Benzin fiyatı 10 bin Riyalden (9 ABD Cent) 15 bin Riyale (12.7 ABD Cent) yükseldi.
Özel bir otomobil için aylık yakıt istihkakı 60 litreye düşürüldü.
Bu istihkakın üzerinde ek satın alma işlemi litre başına 30 bin Riyal’e (26 Cent) mal oluyor…
*
Protestolar Tahran, Esfahan, Meşhed, Tebriz, Şiraz, Sanandaj, Karaj ve İran’ın petrol zengini Khuzestan eyaletindeki şehirler de dahil olmak üzere onlarca şehri kapsıyor.
Göstericiler benzin istasyonlarına, bankalara ve kamu binalarına ateş açıyor, yolları kapatıyor.
Güvenlik güçleri gösterileri dağıtmak için çalışıyor.
16 Kasım itibariyle internete erişim tamamen engellendi.
Şu ana kadar 21 şehirde en az 106′ dan fazla ölüm bildirildi, ancak bu raporların çoğu henüz doğrulanmadı.
*
Zamlı benzin fiyatlarının tetiklediği İranlı protestocular, rejimin küresel teröre verdiği desteği durdurma çağrısında bulunuyor…
Protestocular hükümetin Yemen, Lübnan ve Gazze’deki fonları durdurma çağrısı yapıyor..
Halk Gazze ve Suriye’ye giden parayı protesto ediyor.
Pazarlarda ve sokaklarda “Gazze’yi unut! Esad’ı unut” sloganları atılıyor.
Bazı unsurlar daha radikal bir değişim talep ediyor ve rejimi devirmek istiyorlar;
“Hamaney’e Ölüm” sokaklarda duyulan en baskın çağrılardan biridir.
Herşey bir dereceye kadar, tam olarak 40 yıl önce gerçekleşen İslam Devrimi’ni yansıtıyor.
*
Protestolar önemli bir değişime yol açıyor mu?
Yoksa kanlı baskıyla sonuçlanıp halk için bir başarı elde edilemiyor mu?
*
Bu aşamada, sonucu tahmin etmek zordur.
Bazı önemli gelişmeler meydana gelirse değişim olabilir.
Bu protesto birkaç ay sürerse ve bazı İslam Devrim Muhafızları Birliği askerleri taraf değiştirirse,
İran ekonomisi için çok önemli olan petrol tesislerindeki işçiler greve devam ederse,
Ve ABD Başkanı D.Trump Rusya Devlet Başkanı V. Putin’e sponsorluğundan vazgeçmek için iyi bir formül verebilirse;
Hamaney’in zor duruma düşebileceği öngörülüyor.
*
Protestolar Aralık 2017-Ocak 2018’deki gösterilerden bu yana İran’daki en ciddi eylemlerdir.
Gösteriler siyasi nitelikte bir çağrı içermesine rağmen esasen ekonomik nedenler barındırıyor.
Göstericiler ekonomik güçlük çeken İran vatandaşlarının durumunu hafifletmek talebiyle,
Dini Lider Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Hassan Rouhani’nin yanı sıra İran rejimini eleştiriyor.
*
Dini lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Rouhani liderliğinde üst düzey İran yetkilileri,
Geniş bir uzlaşmayı yansıttığı, bu uzlaşmanın toplumun daha zayıf kesimlerinin durumunu iyileştireceği argümanıyla yakıt politikasını destekliyor.
Yakıt fiyatlarının arttırılmasından elde edilen tahmini gelirlerin, yalnızca 18 milyon muhtaç aileye yardım transferinde kullanılacağı bildiriliyor.
Cumhurbaşkanı Rouhani, hükümetin ağır bütçe açığı nedeniyle muhtaç kesimlerin ekonomik sıkıntısına cevap veremediğini,
Bu nedenle ekonomistler tarafından önerilenden daha düşük bir oranda olsa da benzin fiyatlarının yükseltilmesi gerektiğini söylüyor.
*
Hükümetin kararı, ilk kez 2007’de eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın iç tüketimde benzine olan talebin artması,
Aynı zamanda İran’a yönelik ekonomik yaptırımların derinleşmesi endişesiyle uyguladığı yakıt dağıtım politikasına bir geri dönüş olduğunu gösteriyor.
O zaman da Tahran ve birçok büyük şehirde şiddetli protesto gösterileri başlamış ve yetkililer tarafından bastırılmıştı.
2015′ de İran nükleer anlaşması ve ekonomik yaptırımların kaldırılması ardından yakıt fiyatları normalleşti…
*
Kasım 2018’de ekonomik yaptırımların yeniden başlatılması,
Bazı ülkelerin Mayıs 2019’da İran’dan petrol satın alma feragatlerinin iptal edilmesi;
Beklendiği gibi İran’ın sarsılmakta olan ekonomik durumunu ağırlaştırdı.
