SIĞINMACI FACİASI

Ekonomisi çökmüş, tarım ve hayvancılığı yok edilmiş, dünyada kendine yeterli 7 ülkeden biri iken saman ithal eder hale getirilmiş olan Türkiye’nin, halkı açlık, yoksulluk ve işsiszlikten intihar ederken, yıllardır beslediği Suriyeli sığınmacılara bahçeli ev yapma projeleri üretmesi anlaşılır gibi değildir.
Suriyeli sığınmacılar, kendilerine sağlanan ballı kaymak nedeniyle yeyip, içip sürekli üremektedirler.
Türkiye’yi yönetenler 2011’de, Suriye’de daha çatışmalar başlamadan mülteci kamplarını hazırlamış, Suriyelilere adeta yaldızlı davetiye çıkarmışlardı. Davete icabet edip sınırı geçen milyonlarca Suriyeli önce çadır kentlerde toplandılar sonra da tüm Türkiye’ye dağıldılar.
Dünya tarihinde bu sayıda toplu sığınmacı alan başka bir ülke bulunmamaktadır.
Sığınmacı, can güvenliği nedeniyle malını mülkünü bırakıp başka ülkelere iltica ederek canını kurtarmaya çalışan kişidir. Bu nedenle, sığınmacıya sahip çıkmak insani bir görevdir. Suriyeli sığınmacıların durumu ise biraz farklıdır. Bunlar nasıl sığınmacılardır ki, bayramlarda sözde can güvenliği nedeniyle terk ettikleri Suriye’ye gitmekte, kentlerini, köylerini, akrabalarını ziyaret etmekte, bayram tatilinden sonra da tekrar Türkiye’ye dönerek sığınmacı olarak ballı yaşamlarını sürdürebilmektedirler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu güne kadar Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolar harcadığını açıklamıştır. Milyonlarca işsizi olmasına rağmen Suriyelileri maaşa bağlayıp kendi vatandaşlarından esirgediği olanakları demografik yapısını tehdit eden Suriyeli sığınmacılara sağlayan Türkiye, kendi ayağına kurşun sıkmaktadır.
Konunun uzmanları, Türkiye’nin Suriye ile anlaşması halinde bu ülkenin güvenli hale geleceğini, PKK/PYD sorununun çözüleceğini ve bölgenin huzura kavuşacağını ifade etmelerine rağmen, Erdoğan anlaşılmaz bir inatla Suriye ile anlaşmaya yanaşmamaktadır. Uluslararası politikalarda kişisel inatlar değil, ülkenin çıkarları önceliklidir. Aksi halde, faturayı tüm ülke halkı öder. Nitekim Türk milleti bu faturayı ödemektedir. Ne zaman kadar ödeyeceği de belli değildir.
Türkiye’nin başına bela olan sığınmacılar, Arabizme sevdalı AKP yönetiminin Türkiye’yi Araplaştırma projesine yardımcı olabilir. Nitekim yönetimin bu amaç doğrultusunda Suriyeli sığınmacıları Türk vatandaşı yapıp, kendilerine iş verilmesi konusunda çok istekli olduğu da görülmektedir.
14 Kasım’da, ABD’den dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Trump bana ‘Suriyelileri vatandaş yapın’ dedi” diyen Erdoğan‘ın, Trump’un tavsiyesine memnuniyetle uyacağı anlaşılmaktadır.
Türk vatandaşlığı, hiçbir zaman bu kadar ucuzlatılmamıştı.
Toplu intiharlarla milletimiz ölürken Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi, Anadolu Türklüğünün yok edilmesi hedefinde stratejik bir hamledir.

<p>Ekonomisi çökmüş, tarım ve hayvancılığı yok edilmiş, dünyada kendine yeterli 7 ülkeden biri iken saman ithal eder hale getirilmiş olan Türkiye'nin, halkı açlık, yoksulluk ve işsiszlikten intihar ederken, yıllardır beslediği Suriyeli sığınmacılara bahçeli ev yapma projeleri üretmesi anlaşılır gibi değildir.
Suriyeli sığınmacılar, kendilerine sağlanan ballı kaymak nedeniyle yeyip, içip sürekli üremektedirler.
Türkiye’yi yönetenler 2011'de, Suriye'de daha çatışmalar başlamadan mülteci kamplarını hazırlamış, Suriyelilere adeta yaldızlı davetiye çıkarmışlardı. Davete icabet edip sınırı geçen milyonlarca Suriyeli önce çadır kentlerde toplandılar sonra da tüm Türkiye’ye dağıldılar.
Dünya tarihinde bu sayıda toplu sığınmacı alan başka bir ülke bulunmamaktadır.
Sığınmacı, can güvenliği nedeniyle malını mülkünü bırakıp başka ülkelere iltica ederek canını kurtarmaya çalışan kişidir. Bu nedenle, sığınmacıya sahip çıkmak insani bir görevdir. Suriyeli sığınmacıların durumu ise biraz farklıdır. Bunlar nasıl sığınmacılardır ki, bayramlarda sözde can güvenliği nedeniyle terk ettikleri Suriye’ye gitmekte, kentlerini, köylerini, akrabalarını ziyaret etmekte, bayram tatilinden sonra da tekrar Türkiye’ye dönerek sığınmacı olarak ballı yaşamlarını sürdürebilmektedirler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu güne kadar Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolar harcadığını açıklamıştır. Milyonlarca işsizi olmasına rağmen Suriyelileri maaşa bağlayıp kendi vatandaşlarından esirgediği olanakları demografik yapısını tehdit eden Suriyeli sığınmacılara sağlayan Türkiye, kendi ayağına kurşun sıkmaktadır.
Konunun uzmanları, Türkiye’nin Suriye ile anlaşması halinde bu ülkenin güvenli hale geleceğini, PKK/PYD sorununun çözüleceğini ve bölgenin huzura kavuşacağını ifade etmelerine rağmen, Erdoğan anlaşılmaz bir inatla Suriye ile anlaşmaya yanaşmamaktadır. Uluslararası politikalarda kişisel inatlar değil, ülkenin çıkarları önceliklidir. Aksi halde, faturayı tüm ülke halkı öder. Nitekim Türk milleti bu faturayı ödemektedir. Ne zaman kadar ödeyeceği de belli değildir.
Türkiye’nin başına bela olan sığınmacılar, Arabizme sevdalı AKP yönetiminin Türkiye’yi Araplaştırma projesine yardımcı olabilir. Nitekim yönetimin bu amaç doğrultusunda Suriyeli sığınmacıları Türk vatandaşı yapıp, kendilerine iş verilmesi konusunda çok istekli olduğu da görülmektedir.
14 Kasım’da, ABD'den dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada "Trump bana 'Suriyelileri vatandaş yapın' dedi" diyen Erdoğan‘ın, Trump’un tavsiyesine memnuniyetle uyacağı anlaşılmaktadır.
Türk vatandaşlığı, hiçbir zaman bu kadar ucuzlatılmamıştı.
Toplu intiharlarla milletimiz ölürken Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi, Anadolu Türklüğünün yok edilmesi hedefinde stratejik bir hamledir.</p> - suriyeli siginmacilar yerli nufus sayilacak 2095442

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir