“LİDER ÜL CUNTA“
Çoğu İslam ülkesi lideri ya cunta ile ya da yaptıkları yolsuzluklar sebebiyle komşu veya başka ülkeye normal bir kişi gibi iltica etmiyor. Sığındıkları ülke liderleri de ha gitti gidecek durumda ve kendisi de sığınacak ülke arar durumda olanlardır. Sığınma hakkı tanıyan ülke, gerçekten çoğu kara kaşlı kara gözlü olan bu lideri kara kaşı kara gözü için kabul etmiyor. Kaçırdığı altınlarının hatırı büyük olsa gerek. Sığınma hakkı isteyen çoğu İslami ülke liderlerinin ABD emperyalizminin uşağı olduğundan, ABD ile bir çelişkisi ve çatışması beklenmemektedir.
Sığınmacı bazı liderler: Mısır-Kral Faruk, Libya-kralı I. İdris,Nijerya- İbrahim el-Zakzaky, Afganistan-Muhammed Zahir Şah, Kırgızistan-Askar Akayev, Azerbaycan- Ebulfez Elçibey, İran-Muhammed Rıza Şah Pehlevi, Tunus- Zeynel Abidin Bin Ali, Irak- Tarık el-Haşimi,Bolivya-U.Morales.
Şili,Venezüella ve Bolivya gibi solcu ve laik liderleri olan Güney Amerika ülkeleri emperyalizme boyun eğmediklerinden ABD ile bir çelişki ve çatışma yaşamaması mümkün olmamaktadır. Sığınma hakkı isteyen çoğu İslam ülke liderleri ülke gelirini dış borca bağlı yürütmeleri kendi iç dinamiklerini yaratamamaları ABD ye biat durumu yaratmıştır. Finansman gereksinmeleri IMF ve Dünya Bankası gibi ABD kontrolunda olan kurumlardan geldikçe ülke sorunlarını çözmede atıl kalmışlardır. Kendi mali gücü olmayan ülkelerden diyelim Filistin bağımsız olsa da IMF ve Dünya Bankasının eline bakma olasılığı yüksek olduğundan bağımsız değil bağımlı ülke haline dönüşmesi olasıdır. Liderlerin yolsuzlukları ve çok karmaşık olan mezhep çatışmalarını önleyememe ve kamusal içdinamiklerini geliştirememeleri cunta tarafından yolcu edilmelerine sebep olmaktadır.
Ürdün’de 2017 yılında yayınlanmış verilere göre dünya nüfusunun % 24,38 oranında 1,84 milyar Müslüman yaşamaktadır. Bu Müslümanların % 90’ı Sünnî, % 9,5’i Şîî, % 0,5’i İbâzî olarak tasnif edilmektedir. Toplamda %90 olarak gösterilen Sünnîler fıkıh mezheplerine göre Hanefi %45, Şâfiî %28, Mâlikî %15 ve Hanbelî %2 oranlarında dağılım içermektedir.. Toplamda % 9,5 olan Şiîler ise, İsnâaşeriyye % 8, Zeydiyye %1’den az, İsmailiyye % 0,5’ten az olarak taksim edilmektedir. Bu kadar karmaşık mezhebi olan ve çoğu birbiriyle geçimsiz olan Müslümanların emperyalizme yem olma oranı gün ve gün artmaktadır.
Sen özellikle az ve gelişmekte olan ülkelerin iç işlerine idari yapısına karışarak 10 İslam ülkesinin senelerdir otoriter lider tarafından idare edilmeye alışık dokusunu boz (Saddam ve Kaddafi) bunların eğitimsizliklerinden faydalanarak Sunni Şhi olarak mezhep kavgalarına sebep ol 9 unun birbiri ile savaşmasına yol aç. İstediğin olmadığında da ekonomik ambargo yarat. Petrolüne doğal gazına el koy. ABD sermayesi ile beslenen ülke liderleri de ülkelerinin gelişmesini sadece dış borca endekslemesi yoksulluğu tırmandırmış ve göçlere sebep olmuştur.
(The United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR) published data declared that 49 other countries had higher rates of refugees accaptance than the United States did.) UNHCR in demesi o ki, mixer ülke ABD 49 ülkeden nüfusuna göre daha az mülteci kabul etmiştir. Sığınmacı lider ihraç eden İslam ülkeleri dışında petrol zengini Körfez ülkeleri de birbiri ile kan bağı olduğu halde ABD silah endüstrisini ayakta tutmaya devam ettirme peşinde olduklarından keyifleri yerindedir. Bu ülkelerde dış güç müdalesi ile cunta yoktur. Emir ailesi içi şeyh cuntası vardır. Körfez ülkeleri 3 gidiş 3 gelis asfalt otoban dışında stabilize köy kara yolu nedir bilmiyorlardı. Ne zaman Irak ve Suriye’de ABD nin ihdas ettiği IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ordusu savaş başlattı stabilize köy yolunun ne olduğunu savaş başladığında tv de gördüler. Belediye başkanı olmadığından başına Kayyum atamaya gerek olmamaktadır. Şeyhlerin hepsi birer kamu abidesidir. Baro başkanı yok. Kadın sanatçı hiç yok, Olsa da yanaklarından hoş geldiniz öpücüğü bile kondurmayı bırakın elini sıkmayanlar Fransa’dan Louvre müzesini getirip sergiliyorlar.
Ortadoğu ve Afrika ülkeleri halkının yaşam düzeni bozan emperyalizmin uşağı liderlerle insan emeğini, insan onurunu, din inancını yok sayan kimliğinin sonsuza kadar sürüp gitmesi, eşyanın doğasına aykırıdır. Dünyadaki her oluşum umudu beraberinde getirecektir.
Erdil Ünsal
Bir yanıt yazın