Delinin biri kuyuya taş attı, kamuoyu günlerdir bu taşı çıkarmaya çalışıyor.
Muharrem İnce‘nin, gizlice saraya çıkarak Erdoğan ile görüştüğü iddiası üzerine ortalık fena karıştı.
Birilerine göre, bu bir kumpasmış, CHP’yi bölmek isteyenlerin kumpası.
Peki, CHP’yi kim bölmek isteyebilir?
Normal koşullarda, giderek güç kaybeden iktidar partisinin ana muhalefet partisini bölerek iktidara alternatif olmasını engellemek istediği düşünülebilir. Ama normal koşullarda değiliz. Tayyip Erdoğan’ı iktidara getiren güçlerin, Kemal Kılıçdaroğlu’nu da CHP genel başkanlığına taşıdıkları unutulmamalıdır. Amaç, CHP’yi iktidar alternatifi olmaktan çıkararak AKP’nin önünün açılmasıydı, ki bu başarılmıştır.
AKP ve Tayyip Erdoğan için tanrının bir lütfu olan CHP’yi bölmek, parçalamak, kendi ayağına kurşun sıkmaktan farksızdır. Çünkü Kemal Kılçdaroğlu yönetimindeki CHP, Tayyip Erdoğan’ın iktidarını sürdürebilmesinin teminatıdır.
Bu düşüncemizi onaylayan olaylardan bazıları şöyledir:
1- Deniz Baykal’ın tasfiye edilerek partinin başına getirilen Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini “Dersimli Kemal“ olarak nitelendirmek suretiyle lâik Cumhuriyetle sorunu olduğunu baştan ilan etmiştir. Daha sonra partideki Atatürkçüleri tasfiye ederek, yönetimi gene lâik cumhuriyetle sorunu olanlarla doldurmuş, partinin simgesi olan “6 Ok“ hedefini fiilen terk ederek CHP’yi özünden uzaklaştırmış, kimliksiz bir Yeni-CHP’nin yaratmanın peşine düşmüştür.
2- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kamuoyunca kim olduğu bilinmeyen, ama, Atatürk düşmanlarının destekçi olduğu bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP’nin adayı olarak göstererek, Tayyip Erdoğan’ın seçilmesini sağlamıştır. Tarih, siyasi rakibinin seçilmesi için gerekli alt yapıyı hazırlayan böyle bir ana muhalefet partisi lideri kaydetmemiştir.
3- Genel seçimde hükumeti kuracak çoğunluğu sağlayamayan AKP karşısında ana muhalefet partisi olan CHP, hükumeti kurmayı beceremeyerek 3 ay sonra yapılan seçimde iktidarın anahtarını altın tepside AKP’ye sunmuştur.
4- Seçimde kişisel performansıyla kamuoyunda umut haline gelmeyi başaran Muharrem İnce ise, 24 haziran akşamı ortadan kaybolmak suretiyle ayağına gelen topu taca atarak kendisine bağlanan umutları yok etmiştir.
5- Etnikçilerin, mezhepçilerin, Atatürk düşmanlarının eline geçmesi nedeniyle zaten bölünmüş, parçalanmış ve siyasi alternatif olmaktan çıkmış olan CHP’yi kimsenin bölüp parçalamasına gerek kalmamıştır. Muharrem İnce de, CHP’de bazı çetelerin oluşumuna dikkat çekerek partinin bölündüğünü teyit etmiştir.
Bir zamanlar, “Türkiye’nin kurtuluşu, CHP’nin kurtarılmasıyla mümkündür!“ görüşünde olanlar vardı; haklıydılar. Ancak, bilinçli olarak siyasi mevta haline getirilmiş olan CHP’nin kurtarılması ve Türkiye için umut olması artık mümkün değildir. Bu nedenle kuruluşuna ihanet eden ve alternatif olmak istemeyen Yeni-CHP kaderiyle başbaşa bırakılmalıdır.
Bugün Türkiye’de, iktidar değişiminin ötesinde yaşanan bir savaş vardır; Türkiye’yi ortaçağ karanlığına mahkum etmek isteyenlerle, demokratik düzenden yana olup çağdaş bir yaşam isteyenlerin savaşı.
Bu nedenle konu AKP mi, CHP mi kısır döngüsünden çıkarılıp gerçek boyutuna oturtulmalıdır.
Türkiye, alternatifsiz değildir. Zaman zaman kesintiye uğrasa da uzun bir demokrasi deneyimi vardır. 70 yıllık karşı devrim sürecine rağmen lâik Cumhuriyete gönül vermiş olanlar hala çoğunluktadır. Aramızda, 1961 Anayasası’nın özgürlükçü havasını teneffüs etmiş, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devletinin ne olduğunu görmüş, yaşamış olanlar vardır.
Ne AKP, ne CHP, ne de diğer gerici düzen partileri Türkiye‘nin sorunlarını çözemezler. Türkiye, demokratik düzene geçiş için yeni siyasi oluşumlar yaratabilecek birikime sahiptir ve bunu başaracaktır.
Yazıları posta kutunda oku