21. YÜZYIL SAVAŞINDA VEKİL TÜRKİYE

Yeni yüzyılın çatışması “Yüksek Yoğunluklu Konvansiyonel Manevra Savaşı” olarak tanımlanıyor.
II. Dünya Savaşı’nı dahi gölgede bırakacak yüksek yoğunluklu mücadele öngörülüyor.
Ekonomik rekabetten istihbarat operasyonlarına,
Dünyanın en kritik iletişim hatlarına odaklanan tam vekalet savaşı ve ayaklanmalara kadar.
İşte dağınık küresel karışıklıklarla 21.yüzyıl belirleniyor.

*
Başkan D.Trump’ın ABD’nin Ortadoğu potansiyel çatışma alanlarının tümünden çekileceğini açıklamasıyla,
Rusya en azından şimdilik, Orta Doğu’da boşluğu doldurmaya devam ediyor.
Ortadoğu’da  İran ve Irak’ın merkezinde, “Tek Kemer, Tek Yol” projesini usul usul sürdüren Çin buna yardım ediyor.

*
Rusya Orta Doğu stratejisiyle Suriye’de askeri ve ekonomik avantajlar elde etmek için,
Coğrafi ve altyapı pozisyonlarını en optimum biçimde kullanırken,
Bir taraftan rejimle birlikte kuzey Suriye’de isyancılara yıkıcı darbeler vuruyor,
Diğer taraftan küresel petrol ve doğalgaz piyasalarında radikal bir değişime mi yol alıyor?

*
Geçen hafta Suriye rejimi, Rusya’nın neredeyse bilinmeyen Merkür ve Velada adlı şirketleriyle iki petrol arama sözleşmesi yaptı.
Suriye Petrol Bakanı, anlaşmanın  hükümetin Suriye’nin yanında bulunan dost devletler Rusya ve İran’a yönelik stratejisine uygun olduğunu,
Rusya ve İran ile bir dizi yeni petrol ve gaz sektörü anlaşmaları daha yapılacağını bildirdi.

*
Suriye sadece tam üretime geri dönmeye değer mevcut petrol ve gaz varlıklarına sahip olmakla kalmıyor,
Aynı zamanda Golan Tepeleri’nde İsraillilerin gelişme çabalarını iki katına çıkardığı,
Ama  sadece Suriye’nin jeopolitik önemine katkıda bulunan büyük bir petrol yatağının da sahibidir.
Ve Rusya; İran ve Çin’in yardımıyla Suriye’de daha hızlı ilerliyor…

*
Rusya dünyanın en büyük kanıtlanmış doğal gaz rezervlerine sahiptir.
Doğalgaz üretimini önemli ölçüde artırmayı planlıyor, halihazırda dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısıdır.
En büyük hidrokarbon üreticilerinden biri olmak Rusya’nın iki amacına hizmet ediyor.
Öncelikle petrol ve gaz ihracatı Rusya devlet bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ını karşılıyor.
Ayrıca ülkenin stratejik önemini koruyarak Rusya’ya “masada bir koltuk” sağlıyor…

*
Ya Suriye?
Suriye, bölgedeki tüm büyük güç blokları için Türkiye üzerinden Avrupa’nın güney kara erişim yolunu çevreliyor.
Yunanistan ve İtalya’daki büyük petrol ve gaz merkezlerinin deniz yolları karasındadır.
Bir karış uzakta Suudi Arabistan, Katar, Irak ve İran’a yakınlığıyla benzersiz bir jeopolitik devlettir…

*
Rusya’nın Suriye jeopolitiği ilerleye dursun;

*
4 Kasım’da Türkiye’de Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler ideolojik ortağı ve  finansörü,
Rusya- İran bloğuna yanaşacağı belirtilen Katar;
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nden (OPEC) ayrılma ve doğalgaza odaklanma kararı aldı.

*
Bu kararı ile Katar, Erdoğan’ın  önünü açacak bir girişime öncülük ediyor,
Ama esasen küresel petrol ve doğalgaz piyasalarında radikal bir değişimin yolunu açma iddiasındadır.

