçik kendisini bir çatışmanın, bir ateş çemberinin ortasında bulabilir…
Üstelik Türk askerine karşı General Hafter ayaklanma çağrısı da yaptı, cihat ilan etti.
Hem erkeklere, hem kadınlara silah dağıtacağını, “Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk ordusunu ölüme gönderdiğinden emin olduğunu” dile getirdi.
Uzun sözün kısası; ülkemizde bu kadar aç, yoksul ve işsiz insan acılar, sıkıntılar içinde kıvranırken AKP; Ortadoğu bekçiliğine, Ortadoğu korumacılığına, hamiliğine soyundu şimdi.
Bir zamanlar Menderes de ABD’ye yaranmak için Kore’ye asker göndermişti. Binlerce şehit gelmiş, analar kan ağlamış, karalar bağlamıştı.
Tarih tekerrür ediyor. Yani tekrarlanıyor.
Sen kalkacaksın bir avuç dinciyi korumaları için fidanları Libya çöllerine göndereceksin; ama vatanlarını terk eden vatansızlar, yurdumuzda bir eli yağda, bir eli balda yaşayacak, nargile tüttürecek…
Libya mibya umurunda bile olmayacak…
Vurguluyorum: Vakti zamanı geldiğinde AKP, bütün bunların hesabını verecek, diyetini ödeyecektir.
Bir yanıt yazın