Türkiye’de sorunların baş aktörü BİREY OLMASINI BECEREMEYEN SEÇMENDİR! …
Seçmen, kişisel sorunlarını açıkça sorgulayarak, çözüm yolunu araştırmalı ve ülke meselelerini kendi zaaflarına örtü yapmamalı ve seçim oyununun kurallarına hakim olmalıdır. Dikkat çekmeyen bu durum, aslında bütün sistemimizin en zayıf olan kısmıdır. Bu nasıl düzeltilebilir ? sırasıyla sizlere açıklamaya çalışacağım. Öncelikle, seçmenler kime oy verirse versinler ama oy verdikleri insanların denetimini asla ellerinden çıkartmamalı ve denetim işini sahiden yapabilmeleri için de bazı prensipleri olmalıdır. Şahsi çıkarları için yakalarını ve zihinlerini politik düzene kaptırmamalı ancak toplumsal talepleri için seçilmiş insanları zorlamalı ve taleplerini o yönde iletmelidirler.
Mevcut durumda, içinde yaşadığımız toplumun bireylerinin sergilediği davranış kalıpları, geleceğimizi olumsuz olarak etkiledi. Seçtikleri yada öyle zannettikleri kişilerin, kendilerini (seçmeni) temsil edeceğine, seçmen (seçtiklerine) hizmet etmeye başladı. Hani derler ya “aklına şeytan sokmak” diye. Bu, en masum insanları bile tahrik edecek, kötülüğe sevk edecek bir davranış kalıbıdır.. Seçilen insanlar sizin vekilleriniz yani sizin görev verdiğiniz insanlar. Onların seçmene karşı sorumlulukları var. Ne var ki seçmenin durumu tersine çevirmesi ve görev verdiği insanların önünde eğilmeye başlaması ile çoğunlukçu demokrasilerin istismara açık yönlerini bilenler tarafından ,sistem mutlu bir azınlığın ekmek teknesi haline getirildi.
Partilerin kendilerini farklıymış gibi göstermeleri çok önemli bir ayrıntı değildir. Yani aralarında çok farklar yoktur. Ama aynı parti iktidarda başka, muhalefette başkadır bunu ciddiye alabilirsiniz. Politika mevcut yapıyı kullanır ve fırsat bulunca sömürür. İşte, sistemi aksatan ve istismar ederek, her istediğini hesapsız yapan politikacı modelini türeten, bu davranış modelini başlatan, toplumun seçmenleridir, ne yazık ki. Seçmen; Türkiye’de yaşanan olumsuzluklara, başka yerlerde suçlu aramak yada suçu başka şeylere yüklemekten vazgeçmeli ve suçu kendinde aramalıdır.Yoksa politikanın her zaman yemi olacaklardır.
Seçmen şunu iyi bilmelidir ki bilgiyi; nesiller boyu aktarmak ve ondan faydalanmak başka şey, mirasyedi gibi üzerine yatarak, geçmişte (geçmişin kırıntıları ile) yaşamak başka şey… Türkiye’ de ve kısmen Dünyada mirasyedi gibi yaşanılıyor. Binlerce yıl öncesinde üretilenlere bir şey eklemeden, resmen üzerine çullanan mirasyediler gibi… DEMOKRASİ bu yıkımdan payını alanlardan. Bakın çevrenize demokrasi ne durumda?… Politikacılar demokrasinin her yerini HACK’ lediler. Yapılan bütün kötülüklere, baskılara örtü yapıyorlar. Çözümünüz var mı?.. Seçim mi! Her şey kitabına uygun OY! ile geliyorlar ve seçmen sorunlu, zayıf yönleri çok fazla… Kusura bakmayın ama istediğiniz kişiyi seçebiliyor musunuz? Yoksa yönlendirilen zihniniz ile atanan kişiyi mi seçiyorsunuz? Bu gelen kişi demokratik ilkelere bağlı mı kalacak yoksa demokrasi ilkeleri maskesi altında biraz daha mezarımızı mı kazacak… ARTIK! insanlığın geleceği için (mirasyediliği) bırakıp yeni yönetim modelleri üretmek zamanı mı gelmedi mi?
Partilerin atışmalarını, mitinglerini taraf olmadan analiz ederseniz yaptıkları işin, (seçmeni) ortaya alarak şamar oğlanına çevirmelerini, seçmeni şaşkınlaştırmalarını görebilirsiniz. 1940lardan sonra güçlü bir “yanaşmacılık modeli” gösteren Türk siyasi partileri, aynı paralel’de devam göstermektedir.
Türk siyasi hayatını ve partilerini inceleyen ve anlatan yurt içi ve yurtdışından çok değerli eserler mevcuttur.Onlardan yararlanabilirsiniz ancak benim üzerinde özellikle durmaya çalıştığım konu, bireylerimizin kendileri ile alakalı olan sorunlarının, devlet ve ülke yönetimine olumsuz yansımalarına dikkat çekmektir. İnsanlarımızın niye bu hale geldiğini irdelediğiniz zaman arka planda, toplumumuzun en büyük yaralarından birisi olan “BİREY olamama sorunu”, en büyük neden olarak ortaya çıkmaktadır. Şayet büyük ve gelişmiş bir ülke istiyorsak önce zihnimizdeki ve bilinçaltımızdaki sorunların üzerine samimi olarak eğilmeliyiz. Kısacası devlette var olan sorunları çözemiyorsak (kaldı ki sıfırdan devlet kurmuyoruz, zaten her şey hazır) bunun ilk sorumlusu “seçmenlerdir” Diğer sorunlar listenin en altındadır.
Saygı ve sevgilerimle…
Oguz SOLAK/ Uluslararası İlişkiler Böl. Uz., 28/şubat/2019
Bir yanıt yazın