Kötüleşen ekonomi, hükümeti;
Irak ve Lübnan’da devam etmekte olan popüler protestolara,
Ve kamuoyunun protestolarına maruz kalınacağı değerlendirmelere rağmen önceden planlanan tasarruf tedbirlerinin uygulamaya zorladı.
*
Öte yanda mevcut kararın zamanlaması dikkat çekicidir.
Kararın İran parlamentosu tarafından onaylaması için Cumhurbaşkanı’nın bütçeyi sunması bekleniyor.
2018 bütçesinin sunulmasından önce de patlak veren protestoların ardından,
Rouhani’nin fiat artışları, daha yüksek vergiler ve sosyal yardımlarda uygun kişi sayısında önemli bir düşüş içeren değişiklikler yapmak zorunda kaldığı hatırlatılıyor.
*
Benzin fiyatlarının zamlanması ve istihkak kullanımı ile ilgili kararların ardından patlak veren protestolar bazı sonuçları gösterdi.
*
İran hükümetinin vatandaşlarına karşı ekonomik yaptırımları yeniden başlatması,
İran’ın karşı karşıya kaldığı ekonomik krizin yoğunluğuna işaret etti.
Nitekim petrolün devlet gelirlerindeki keskin düşüşü,
Hükümeti devlet bütçesindeki açığı kapatmak için Ulusal Kalkınma Fonu’ndan 10 milyar dolardan fazla para çekmek gibi bir dizi adım atmaya zorladı.
Küresel piyasalardaki fiyat dalgalanmaları nedeniyle piyasa şoklarını önlemek için petrol gelirleri ve döviz rezervlerinden onlarca milyar dolar çekildi.
*
Kararlar geniş çaplı protestolara yol açarken, hükümetin İran ekonomisinin verimliliğini artıracak yapısal ekonomik reformları ilerletmesine de yardımcı olabilir.
İran hükümeti, yıllardır İran ekonomistlerinin ve Uluslararası Para Fonu’nun benzindeki sübvansiyonları azaltmak,
Bunları hedeflenen sübvansiyon ödemelerine dönüştürme önerilerini uygulamaktan kaçındı.
Halbuki benzin tüketimini azaltıp ekonomik verimlilik arttırırsaydı, İran ekonomisinin kademeli olarak yaptırım rejimine uyum sağlamasına yardımcı olabilirdi.
*
Siyasi düzeyde, hükümetin kararı Cumhurbaşkanı Rouhani’nin zaten güvencesiz pozisyonunu daha da zayıflatmış görünüyor.
Hükümet sözcüleri yürütme, yasama ve yargı başkanlarının benzin fiyatlarının yükseltilmesi kararını birlikte alındığını vurguluyor.
Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın muhalifleri, Cumhurbaşkanı ve politikalarına saldırma kararından ve genişleyen protestolardan yararlanmaya koşuyor.
Kararın yasadışı olduğunu, çünkü Parlamento’nun onayını gerektirdiğini,
Hamaney’in desteklediği kararın geri alınma olasılığı zayıf olsa da,
İran vatandaşlarının zaten yüzde 40’lık bir oranda enflasyondan dolayı ekonomik sıkıntı çektiği için yanlış zamanda yapıldığı iddia ediliyor.
*
Gösteriler İran rejiminin, özellikle Irak ve Lübnan’da devam etmekte olan protestoların ardından tehdit altında olduğu hissini yoğunlaştırdı.
Ama her türlü potansiyel tehdidi istikrarlı hale getirme çabalarını yoğunlaştırma farkındalığını da pekiştirdi.
Rejim, zaten yinelenen protesto olasılığına karşı hazırlıklıdır ve önemli baskı yeteneklerine sahiptir.
Bu yetenekler, protestoyu mevcut rejime siyasi bir alternatif sunabilecek bir liderlik ile örgütlü bir hareket haline getirme zorluğu oluşturduğu için çok etkilidir.
*
Ancak İranlı yetkililer bugün karmaşık bir ikilemle karşı karşıyadır.
Bir yandan, bütçe açığını azaltmak ve yaptırımların etkilerine cevap verebilmek için tasarruf ve ekonomik verimlilik önlemleri almaya kararlıdırlar,
Öte yandan, bu önlemler ekonomik sıkıntıların artmasına neden olabilir ve halk protestosunu yoğunlaştırabilir…
*
Bu aşamada İran liderliği, ABD yönetiminin taleplerini yerine getirme niyetini,
En azından Kasım 2020- ABD başkanlık seçimine kadar zaman alma çabalarına devam edeceği konusundaki değerlendirmesini değiştirmeyeceği anlaşılıyor.
21.11.2019
Yazıları posta kutunda oku