*
Çünkü Katar’ın, OPEC’ten ayrılması ve  doğalgaz üretimine odaklanması kararı şu vizyona dayanıyor:
Katar petrol üretiminin OPEC’teki payı yüzde 2’dir.
Ayrılma kararı petrol fiyatları üzerine tek başına ciddi bir etki yaratmayacaktır.
Ancak Katar, Rusya ve İran öncülüğündeki doğalgaz ittifakına katılırsa;
Yakın dönemde petrolle gaz birbirinden iyice ayrılacak,
Suudi Arabistan’ın tekelindeki OPEC’e alternatif bir yapı gündeme gelecektir!

*
Nitekim 27 Kasım’da Türkiye, hem bu senaryoyu hem de Libya’nın petrolü ve gazı için belirleyici savaşı başlatıyor….
Önce Trablus’ta hüküm süren Ulusal Anlaşma Hükümeti ile,
“Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” ve  “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” imzalıyor.
Türkiye Libya hidrokarbon kaynaklarının yoğun olduğu bir bölgede 39 bin kilometrekare kazanıyor!

*
Erdoğan bu mutabakatlarla Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandığını savunusundadır.
1- Türkiye’nin Akdeniz’i ekonomik olarak keşfetme hakkına sahip olduğunu,
2- Bu bölgeye Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail tarafından döşenen EASTMED boru hatlarının Türkiye ile anlaşmaya ihtiyacı olduğunu duyuruyor,
3- Libya’da General K.Haftar’ın Libya Ulusal Ordusu’nun, Libya’nın petrol ve gaz sahalarının ve tesislerinin çoğunu kontrol ettiği, .
Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Fransa’nın “Laik” olması nedeniyle, General Haftar’ın Tobruk merkezli hükümeti ve Libya Ulusal Ordusu’nu,
Türkiye ve Katar’ın ise “Şeriatçı” Müslüman Kardeşler Örgütü vekilleriyle birlikte Trablus’taki Fayez al Sarraj’ ın Ulusal Anlaşma Hükümeti’ni desteklediği şu sırada;
Türkiye, Katar’ın OPEC’i bölmek stratejisi ve Libya’nın petrol ve doğalgaz alanlarında egemen olmak için,
Fayez al Sarraj’ın Ulusal Anlaşma Hükümeti’ne verdiği destekte vites yükseltiyor…

*
Elbette ABD, petrol ve gaz piyasalarındaki senaryoyu yakından takip ediyor.
Nitekim petrol ve gaz piyasalarında kararlılık: Avrupa enerji kaynaklarının çeşitliliğini sağlamak:
Bir ülkenin ya da bir kaynağın Avrupa üzerinde enerji yoluyla çok güçlü bir nüfuz oluşturmamasını güvence altına almak için,
Başkan D. Trump’ın Savunma bütçesi kapsamında;
Rusya’yı  Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya bağlayan, oradan kara yolu ile diğer Avrupa ülkelerine dağıtan Kuzey Akım- 2 doğalgaz hattına,
Rusya’yı Anapa kıyısından başlayıp Karadeniz altından Trakya’ya, oradan Güney ve Güneydoğu Avrupa’ya  bağlayan Türk Akım projesine yaptırım uygulama kararı alıyor.

*
Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de enerji alanında işbirliğini güçlendiren Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail ise,
2 Ocak’ta EastMed doğalgaz boru hattının inşası için anlaşma imzalayacaklarını duyurmuş bulunuyor…

*
Doğu Akdeniz’de ve Avrupa’da  birçok ülke arasında endişeler artmıştır.
Türkiye’nin Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve İsrail ile ilişkileri olumsuz etkileniyor.
EastMed boru hattı için halihazırda tartışmalı olan planlara daha fazla zorluk getirilmesi,
Libya iç savaşında yer alan dış aktörlerin bahislerini artırması  buradaki çatışmayı uzatabilir.
Bununla birlikte, Mısır’ın bölge için bir enerji merkezi olma kararlılığını güçlendirmesi, Erdoğan’ın bakış açısından bumerang etkisi olabilir.

*
Bu sırada Başkan D.Trump, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e mektup yazdı
Mektupta Trump ilişkilerdeki problemlerin aşılması için seçenekler aramaya hazır olduklarını kaydetti…
Türkiye Dışişleri Bakanlığından bir heyet ise Moskova’da Suriye ve Libya konusunda temaslarda bulunuyor…

23.12.2019


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir